Twitter mesajları suç mudur, gözaltı durumunda ne yapmalı?

AKP’nin Gezi Parkı saldırıları sonucunda Twitter mesajları dolayısıyla başlattığı gözaltı operasyonlarına ilişkin Dr. Özgür Uçkan’dan görüş aldık. “Twitter mesajları suç mudur? Gözaltı durumunda ne yapmalı?”

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde bilgi ekonomisi, ağ ekonomisi, enformasyon tasarımı ve yönetimi konularında ders veren Dr. Özgür Uçkan, Gezi Parkı eylemleri sonrası yaşanan Twitter baskınlarına ilişkin soL’a değerlendirmelerde bulundu.

İşte Uçkan'ın değerlendirmeleri:

Twitter gözaltıları bir gözdağı, otosansür operasyonu
Gezi Parkı’ndan başlayıp tüm Türkiye’ye yayılan direniş dalgası, sosyal medyanın gerçek zamanlı iletişimi ile toplumsal hareketler arasındaki derin bağı bir kez daha açık bir biçimde gözler önüne serdi. Ana akım medyanın tamamen dezenformasyon ve atalet yaydığı bir ortamda sosyal medya gerçek haber kanalı haline geldi ama bunun da ötesinde bir örgütlenme, yardımlaşma, dayanışma, kolluk ve milis suçlarına karşı delil toplama, sağlık, hukuki yardım gibi hayati bilgilerin ihtiyaç sahiplerine iletilmesi gibi işlevlerle vazgeçilmez hale geldi.

Hal böyle olunca iktidarın temel “tehdit” kategorisine de yerleşti tabi. Van depremi, Roboski bombalamaları ve Reyhanlı saldırılarından sonra zaten tehdit olarak algılanıyordu. Sosyal medyanın gerçek zamanlı bilgi akışını seçici olarak sansürlemek çok zor. İktidar yıllardır bunun yolunu arıyor, ama nafile. Ya toptan erişimi engelleyecekler ya da kullanıcıları korkutmak, onları otosansüre zorlamak için gözdağı operasyonlarına girişecekler. Bu operasyonları daha önce de denediler, şimdi de Gezi direnişinin verdiği korkuyla tekrar deniyorlar. İzmir’de, Adana’da onlarca Twitter kullanıcısı “halkı isyana teşvik” suçlamasıyla gözaltına alındı.

Bu gözaltıların hukuki temeli çok zayıf. Konuyla ilgili kapsamlı bir hukuki değerlendirme, alanın önde gelen hukukçuları Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak tarafından kaleme alındı: “Twitter Gözaltıları Hakkında Basın Açıklaması” (http://privacy.cyber-rights.org.tr/?p=1495). İşin bir de teknik boyutu var ki önemli. Gözaltına alınan insanlara Emniyet nasıl ulaştı? Twitter’ın IP bilgileri gibi kullanıcı verilerini vermediği biliniyor (Facebook veriyor olabilir, dikkat!). Hukuki prosedürle vermeye zorlansa da bu çok zaman alan bir işlem. O halde bu kadar hızlı bir biçimde bu kişilere nasıl ulaşılıyor? Yaygın görüş, polisin kullanıcı isimleri, profil eşleşmeleri ve basit içerik taramalarıyla göstermelik bir liste hazırlayıp gözaltılara giriştiği yönünde (Daha karmaşık ve ciddi bir biçimde hukuksuz olan, mobil operatörlerin ve ISS’lerin veri sağladığı yönünde olasılıklar da var, ama geçelim). Zaten seçilen kişilerin yaş aralıkları, coğrafi kümelenmeleri de bu ilk olasılığı öne çıkarıyor.

Şimdi gelelim böyle temelsiz bir suçlamayla gözaltına alındığınızda neler yapabileceğinize:

Tüm donanımınızı şifreli olarak kullanmaya dikkat edin. Sizin dışınızda kimse cep telefonunuza veya bilgisayarınıza erişemesin. Açılış şifreleri kullanın. Bunu sosyal medya programlarınız için de yapın. Yani polis bilgisayarınızdan veya Twitter hesabınızdan ne yazdığınıza bakamasın. Mümkünse TOR, Hotspot Shield, PGP gibi anonimleştirme ve şifreleme araçları da kullanın. Bunlar polisin içerikle sizi eşleştirmesini ciddi bir biçimde güçleştirecektir. Zaten artık şifreleme, anonimleştirme, erişim maskeleme gibi teknikler her eve lazım.

Gözaltına alındığınızda öncelikle temel haklarınızı kullanın. Asla avukatınız yanınızda olmadan ifade vermeyin (hele parmak izi hiç vermeyin, prosedüre uygun olmayan yöntemlerle sizi fişleyebilirler). Baro’lar bu konuda gayet iyi hukuki destek sağlıyor. Bulunduğunuz yerin Baro telefonunu bulundurun ve hemen arayın. Avukat gelene kadar da her türlü işbirliğini reddedin. Bu sizin temel hukuki hakkınız.

Hiç bir suçlamayı kabul etmeyin. El koydukları araç gereç (bilgisayar, cep telefonu vs.). konusunda tutanak isteyin, donanımızdan aldıkları imaj dosyaları vb. konusunda da öyle. Bu elektronik verilerin size karşı kanıt olarak kullanılması karmaşık bir süreç ve genellikle davalarda ayakta durmuyor.

Suçlamaları reddedin. Hele Gezi direnişi gibi dinamik ve karmaşık bir ortamda, herkes Wi Fi şifresini filan açmışken, suçlamaya konu olan tweet’i sizin attığınızı kanıtlamaları çok zor. Aynı şey mobil operatör verileri için de geçerli. Mobil internet bağlantısı kolaylıkla paylaşılabilir. Bu veri de kanıt olarak işe yaramaz.

Her şeyden önce bir gözdağı operasyonuyla karşı karşıya olduğunuzun bilincinde ve sakin olun. Gözaltı süreniz bittiğinde serbest kalacağınızı bilin ve rahat olun. Kendine güven psikolojik harp tekniklerinin bir numaralı boşa çıkartıcısıdır. Sükûnetinizi kaybedip boşu boşuna onların eline koz vermeyin.
Bilin ki, siz polisin cımbızla seçtiği bir örneksiniz ve size yapılan hukuki bir şey değil. Korkmayın...

Ve asla yılgınlığa kapılıp kendinize Otosansür uygulamayın. Hedefleri bu zaten...

soL gazetesi yarın bir rehber yayınlayacak
AKP hâlâ, zaten yıllardır süren baskıya başkaldırmış olan halk hareketini tehdit, zor ve korku yoluyla alt etmeye çalışıyor. soL gazetesi yarın, AKP'nin eylemcilere korku salmak ve onlar üzerinde baskı kurmak istediği tüm başlıklarda ne yapılması gerektiğine dair bir rehber yayımlayacak.

(soL - Haber Merkezi)