Polis şefinden örgüt militanı

Fethullah Gülen cemaatinin devlet içindeki örgütlenmesini ifşa eden kitabıyla olay yaratan eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, "Devrimci Karagah Örgütü" ile ilişkili olmaktan gözaltına alındı.

“Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabını yazarak Fethullah Gülen cemaatini karşısına alan Hanefi Avcı önce Eskişehir Emniyet Müdürlüğü görevinden merkeze alındı. Avcı hakkında çok sayıda soruşturma açıldı. Ancak kimse Avcı’nın "Devrimci Karargah Örgütü"yle ilişkili olmaktan gözaltına alınacağını beklemiyordu. Avcı, bu iddialarla ilgili basın açıklaması düzenleyerek her şeyi açıklayacağını söylediği 30 Eylül tarihine birkaç gün kala gözaltına alındı.

Bugün Ankara’da gözaltına alınarak uçakla İstanbul’a götürülen Avcı “Ben örgüt üyesi değilim. Bana bunu yapanlar örgüt üyesidir. Yasadışı telefon dinlemelerinde suçüstü yakalandılar. Kanunsuz dinlemeleri teşhir oldu. Kılıf bulmak için bunu yapıyorlar” dedi.

Avcı bunun bir “cemaat operasyonu” olduğunu da söyledi.

Avcı hakkındaki yakalama kararını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı çıkardı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın geçen hafta ifadeye çağırdığı Avcı, savcılığa gitmemişti. Bunun üzerine savcılığın, “yakalama kararı” çıkarttığı bildirildi.

İstanbul'da “Devrimci Karagah” örgütü üyesi oldukları iddiasıyla aralarında Sosyalist Demokrasi Partisi üyelerininde bulunduğu 17 kişi gözaltına alınmış, 13 kişi tutuklanmıştı.

Hanefi Avcı'nın, tutuklananlar arasında yer alan Necdet Kılıç’a ait telefonlardan birini kullandığı iddia edildi. Avcı'nın Necdet Kılıç'ı Mersin'de görev yaptığı 1980'li yıllardan beri tanıdığı da söyleniyor.

Avcı’nın Eskişehir’de Emniyet lojmanlarındaki evinde de arama yapıldığı öğrenildi.

Atalay: Yargının işi
Konuyla ilgili resmi ağızlardan ilk açıklama İçişleri Bakanı Beşir Atalay'dan geldi. Atalay, "Avcı'nın gözaltına alınmasıyla ilgili yargının talebi oldu" diye konuştu.

“Gitmiyorum, zorla götürülüyorum”
İstanbul’a götürülen Hanefi Avcı çok sayıda gazeteciye konuşarak sesini duyurmaya çalıştı.

Hanefi Avcı, gazeteci Saygı Öztürk'e yaptığı açıklamada "Gitmiyorum, zorla götürülüyorum. Polis zoruyla uçağa bindiriliyorum. Ankara'dan İstanbul'a savcının talimatıyla götürüldüğümü söylüyorlar ama bunun savcının talimatı olduğunu düşünmüyorum. Niçin götürüldüğümü de bilmiyorum. Ben aynı zamanda hukukçuyum. Hukuk kuralları da çiğneniyor. 40 yıl terörle mücadele eden bir kişi terörden gözaltına alındı. Ankara'da genel müdürlükte gözaltına alındım. Onurumu hiç kimseye çiğnetem. Benim Devrimci karargah örgütüyle hiçbir alakam yoktur" dedi.

“Kesinlikle ifade vermeyeceğim”

İstanbul uçağına bindirilirken Ruşen Çakır'ı arayan Hanefi Avcı, Devrimci Karargah gibi bir örgütle ilişkisi olmadığını söyleyerek, "Ben bu ifadeyi zorla verirdim, asla gitmezdim ve şimdi de götürüyorlar beni. Kesinlikle ifade vermeyeceğim. Avukat bile tutmayacağım" dedi.

