Şaka değil: Donald Trump ABD Başkanı olabilir

Donald Trump bir karikatür. Peki Amerikan sistemi böylesi bir karikatürden “süper kahraman” çıkartmaktan çok mu uzak?

Alper Birdal

Saç stiliyle eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu’nu hatırlatsa da karakter itibarıyla daha çok Ali Ağaoğlu’na benzetebileceğimiz bir şahsiyet Donald Trump. Biz bu reality şov yıldızını Ayşe Arman’ın “orada çalışıyor, orada sevişiyorum” dediği evinin de bulunduğu Şişli’deki Trump Towers’dan tanıyoruz daha çok.

Donald Trump daha önce de pek çok kez Başkanlık için aday olacağı sinyali vermişti. Ancak bu kez gerçekten aday adayı oldu.

Dün kendi gökdeleninde, New York’taki Trump Tower’da adaylığını açıkladığı konuşmada, artık reality şovlardaki figüran rolünden çıkıp başrole talip olduğunu ilan etti bir anlamda. Cumhuriyetçi Parti’nin en fazla ilgi çeken adaylık açıklaması oldu onunkisi...

'HEP BİRLİKTE KENDİ OMZUMUZU ÖPELİM'

Salona, bir dönem Deniz Baykal’ın Ricky Martin eşliğinde kurultay sahnesine çıkmasını anımsatan bir mizansenle giriş yaptı. Yaklaşık yarım saatlik konuşmasıysa böyle bir medya ilgisine layık olduğunu kanıtlayacak flaş cümlelerle doluydu.

“IŞİD’i nasıl yeneceğiz? Bence yenemeyeceğiz. Ülkemizin başı ciddi biçimde dertte. Artık zafer kazanamıyoruz,” dedikten sonra, adaylığıyla Amerikan toplumuna ne mesaj verdiğini özetleyen şu cümleleri sarf etti: “Eskiden zafer kazanırdık, ama artık kazanamıyoruz. En son birilerini, örneğin bir ticaret anlaşmasında Çin’i yendiğimizi ne zaman gördünüz? Bizi ezip geçiyorlar. Ama ben Çin’i hep yeniyorum. Hem de hep...”

Trump’ın yüksek rakımlı kulesinden, dünyanın, merkezinde "Amerika'nın" durduğu bir tepsi olduğunu zanneden avama verdiği mesaj şuydu: “Hep birlikte narsist dünyamıza geri dönelim, canımız sıkıldığında kendi omzumuzu öpüverelim.”

Neden sırma saçlı zengin omuz başı olamasın?

SİYASETLE EĞLENCEYİ AYIRABİLECEKLER Mİ?

Bunun için özsever duyguları şaha kaldırmak yetmez; buna çarpık bir haklılık duygusu, eşlik eden bir güçlülük imajını eklenmeli ve buradan bir meşruiyet zemini türetilmeli. Görünüş itibarıyla pek de ciddiye alınacak biri olmayabilir ama Trump bu kuşların hepsini birden vurmaya çalışıyor.

Örneğin konuşması boyunca Obama’yı eleştirirken söylediği birçok şeyde haklı; çarpık bir biçimde de olsa "dürüsttü". Buna, gerçekliği görülmesini istediği şekilde sunmak da diyebiliriz. Obama’nın sağlık politikası, yani Obamacare, için “5 milyar dolarlık bir web sitesi” benzetmesini yaparken böyleydi. Bu benzetmeyi yaptı ve ekledi: “Ben aynı siteyi 3 dolara kurdururum.”

Amerikan siyaset kurumunun kokuşmuşluğu hakkında da benzer bir biçimde “haklı” ve yine çarpık bir biçimde "dürüsttü": “Ben lobicileri ya da bağışçıları kullanmayacağım, onlar umurumda bile değil. Çünkü ben hakikaten zenginim.”

Konuşmasının başka bir yerinde, göçmenlere atıfla, “Kocaman bir duvar yapacağız. Benden daha iyi duvar yapan da yoktur, bundan emin olun” diyordu.

Trump’ın şu ana kadar başkanlık için adaylığını açıklayan herkesten daha fazla ilgi çekmesini sadece medyatik bir karakter ve “hakikaten çok zengin” olmasına bağlamak zor. Ana akım ABD basını onu bir eğlence objesi olarak görüyor ve bu yüzden ilgi çektiğini söylüyor. Bugün, Cumhuriyetçilere bitişik Washington Post gazetesinde yayımlanan bir yazıda söylendiği gibi, Trump’ın tuhaf bir “çekiciliği” var ABD toplumu açısından: “O bir trafik kazası gibi... Gördüğünüzde yavaşlamamanız gerektiğini bilirsiniz ama yavaşlamadan da edemezsiniz.”

Belki seçim sürecinin komiği olarak kalacak. Ancak Trump’ın ABD toplumunun hiç de küçük olmayan bir kesiminin bilinçaltına hitap ettiği şimdiden görülüyor: “O kadar sakil ki, bakmadan edemiyoruz...”

Washington Post bloğunda yazan Chris Cillizza’ya göre o, “Eğlence için iyi ama siyaset için berbat”. Peki Amerikan sistemi siyasetle eğlenceyi gerçekten ayırt edebilecek durumda mı?