(soL - Haber Merkezi) 13 Mart 2014’te İzmir’de kamu sağlık kurumlarının yöneticileri, sağlık müdürleri ve toplum sağlığı merkezlerinde görevli hekimler İzmir İl Sağlık Müdürlüğü ve İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından resmi bir toplantıya çağırıldılar. Sağlık hizmetlerine dair bir değerlendirme yapılacağı gerekçesiyle düzenlenen toplantının kürsüsünde Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Agah Kafkas’ın yanı sıra AKP İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay, AKP il ve ilçe yöneticileri ve iki AKP milletvekili bulunuyordu.
AKP’lilerin katılım ve konuşmalarının ağırlıklı olduğu bu toplantıda, özellikle evde bakım hastalarının üzerinde duruldu. Evde bakım hastalarının aile hekimlerince rutin olarak değerlendirilmelerine ilaveten, toplum sağlığı merkezlerinde görevli “güler yüzlü” ebe ve hemşirelerde yeniden ziyaret edilmeleri ve listelerinin güncellenmesi özellikle AKP’liler tarafından isteniyordu.
Aynı gün İzmir Halk sağlığı Müdürlüğü'nden gelen yazıda ise oy kullanmak isteyen evde bakım hastalarına bu olanağın sağlanacağı, bu hastalara bir sağlık personelinin refakat edebileceği bildiriliyordu. Bu yazıda, solunum cihazına bağlı olmak vb. nedenlerle oy kullanmaya gidemeyecek hastaların da ayrıca dökümünün yapılarak bildirilmesi isteniyordu.
Sağlıkta hırsızlık, yolsuzluk, gericilik, fişleme dosyası bir hayli kabarık olan AKP söz konusu olunca bu uygulamaya “evde bakım hastalarının oy kullanma hakkı” penceresinden bakmak imkansız. 30 Mart seçimleri öncesinde ciddi bir bunalım yaşayan AKP’nin kamu personeli olmayan yönetici kadroları ile resmi toplantıları ve kamu hizmetlerini yönlendirmesi, oy kullanabilecek evde bakım hastalarına bir personel refakatinde oy kullandırılması fikri, ayrıca oy kullanamayacak olan evde bakım hastalarının ayrı bir dökümün tutuyor olması kaygı uyandırır nitelikte.
Örneğin oy kullanacak olan evde bakım hastasına refakat eden personelin refakati tanımlı değil, bu refakatin sınırları belirlenmemiş. Evde bakım hastalarının oy kullanmaları bizzat kamu personeli olmayan AKP yöneticileri tarafından belirleniyor olması, refakatçi personelin AKP yanlısı olması şüphesi, dolayısıyla seçmen bağımsızlığının yok sayılması kaygısını güçlendiriyor.
Pek çok yerel yönetimde AKP’ye oy vermeyen mahallelere temel belediye hizmetlerinin ağır aksak götürüldüğü, o yerleşkelerde ulaşım sorununa etkin çözümler bulunmadığı, hatta Ankara’da yıllardır kentsel dönüşüme direnen Dikmen’de zaman zaman sokakları lağım basmasına sessiz kalındığı göz önüne alındığında sağlık durumu nedeniyle oy kullanmaya gidemeyecek evde bakım hastalarının seçim sonrasında evde bakım hizmetlerinden dışlanıp dışlanmayacağı kaygısı da güçleniyor.