Fidel’in Kübası: Kadınların yaşadığı bir ülke…

Bu yazıyı, Kübalı kadınların yaşamından öğrenen, eşitliğe ve özgürlüğe inanan Türkiyeli kadınların Fidel’e ve Küba sosyalizmine  şükran ifadesi olarak okuyabilirsiniz. Fidel, sosyalist Küba için çok şey ifade ediyor. Kadınlar nezdinde ifade ettiklerinden söz etmek ise, sosyalizmin kadınların yaşamına nasıl değdiğini anlatmakla mümkün.

İnsanlık, geçtiğimiz hafta binlerce yıllık tarihinin en kıymetlilerinden birini yitirdi. Sosyalist Küba’nın kurucusu, Küba devriminin lideri Fidel, aramızdan ayrıldı. Kuşkusuz Fidel’in ardından çok şey söylendi ve söylenmeye devam edecek. Yirminci yüzyıla damgasını vuran bu eşsiz lidere dair suskun kalmak mümkün mü? Fuhuşun, kumarın, insanlığı küçülten değersizliklerin Miami’deki sevinç çığlıklarını boşverin, insanlık Fidel’i sevgi ve şükranla anacak. 

Bu yazıyı, Kübalı kadınların yaşamından öğrenen, eşitliğe ve özgürlüğe inanan Türkiyeli kadınların Fidel’e ve Küba sosyalizmine  şükran ifadesi olarak okuyabilirsiniz. Fidel, sosyalist Küba için çok şey ifade ediyor. Kadınlar nezdinde ifade ettiklerinden söz etmek ise, sosyalizmin kadınların yaşamına nasıl değdiğini anlatmakla mümkün.

KÜBA KADIN FEDERASYONU, SOSYALİZMİ, KADININ KURTULUŞUNU ÖRGÜTLEDİ 

Öncelikle, dünyanın en büyük kadın örgütlerinden biri olan Küba Kadın Federasyonunun kuruluşuna bakmak faydalı olacaktır. Devrimin hemen ertesinde 1960’ta, yanı başındaki düşmanın göz hapsindeki ülkede, önceliklerin en başına yazılarak, Fidel’in önerisiyle kurulan bu örgüte, bugün Kübalı kadınların yüzde 90’ı üye. Yaşamın her alanına müdahale eden, toplumun dönüştürülmesinde öncülük rolü üstlenen bu örgüt, Fidel’in yoldaşı Vilma Espin liderliğinde yola koyuldu. Küba Kadın Federasyonu, devrimi takip eden günlerde iki temel görevi üstlendi. İlki Kübalı kadınların başını çektiği okuma yazma seferberliğiydi. Kampanyaya binlerce Kübalı kadın katıldı. Öyle ki 8 yaşındaki kız çocuklarının dahi evlerinden kaçarak kırsal bölgelerde bu kampanyada eğitimci olarak görev aldıklarına dair, çok sayıda hikayesi var Küba Kadın Federasyonunun. Bir ülke düşünün, tazecik devrimiyle 8 yaşındaki çocukları dahi bir aydınlanma seferberliği için ikna edebilmiş olan.

100 binin üzerinde gönüllü ile başlayan bu seferberliğin izinde, devam eden yıllarda okuma yazma oranı bugün Küba’da yüzde yüze yaklaşmış durumda. Bu ilk adım, Kübalı kadınların bugün sahip oldukları özgüvenin, gerçek bir eşitlik için sürdürdükleri mücadelenin temelini oluşturuyor. Öte yandan bugün Kübalı kadınların toplum içerisindeki rollerine dair sayıların bize ifade ettikleri,  bu mücadelenin yalnızca sayılarla ifade edilen kısmı. Oysa Küba’da devrimden sonra kadınların Küba Kadın Federasyonu’nun mücadelesi ile elde ettiği kazanımlar ve sahip oldukları imkanlar, bu sayılardan biraz daha ötesini ifade ediyor. 

