Pandora'nın kutusu açıldı: 'Önce zinayı ve içkiyi yasaklayın'

Erdoğan'ın başlattığı "kürtaj ve sezaryen" tartışması İslamcı kesimin çeşitli temsilcilerinin eteklerindeki taşları dökmesini beraberinde getiriyor. Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak da, öncelikle "zina ve içki yasaklanmalı" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın başlattığı kürtaj ve sezaryen tartışması, İslamcı kesimin çeşitli siyasi temsilcilerinin de eteklerindeki taşları dökmelerine neden oluyor. Yasakçı ve kadın düşmanı zihniyetin çeşitli yansımaları bu kesimin temsilcileri tarafından yüksek sesle savunuluyor, gericiliğin yeni saldırıları için bir zemin teşkil ediyor.

Son olarak partisinin Merkez İlçe Divan Kurulu toplantısında konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, öncelikle "zinanın ve içkinin yasaklanması" gerektiğini savundu. AA'nın haberine göre Kamalak şöyle konuştu:

“Bu ülkede zina serbest bırakılmış. Zina serbest, kürtajı yasaklıyorlar. Asıl sebep zinadır. İçki serbest, sarhoş olmak yasak. Ortada bir terslik yok mu? Değerli kardeşlerim içkiyi kaldırırsan sorun biter. Zinayı yasaklarsan, kürtaj büyük bir ihtimalle kendiliğinden biter. Sebebe bakmıyorlar sonucu yasaklıyorlar.

Efendim şunu söylüyorlar, 'iktidardakiler sizin kardeşleriniz. Onlar da hocanın öğrencileridir.' Evet kardeş olmak, kardeşlerin aynı şekilde düşünmesidir, aynı şekilde hareket etmesidir. Habil ile Kabil de kardeş değil miydi? Her ikisi de Hz. Adem'in çocukları değil miydi? Biri katil, biri cennetlik.''

"Zina suç olsun"
Saadet Partisi daha önce de Gençlik Kolları tarafından asılan "Zina suç olsun, eşcinsellik ahlaksızlıktır" pankartıyla gündeme gelmişti. Konuyla ilgili Saadet Partisi Gençlik Kolları'nın internet sitesinde yapılan açıklamada da, "Zinanın ve eşcinselliğin yaygınlaştığı ve normalleştiği böyle bir zamanda elbetteki sessiz kalamayız. Zina toplumun çekirdeği olan aile yapısının temeline konmuş bir dinamittir. Yıllardır ülkemizde zinaya karşı cezalandırma müessesesinin olmayışı toplumsal kargaşayı beraberinde getirmektedir. Zina ve eşcinsellik toplumların ortasına atılmış tahrip gücü yüksek bombalardır. Buna karşı her milletin ve o milletin temsilcisi olanların tedbir alması ve bunu yasayla düzenlemesi boynunun borcudur" denilmişti.

"Her çalının dibi bir yatak odası gibi" diyen Emniyet Müdürü
Kamalak'ın "zina ve içki yasaklanmalı" sözleri, Bursa Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya'nın parklarda fuhuş yapıldığı iddiasını da akıllara getirdi. Bursa Emniyet Müdürü, "Dolaşmak için ben de evimden dışarı çıkınca, Kültürpark’ın her ağacın altında bir çift var, her çalının dibi yatak odası gibi. Her şey meydanda. Bunlar benimde kanıma dokunuyor. Ama iki taraf gönüllü olunca yapacak bir şey yok. Yasalar buna izin vermiyor. Biz kolluk kuvveti olarak sadece uyarıyoruz" sözleriyle, konuyla ilgili "yasal boşluk olduğuna" işaret etmişti.

Afyon'da IV. Murat dönemi
"İçki yasaklansın" talebi ise ülkenin çeşitli yerlerinde içki satışı yapan dükkanlara ve restoranlara gerçekleştirilen polis baskınlarını ve son olarak Afyon'da içki satışını yasaklayarak kenti IV. Murat dönemine geri döndüren Afyon Valiliğini hatırlattı. Afyon Valiliği tarafından alınan kararda şunlar söylenmekteydi: "Kamunun istifadesine açık park, bahçe ve üzerinde tesis bulunmayan açık alanlarda ilimiz merkez ilçe sınırları içerisinde veya meskûn mahallerde, karayollarında, umuma mahsus yerlerde, umuma mahsus park ve bahçelerde, umumun istifadesine sunulan piknik ve ören yeri gibi alanlarda ve her çeşit taşıma araçlarının içinde açıkta alkol içilmesi veya satışı yasaklandı. Ayrıca gar, otogar, meydan, cadde, sokak, tarihi ve kültürel mekânlar, ibadethane, terk edilen yapılar, inşaatlar, banka ATM’leri, köprü altları, mezarlıklar, gezinti yerleri, içerisinde çeşitli işyerleri olan 24 saat açık iş hanı merdiven boşlukları ve boş alanlarında alkollü içeceklerin içilmesi yasaklanmıştır.”

Benzer bir karar Afyon'un ardından AKP'li ve MHP'li belediye meclisi üyelerinin oylarıyla Anamur'da da alınıyor, belediye meclisi, Anamur’un içerisinden geçen D-400 karayolunun kuzeyinde kalan ilçe merkezinde bundan sonra içkili mekânlara ruhsat verilmemesini kararlaştırıyordu. Yasağı savunan AKP’li meclis üyesi Halil Aydoğdu, “özgürlük başkalarının huzurlu yaşama hakkını elinden almamalı” diye konuşuyordu.

(soL-Haber Merkezi)