Said-i Nursi 'demokrasici'leri birleştirdi

50. ölüm yıl dönümü vesilesiyle çeşitli etkinlikler düzenlenerek gündeme oturtulmaya çalışılan Said-i Nursi, AKP'nin "Demokratik Açılım"ının da kökenlerinden biri ilan edilmeye çalışılırken, medya ve akademi dünyasından bazı isimler de bu sürece desteklerini esirgemiyor.

Ölümünün 50. yılında Said-i Nursi'yi anmak için Risale-i Nur Enstitüsü'nün organize ettiği, son haftaya yayılan çeşitli etkinliklerden biri de dün İzmir'de gerçekleştirildi. Tepekule Kongre ve Sergi Sarayı'nda, ''Said-i Nursi ve Demokratik Açılım'' konulu bir panel düzenlendi.

Risale-i Nur Enstitüsü Başkanı ve Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular ve Yeni Asya Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz'ün yanı sıra geçtiğimiz hafta aynı başlıkta İstanbul'da düzenlenen panele de katılan Prof. Dr. Doğu Ergil de bu panelde hazır bulundu.

"Din birleştirir"
Risale-i Nur Enstitüsü Başkanı ve Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, panelin açılışında yaptığı ve "Said-i Nursi'nin hürriyet ve adalet meselesini çok önemsediği"ni ileri sürdüğü konuşmasında Cumhuriyet ve laiklik eleştirilerine de geniş yer verdi.

Kutlular, "Türkiye Cumhuriyeti'nin ırkçılık üzerine kurulduğu fakat hangi ırktan olursa olsun Müslümanların din kardeşi olması nedeniyle Türkiye'de asıl birleştirici unsurun da din faktörü olduğu"nu iddia etti. Kutlular, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken dini meselelerde yanlış yapıldığını, laikliğin din karşıtlığı olarak kurulduğunu öne sürdü.

Doğu Ergil'den "AKP ve Demokratik Devrim"
Panelde "demokratikleşme" ekseninde bir konuşma yapan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğu Ergil, "ihtilal"i, "bir sosyoekonomik ve siyasal yapıyı bütünüyle dönüştürmek, farklı yapıya kavuşturmak" şeklinde tanımlarken bu tanımdan yola çıkarak, "Türkiye'de gerçekten ihtilal olsaydı darbeciler tarihin çöplüğünde olurdu çoktan. İhtilal için darbeler yapılıyor" dedi.

"Demokratik bir devrimin sancılarını yaşıyoruz" diyen Ergil, bu ifadesiyle AKP'ye ve onun "Demokratik Açılım"ına ilişkin "olumlu" kanısını ortaya sermiş oldu.

Ergil, Stratejikboyut adlı bir derginin son sayısına verdiği röportajda, "AKP sivil darbe mi yapıyor" tartışmalarına cevaben, "eğer darbe iktidarı ele geçirmek içinse böyle bir durum sözkonusu değil. Çünkü bununla itham edilen parti zaten iktidarda. O yüzden darbe yapmasına lüzum yok. Bu bakımdan terminoloji yanlış" ifadelerini kullanmıştı.

Ergil, AKP ile birlikte "kendilerini hep mağdur hisseden ve sistemin karşısında konumlanmış olan kesimler"in sisteme eklemlendiğini, bu durumun da siyasetin tabanını genişletip siyasal ilişkileri yumuşatarak sekülerleşmeyi de getirdiğini söylemiş, "AKP'nin, irticanın değil, sekülerleşmenin aracı olduğu"nu iddia etmişti.

"Laik Jakoben" Ertuğrul Özkök'ün "anlama" çabası...
Yeni Asya gazetesi Said-i Nursi'yi anmak için bir de, geçtiğimiz hafta gazete eki olarak okurlarına verdiği "Aydınların gözüyle Said-i Nursi" adlı bir özel dosya hazırladı.

Said-i Nursi hakkındaki özel dosyaya, yandaş medyadan ve AKP destekçiliğiyle tanınan liberal isimlerden başka, Hürriyet gazetesinden Ertuğrul Özkök de yazısıyla "katkıda bulundu".

"Katkı"sını sadece Yeni Asır okurlarına değil, 2 Nisan tarihli "Said-i Nursi'yi yanlış mı tanıyoruz" başlıklı köşe yazısıyla kendi okurlarına da sunmak isteyen Özkök, "benden de görüş koyarak, laik kesimin gözünde Said-i Nursi'yi meşrulaştırmak mı istiyorlardı?" şeklinde ifade ettiği şüphesine rağmen, "Atatürk'e olan derin hayranlığını bildikleri halde yazısını ön sıralara koymaları"ndan mutlu olduğunu yazdı.

Said-i Nursi'nin takipçilerinin kendisini önemsemesini önemli gören Özkök'ün yazısı, "Cumhuriyeti, meşruiyeti, parlamenter sistemi savunduğu halde devlet Said-i Nursi'ye neden bu kadar tepkili?" sorusuna cevap bulmak amacıyla ve başka meseleler ile de ilgili olarak ortak platformlar kurma önerisiyle bitti.

(soL-Haber Merkezi)