FİDEL KADINLARA HEP DAHA ÖTESİNİ İŞARET ETTİ 

Federasyonun ikinci görevi, en az ilki kadar kıymetli. Her iki görev de, kadının üretime katılması ve  onları toplumsal yaşamın eşit bir bileşeni yapabilmeyi hedefliyor. Federasyon, bu hedefle uyumlu olarak ülkedeki kreşlerin sayısını artırmayı planlıyor. Kreşlerin, sonraki dönemde  çamaşırhane ve yemekhanelerin inşasına dönük çalışma, kadını eve hapseden yüklerin ağırlığından kurtarmayı amaçlıyor. Devrim sonrası kurulan kreşlerde kadın erken eşitliği temel alınmış ve  eğitim sisteminin her kademesi bu ilkeye uyumlu olarak yapılandırılmış. Bu iki kampanyanın etkisi çok kısa zamanda, etkisini gösteriyor*.  Bunu ilk olarak, bugün ülkemiz için çok can yakıcı boyutlara ulaşmış kız çocuklarının temel eğitime katılım oranlarında görmek mümkün. Devrimin ilk yılında yüzde 56 olan kız çocuklarının temel eğitime katılım oranı, bugün yüzde 99 gibi bir orana ulaşıyor. Yine açılan kreşlerin, okuma yazma seferberliği ve bunun gibi Küba Kadın Federasyonunun öncülüğünü yaptığı sayısız kampanyanın bir sonucu olarak kadınların iş yaşamına katılım oranı yüzde 60’lara çıkıyor. 

Kadınların bu büyük örgütlenmesi, sosyalizmin yol alışı sürecinde çok önemli. Fidel de, Federasyonun II. Kongre’sinde yaptığı konuşmada bunu vurguluyor. Ancak her fırsatta, kadınlara daha ilerisini işaret etmekte ısrarcı oluyor Kübalı devrimci. Aslında bu, Fidel’in Küba toplumuna öğrettiği en eşsiz özelliklerden biri. Bir yandan ulaşılan hedeflere bakarken diğer yandan daima daha ileriyi işaret etmek. İstatistik bilimini zorlayan ve tablolarda göstermeye çalıştığımız sayıların altında da, aynı neden yatıyor. Tam da bir komünistin yapacağı şekilde!

KAPİTALİZMDE BU SAYILAR MÜMKÜN MÜYDÜ? 

Küba Kadın Federasyonunun yaptıklarına bakarken, herhangi bir örgütün kapitalizm koşullarında bunu başarmasının imkansızlığını görmek, bütün bu ilerlemelerin sosyalizm koşullarında yaşandığını tekrar hatırlatmak gerek. Federasyon, bu durumun farkında olarak en temel görevlerini ‘Devrimi korumak ve savunmak’’ olarak açıklıyor; devamında ise, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasının devrim koşullarının ortadan kalktığı bir düzlemde imkansız olduğunun altını çiziyor. Bu vurgu, Küba’da kadınların mücadele programlarının devrimin programıyla nasıl kesiştiğinin de göstergesi. 

Küba Ulusal Balesi'nin genç balerinleri, Havana'da ders sırasında  

Fidel’in Küba Kadın Federasyonunun II. Kongresi’nde, biraz da ulaşılan ilerlemenin kadınların siyasi alana katılım oranlarına yeterince yansımamasına sitem ederek, kadınların sömürülmesinin kaynağında politik bilincin eksikliğine işaret etmesi ve politik bilincin oluşması için bütün kadınları evlerinden çıkmaya, siyasal yaşamın bir parçası olmaya çağırması, kadınların siyasete katılımının da ne denli önemsendiğine dair önemli veriler sunuyor. Aynı konuşmada Fidel; “Sadece kadınlar sosyalist toplum için yapılması gerekenleri bu denli başarılı bir şekilde yerine getirebilirdi’’ sözleriyle, Kübalı kadınların sosyalizmin inşasında neleri başardıkları ve  başarabileceklerini gösteriyor. Fidel’in özgün katkısının inkar edilemez olduğu bu süreçte, kuşkusuz Kübalı erkekler çok şey öğrendi bu cesur kadınlardan. Bunu en güzel Raul Castro’nun 2014 yılında, Federasyon’un IX. Kongresi’nde ‘’Kadın erkek eşitliğinden söz edeceksek şunu da söylemeliyim ki Vilma beni bir kez daha eğitti bu konuda’’ deyişinden anlıyoruz. Raul’un, kadınların devrimci emeğinin mücadele yoldaşları ve tüm diğer Kübalı erkeklerin zihinlerinde yarattığı değişimleri vurgulaması, kapitalist dünyanın taşıyamayacağı, üretemeyeceği bir meydan okuma aslında. Yalnızca, sosyalizmin kadınları bunu başarabilirdi ve görünen o ki büyük yol katettiler.