Hanefi Avcı, İstanbul uçağına bindirilirken gazeteci Ruşen Çakır'ı telefonla aradı. Ruşen Çakır, hayli sinirli ve tedirgin bir ses tonuyla konuştuğunu söylediği Hanefi Avcı ile görüşmesini şöyle anlattı:

"Hanefi Avcı’nın kendisi aradı, saat yanılmıyorsam 12.15’ti. Ben tabi ki önce kendisinin yayına bağlanmasını istedim gazeteci refleksiyle. Kendisi bunun doğru olmayacağını söyledi. Tedirgindi, sinirliydi ve bu sesine de yansıyordu.

'Avukat bile tutmayacağım'
Çok net konuşuyor, zaten bunu bekliyormuş ve bazı meslektaşlarımıza e-mail yoluyla duyurmuş. Bana telefanda ‘Bu yapılan tamamen hukuk dışıdır, benim Devrimci Karargah gibi bir örgütle ilişkim yoktur ve zaten olmasını da kimse düşünemez. Ben bu ifadeyi zorla verirdim, asla gitmezdim ve şimdi de götürüyorlar beni. Kesinlikle ifade vermeyeceğim. Avukat bile tutmayacağım’ dedi.

Bunun tamamen kendisine yönelik bir komplo olduğunu, bu tür şeylerin başına gelebileceğini taa kitap yazdığında bildiğini ve bu yüzden de şaşırmadığını aktardı. Kesinlikle pes etmeyeceğini vurguladı. ‘Her türlü gücü kullanıyorlar beni engellemek için. Sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim’ diye konuştu.

Basın toplantısında Devrimci Karargah'ı anlatacaktı
Yapacağı basın toplantısında neler diyeceğini sorduğumda ‘Yine aynı konuyu, Devrimci Karargah Örgütü operasyonunu anlatacaktım’ dedi.
Kendisine kitapta yer verdiği TSK, polis, istihbarat veya adalet mekanizmasındaki ‘imam’ların isimlerini açıklayıp açıklamayacağını sorduğumda ise ‘Hayır o isimleri sadece ilgililere söylüyorum, basın toplantısında sadece komployu anlatacaktım’ ifadelerini kullandı.
Suçladığı insanları çok iyi tanıyor, onu suçlayan insanlar da onu çok iyi tanıyor. Hanefi Avcı kitabı yazıncaya kadar polis teşkilatı içindeki en efsanevi birkaç isimden biriydi. Kendisi milliyetçi-muhafazakar görüşe sahiptir ve emniyet de genelde bu akımdan oluşturulduğu için hayli popülerdir. Hanefi Avcı gibi bir polis şefinin yine polis tarafından alınıyor olması emniyette bir travma yaratmıştır. Kendisinin peşine düşen birçok kişiyi bizzat yetiştirmiştir bir polistir Avcı. Evinin aranması ise itibarsızlaştırma operasyonudur. Bu tür polis sorgulamaları ve soruşturmalarının kitabını yazmış bir kişidir. Bir sinir harbi sürüyor diyebiliriz. Hanefi Avcı emniyette sahipsiz değil, çoğu kızakta da olsa.
Olay daha yeni başlıyor, öyle gözüküyor.”

“Bu bir cemaat operasyonudur”
İstanbul’a götürülen Avcı, Odatv’nin de sorularını yanıtladı.

Hanefi Avcı’nın açıklamaları özetle şöyle:

“Hem görev yerim, hem de 2 savcıya ifade vereceğimden dolayı Ankara’daydım. Beni gözaltına aldılar. Rızamla değil, zorla götürülüyorum. İstanbul savcılığına teslim edeceklermiş. Bu bir cemaat operasyonudur. Kendi rızamla gitmiyorum. Devlet bu hukuksuzluğu seyredecekse seyretsin. Ben isyan etmeye sesimi, çıkarmaya devam edeceğim. Yapılan hukuksuzluktur gasptır. Beni susturmak için yapıyorlar…”

Odatv’ye açıklamalarını sürdüren Avcı ile muhabir arasında ise şu diyalog geçti:

-Polisler size nasıl davranıyor?

