Wikileaks'in yayınladığı belgelerde ABD'nin Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) yaygınlaşması için yoğun bir faaliyet yürüttüğü gözlemleniyor.

İspanya, Avusturya ve Pakistan'da bulunan ABD'li diplomatların yazdığı raporlar, GDO'lu ürünlerin bu ülkelerde kullanılması için yoğun diplomatik faaliyet izlediklerini ortaya koyuyor. ABD'li diplomatlar aynı amaçlarla Vatikan'la bile görüşerek, Katolik Kilisesi'nin desteğini almaya çalışıyorlar.

2005 yılında ABD'li diplomatlar Roma'da Katolik Kilisesi'nin liderleriyle görüşüyorlar ve kilise yetkililerinin GDO'lu ürünleri onaylama sinyali verdiklerini rapor ediyorlar.

Vatikan yetkilileri, yine rapora göre, GDO'lu ürünlerin güvenilirliği konusunda tatmin olmuşlar ancak itirazlarının daha çok ekonomik gerekçelere dayandırıyorlar. GDO'lu ürünlerin üçüncü dünya ülkelerinde tarımı yok edeceğinden endişe duyuyorlar ve tarım üzerinde ekonomik emperyalizm yaratacağı için itiraz ediyorlar. ABD'li diplomatlar ise GDO'lu ürünlerin hızla artan nüfusun beslenmesinde önemli olduğunu belirterek Vatikan'ın onayını almak için ısrar ediyorlar. 2010 yılında Independent Gazetesi ise Vatikan için çalışan bazı bilimadamlarının GDO'lu ürünleri onayladıklarını, bu konuda yazılmış bir raporu yetkililere ilettiklerini ortaya koyuyor.

"İspanya uygun hedef"
İspanya da GDO'lu ürünler nedeniyle Avrupa Birliği'ne diğer üye ülkelerin baskısıyla karşılaştığını belirterek ABD'den yardım istiyor. Özellikle Monsanto MON-810 mısır hasadının ardından ABD'li diplomatlar merkeze "durum tehlikede" raporu geçiyorlar. İspanyol yetkililer, ABD'li dipolamatlara MON-810 mısırının üretiminin Fransa ile sorunlara neden olduğunu belirtiyor.

Fransa Mon-810 üretiminin durdurduğu gibi, Almanya, Avusturya ve Macaristan'da yasaklanmasını sağlıyor. GDO'lu ürünlere direnen Fransa'yı ikna etmek için devreye yine ABD'li diplomatlar giriyor. ABD'li diplomatlar İspanya'yı şu sözlerle tanımlıyor: "Biyoteknolojinin yaygınlaşması için uygun bir hedef."
(soL-Dış Haberler)