Fidel’in ardından, kapitalizmin pençesinde yaşayan, bu akıldışı düzene karşı eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren bizlerin, Fidel’e ve Küba devrimine bir şükran borcu var. Kapitalizmin türlü çıkmazlarına maruz kalan kadınlar için, Kübalı kadınların mücadelesi bir umut ve övünç kaynağı. Her gün aynı cümlelerle, sosyalizmin, eşitliğin imkansız olduğuna dair söylenen yalanlara karşın, eşitlik ve özgürlüğün hayal değil zorunlu bir gerçek olduğunu,  kurtuluşun gerçekliğini hatırlattığı için çok şey borçluyuz bu güzel ülkeye ve Fidel’e. Kahramanca mücadele eden bu neşeli devrimci, kadınların neşeyle dans edebildiği, özgürce sokaklarını arşınlayabildiği, dünyanın dört bir yanında hekimlik yapabildiği bir ülkenin kurucusu oldu.

Teşekkürler Fidel.

Ve elbette, zafere kadar daima!

* Sosyalist Küba’dan kadınların yaşamını gösteren bazı sayılar

Öğretmen, öğretim üyesi ve bilim insanlarının yüzde 81,9'u kadın. 

Hekimlerin yüzde 60,2'si, sağlık sektöründe çalışanların yüzde 78,5'i kadın.

Sağlık alanında enternasyonal görevlerde bulunanların yüzde 64,2'si kadın. 

Hâkim ve savcıların yüzde 70’ten fazlası kadın.

Teknik personelin yüzde 36,7'si, mühendislerin yüzde 31’i kadın. 

Kooperatiflerin iktisadi denetiminde yer alan kadınların oranı yüzde 59, yönetiminde yer alan kadınların oranı yüzde 64.

Turizm alanında çalışanların yüzde 40,4’ü kadın.

Kız çocuklarının temel eğitime katılma oranı yüzde 99.

Üniversite mezunlarının yüzde 63,6’sı kadın.

Ekonomide istihdam edilen kadınların yüzde 74,37’si yüksek öğrenim mezunu (bu oran erkekler arasında yüzde 55,6). 

Teknik meslek sahiplerinin yüzde 66’sı kadınlardan oluşuyor (bu oran ABD’de yüzde 47,9).

Halk İktidarı Ulusal Meclisi içindeki milletvekillerinin yüzde 48,8’i kadın. (Bu oran dünya ortalamasında yüzde 20, sadece 33 ülkenin parlamentosunda kadın oranı yüzde 30 ve üzeri. Küba’da milletvekillerinin maaş almadığını da belirtelim). 

Devlet Konseyi üyelerinin yüzde 41,9’u kadın. 

Halk İktidarı Vilayet Meclisi Başkanları’nın yüzde 66,6’sı kadın. 

Küba Komünist Partisi Merkez Komite Üyelerinin yüzde 41,7’si kadın. 

Küba Gençlik Birliği kadrolarının yüzde 52,1’i kadın. 

Devrimi Savunma Komiteleri adlı mahalle komitelerinin üyelerinin yüzde 64,4’ü kadın. 

Küba Merkez Sendikası üyelerinin yüzde 57’si kadın. 

Küçük Tarım Çiftlikleri Ulusal Birliği üyelerinin yüzde 41’i kadın.