Beni çok dövüyorlar, gelin beni kurtarın. Şaka yapıyorum tabi. Ne yapacaklar, görevlerini yapıyorlar.

Başlarında sizin rütbenizde görevli bir amir var mı?

Tabi.

Moraliniz nasıl?

Çok kötüyüm, ağlıyorum. Yine şaka yapıyorum. Korkacağım bir şey yok ki, niye moralim bozuk olsun.

Askeri savcılığa gittiniz mi?

Askeri savcılığa dün gittim ve her şeyi anlattım.

Beraberinizdeki polisler hangi emniyet müdürlüğüne bağlı?

Ankara’nın polisleri.

Gözaltı kararı ne zaman çıkmış?

Pazar günü

Konutunuz aranıyor mu?

Evet, eşimle konuştum, evi arıyorlar

30 Eylül’de basın toplantısı yapacaktınız. Yapacak mısınız?

Çıkarsam yapacağım.

Avcı'nın eşi: Eşimi kimse susturamaz
Eskişehir Emniyet Müdürlüğü'ne ait lojmanlarda ikamet eden Hanefi Avcı'nın evi de aranıyor. Hanefi Avcı'nın eşi Şenay Avcı, mahkeme kararı ile polislerin eve geldiğini ve arama yaptığını söyleyerek, “Bir şey yok evi arıyorlar. Arasınlar bir şey yok. Burası polis evidir. Ben polis eşiyim." dedi.

Eşine destek çıkan Şenay Avcı, “Ben dağ gibi bir adamın eşiyim. Benim eşim devletine çalışmaktan başka bir şey yapmadı. Benim eşim yüzünün akı ile duruyor. Yine kitabını yazacak kimse susturamayacak. Kimse susturamaz. Aile olarak kale gibi arkasındayız"diye konuştu.

Avcı İzmir'de konuşmuştu: "Herşeyi 30 Eylül'de açıklayacağım"
Hanefi Avcı’nın her şeyi açıklayacağım diyerek verdiği 30 Eylül tarihinden önce gözaltına alınmış olması da dikkat çekti.
Avcı 25 Eylül'de imza günü için gittiği İzmir'de ilginç açıklamalarda bulunmuştu.

Avcı, hem askeri hem de sivil savcıya ifade vereceğini, tüm gerçekleri, 30 Eylü'de basın açıklamasıyla anlatacağını dile getirmiş ve ikinci bir kitap yazacağını da okuyucularına müjdelemişti.

Hanefi Avcı, Edirne'de görev yaparken ilişki yaşadığı ileri sürülen öğretmen K.K.'yle ilgili açıklama yapmak istememiş ve Devrimci Karargah Örgütü'ne yardım ettiği gibi iddialarıyla ilgili de konuşmamıştı.

'29'unde savcıya ifade vereceğim' demişti
Avcı, “Şu an izindeyim. Pazartesi günü Ankara'da olacağım. 29'unda savcıya ifade vereceğim. Genelkurmay Askeri Savcılığı ilgili de tebligat yapılmış. Askeri savcıya da ifade vereceğim. Daha sonra tüm bildiklerimi, gerçekleri, herşeyi 30 Eylül'de basın açıklamasıyla anlatacağım” demişti.

Kitabında yer verdiği, emniyetin muhbiri olarak adlandırılan, Emniyet Genel Müdür Eski Yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü´yle birlikte suç örgütü kurmak suçundan İzmir´de yargılanan İrfan Erbarıştıran´ı tanımadığını, elindeki bilgilerle yazdığını ileri süren Avcı, “Kendisini tanımam. O olayın, Özel Yetkili bir mahkemede yargılamasının yapılması çok saçma. Ancak, soruşturmanın nasıl yapıldığı, deliller gibi unsurların çok iyi ele alınması gerekir. O zaman bu kitaptan daha büyük ses getiren bir olay olur” demişti.

(soL-Haber Merkezi)