Mahmurlular Beşir Atalay'ı yalanladı

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, Mahmur Kampı'ndan Türkiye'ye 100-150 kişilik bir grubun geleceği yönündeki dünkü açıklamasına, Mahmur'dan bir yalanlama geldi.

Fırat Haber Ajansı'nın konuya ilişkin bugünkü haberinde, Mahmurlular'ın, "Böyle bir toplu dönüş yok. Devlet, 'Demokratik açılım'ın içini doldursun, taleplerimizi yerine getirsin, o zaman döneriz" dedikleri belirtildi.

Haberde, Maxmur Demokratik Halk Meclisi tarafından yapıldığı belirtilen yazılı açıklamada, "Barış gruplarının, önderimiz Abdullah Öcalan'ın yol haritasının avukatlarına verilmesi, operasyonların durdurulup yeni bir sürece adım atılması, anadilin eğitim başta olmak üzere tüm alanlarda özgürce kullanılmasının Anayasal güvenceye alınması, koruculuk sisteminin kaldırılması ve bunlar için demokratik sivil bir anayasanın oluşturulması yönündeki talepleri, Maxmur halkının da ortak talepleri ve özlemleridir. İlk başta devletin bu taleplerimizi yerine getirmesi gerekir" denildi.

Açıklamada, Kürt halkının "Barış grupları"nı sahiplenmesinin AKP hükümeti ve muhalefet tarafından şov olarak değerlendirilmesi eleştirilerek, "asıl bunları şov olarak değerlendiren zihniyet ve buna tahammül edemeyen AKP hükümetinin açıklamaları provokasyondur. AKP süreci sabote etmektedir" ifadesi yer aldı.

AKP'nin, "Barış grupları"nın gelişini kendi başarısı gibi göstermeye çalışarak rant elde etmeye çalıştığı yorumları yapılırken, Mahmur'dan gelen açıklamada da, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, Mahmur'dan kalabalık bir grubun daha Türkiye'ye geleceği şeklinde gerçekliği olmayan açıklamasının da buna işaret ettiği belirtildi.

Mahmur'a "özel" ekip gönderilmişti
Beşir Atalay dünkü açıklamasında, Mahmur Kampı ile ilgili bütün bilgilerin ellerinde olduğunu ve buraya ilişkin bazı çalışmaların kurumlar arasında devam ettiğini, Dışişleri Bakanlığı'na Mahmur Kampı'yla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde görüş ve talepler geldiğini belirterek, Mahmur Kampı'ndan Türkiye'ye 100-150 kişilik bir grubun geleceğini söylemişti.

"Demokratik açılım" projesinin tartışılmaya başlandığı Ağustos ayı başlarında ise, Dışişleri, İçişleri ve MİT mensuplarından oluşan "özel" bir ekibin, baskılar nedeniyle 1994 yılında Türkiye'den göçen ve sayıları 11 bine ulaşan Kürt yurttaşın yaşadığı Kuzey Irak topraklarındaki Mahmur Kampı sakinleriyle görüşerek "beklentilerini belirleyeceği", Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün de kampta doğan ve "kimliksiz" olan genç kuşağı nüfus kaydına almak için çalışma başlattığı basına yansımıştı.

Yıllardan bu yana PKK'ye üye sağladığı söylenen Mahmur Kampı'nın tasfiyesi için, Türkiye-Irak-ABD üçlü mekanizmasının çalışma yaptıkları biliniyor. Üçlü mekanizmada yer alan Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin kendisini Mahmur'un tasfiyesinden uzak tutmaya çalıştığı, bu nedenle ABD ve Türkiye'nin kampın tasfiye işini Araplar'a havale etmeyi planladıkları da ileri sürülmüştü. PKK'nin elini zayıflatmaya yönelik bu girişimler Mahmur'da da tepkiyle karşılanıyordu.

Bir yandan da, kampta yaşayan nüfusun Türkiye'ye dönmesi ve kampa silah bırakacak PKK'lilerin yerleştirilmesinin, "Demokratik açılım" kapsamında telaffuz edilen projeler arasında yer aldığı şeklinde haberler de basına yansımıştı.

Uluslararası Af Örgütü de Mahmur için devrede...
Bu arada dün de, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Uzmanı Andrew Gardner, "Türkiye: Onurlu geri dönüş hakkı" başlıklı yazılı bir açıklama yaparak, Türkiye'deki devlet ve hükümet yetkililerine, Mahmur Kampı'ndan Türkiye'ye dönmek isteyenlerin taciz ve ayrımcılık korkusu olmadan geri dönmelerine izin vermeleri için çağrıda bulundu.

Açıklamada, mültecilerin geri dönebilmesi ve adapte olabilmesi için uygun ortamın hazırlanması, Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı'nın (BMMYK) kılavuz rolüne saygı gösterilmesi ve gönüllü geri dönüşleri teşvik ve koordine etmesine izin verilmesi istendi. "Vatandaşlığını kaybetmiş mültecilerin vatandaşlığa geri dönebilmesini ve ülke dışında doğan çocuklarının vatandaş olabilmesini sağlayın" denildi.

(soL-Haber Merkezi)