Özel yetkili Başbakan

Hakan Şükür’ün sözünün üzerine yasa tanımadığı Erdoğan, AKP ve yandaşları tarafından adeta ilah derecesine getirilmiş durumda. MİT yasasındaki son değişiklikle gücünü iyice artıran Erdoğan’ın özel yetkili başbakan haline geleceği görülüyor.

AKP milletvekili Hakan Şükür’ün Lig TV’de yorumculuk yapması tartışmasında söylediği sözler AKP’nin yaratmakta olduğu tebaa kültürünü bir kez daha akıllara getirdi.

TBMM’ye doğru düzgün uğramayıp aylık 150 bin TL’ye Lig TV’de yorumculuk yapan Hakan Şükür’ün yorumculuk yapmasını önlemek için sunulan kanun teklifine Şükür’ün verdiği cevap Erdoğan’ı hükümdar, halkı ise tebaa olarak gördüğünü ortaya koydu.

Şükür: “Beyefendiye sorulmuş, gerisi lafügüzaf”
CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan tarafından meclise sunulan kanun teklifi için Şükür, Erdoğan’ı kastederek “beyefendiye sorulmuş, gerisi lafügüzaf” şeklinde konuştu. Başbakan’ın kararı dışındaki mecliste yapılan kanun teklifini ve tartışmayı “lafügüzaf” olarak niteleyen Şükür’ün milletvekilliğinin ne işe yaradığı ise anlaşılamadı.

Şükür’ün “lafügüzaf” cevabını son yıllarda yaşanan olaylarla birlikte düşünüldüğünde Erdoğan’ın tek adam olmanın ötesinde adeta ilahlaştırıldığı görülüyor.

Şükür daha önce de Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi ve BDP’li vekillerin buna gösterdiği tepki üzerine kendisine sorulan soruya “bunun değerlendirmesini bizim büyüklerimiz, bakanlarımız, tecrübeli büyüklerimiz yapıyordur” şeklinde yanıt vererek AKP’li vekillerin Erdoğan’a ve diğer büyüklerine tabiiyetini ortaya sermişti.

Özel yetkili başbakan
Hakan Fidan ve diğer MİT’çilerin ifadeye çağrılması sonrası ortaya çıkan kriz nedeniyle MİT kanununda gündeme gelen değişikliğin TBMM’de kabul edilmesiyle MİT görevlileri ve Başbakan tarafından görevlendirilen kamu görevlilerinin görevleri sırasında işledikleri suçların soruşturulması Başbakan’ın iznine bağlı hale gelecek. Özel yetkili mahkemeler için de geçerli olan kanun değişikliğiyle Erdoğan’a yasalardan bağımsız hareket etme yetkisi de tanınmış oldu.

CHP Denizli milletvekili İlhan Cihaner, MİT kanununa ilişkin mecliste yaptığı konuşmada başbakanın özel yetkisinin nasıl işleyeceğini şu sözlerle anlatmıştı:

“Başbakan izin vermezse Cumhuriyet Savcısı hangi yola başvuracak, bunu bana söyleyin. Bunun şöyle bir anlamsız hali de var, zaten gizli olan bir şeye kim nasıl başvuracak? Mağduru kim olacak? Bunlar zaten gizli kapaklı olacak. Bir kişi gizli soruşturmada, savcı soruşturma izni verecek, bu gizli olacak. Başbakan da gizli olarak reddedecek. Mağdurun haberi olmayacak. Bu, savcıyla başbakan arasında geçen bir şey olacak.”

Erdoğan'a ters düşen Arınç kendini affedemedi
Erdoğan’ın partisindeki en etkili isimleri dahi geri adıma zorlayacak güçte olması dikkatleri çekmekte. Şike yasasındaki değişikliğin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilmesini “hayırlı oldu, hiçbir milletvekili tekrar meclise getirmeye cesaret edemez” şeklinde yorumlayan Arınç, Erdoğan’ın yasanın olduğu gibi meclise gönderilmesi talimatı vermesi üzerine çark ederek şunları söylemişti: “Tek bir yanlışım var. O da büyük bir yanlış. Kendimi affedemiyorum o konuda. Benim bu kanunu bir daha getirmeye cesaret edemezler lafım affedilemez bir hata.”

Erdoğan’ın annesi ölünce ulusal yas ilan edildi
Erdoğan’a yağcılığın sınırlarının Erdoğan’ın ailesine doğru giderek genişlediği görülüyor. Erdoğan’ın annesi Tenzile Erdoğan’ın geçtiğimiz Ekim ayındaki ölümü sonrasında medya tarafından adeta ulusal yas ilan edilmişti. Gazeteler ve televizyon kanallarının çok geniş yer ayırdığı ölüm için çok sayıda tanınmış şahıs ve şirketin ölüm ilanı verme konusunda yarıştığı görüldü. Kimi kuruluşların tam sayfa verdiği 8 Ekim tarihinde gazete sayfaları ölüm ilanlarıyla dolmuştu.

Sümeyye Erdoğan’ı kızdıran tiyatrocuya ceza
Geçtiğimiz yıl Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın bir tiyatro oyununu terk etmesi sonrasında yaşananlar da dikkatleri çekmişti. Oyun sırasında sakız çiğneyen Sümeyye Erdoğan’a oyundaki sanatçılardan birinin nükte yapması nedeniyle yaşanan olaylar Başbakan Erdoğan’ın ailesi için gösterilen ayrıcalığı ortaya koymuştu. Olaya el koyan Kültür Bakanı Ertuğrul Günay nükte yapan oyuncu Tolga Tuncer’i makamına çağırtarak uyardığını açıklamış, sonrasında Tuncer’e uyarı cezası verilerek oyuncunun teşvik ücretinden kesinti yapılmıştı.

"Erdoğan adeta ikinci peygamber"
2009 yılında ise AKP’nin eski Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser ise yağcılığa ilahi bir boyut katarak Erdoğan’ı “ikinci peygamber” ilan etmişti. Eser partisinin merkez ilçe kongresinde şunları söylemişti: “Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan'a biz o kadar bağlıyız ve aşığız ki, bizim için adeta ikinci peygamberdir.”

Kutsal balyoz
Erdoğan’a yağcılık yarışı içerisindeki AKP’lilerin kimi zaman yaratıcılık sınırlarını zorladıkları görülmekte. 2006 yılında Erdoğan, makam aracında fenalaşarak bayılmış ve otomatik olarak kilitlenen araçta mahsur kalmıştı. Erdoğan, aracın camının çevredeki bir inşaattan getirilen balyozla kırılmasıyla kurtarılmıştı. Erdoğan’ı kurtaran balyoz AKP eski Bingöl milletvekili Fevzi Berdibek’e Erdoğan’a olan bağlılığını kanıtlamak için fırsat olmuştu.
Balyozu satın alan ve saklamanın kendisi için onur olduğunu belirten Berdibek şöyle konuşmuştu: “Bize çok şey kazandıran bu balyozu, manevi değeri nedeniyle alıp yanımda saklamayı uygun gördüm. Hayatımın sonuna kadar bunu saklayacağım. Kimseye vermeyi de düşünmüyorum.”

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Erdoğan’ı putlaştırmak için bir girişim de memleketi Rize’den gelmişti. Rize Üniversitesi senatosu geçtiğimiz sene aldığı kararla üniversitenin adını Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi olarak değiştirmişti. YÖK tarafından onaylanan karara ilişkin konuşan Üniversite Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz, değişikliğin kendi fikirleri olduğunu ve bunun için Erdoğan’dan izin aldıklarını belirtti. Yağcılık için isim değişikliğini yeterli bulunmadığı görülmekte. Üniversitenin Sağlık Yüksekokulu sekreteri Mutafa Çakır üniversitenin yeni logosunun Erdoğan’ın imzası olmasını önermişti.

(soL- Haber Merkezi)