Erdoğan mı yalancı, Suat Kılıç mı yüzsüz?

Erdoğan sürekli “Bu referandum, seçim değil, AKP’yle bir ilgisi yok” diyor, oysa AKP’li vekiller sürekli tam da Erdoğan’ın dediğini yapıyor.

Referandum yaklaştıkça siyasetçiler iyice serbest atışlara başladılar. Artık işe yarayacağı düşünülen her türlü anlamsız, saçma, belaltı, tutarsız argüman kullanılıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam çıktığı (ve yine ağladığı) televizyon programında “Onların derdi başka diyorsunuz, nedir muhalefetin derdi?” sorusuna şöyle yanıt vermişti: “Ben size çirkinini söyleyeceğim, ’AKP’ye hayır, referanduma hayır’. Böyle bir kampanya olur mu? Şimdi yani AKP’ye ’hayır’ diyeceksen, bunu 2011 yılı için de. Ama şu anda, bu defa bu kampanyanın AK Parti ile uzaktan yakından alakası yok.”

Erdoğan “çirkin” diye nitelediği bu iddiayı uzun zamandır dile getiriyor. Oysa AKP’li vekilleri, her gün, her saat anayasa değişikliğinin içeriğini tartışmaksızın, Erdoğan’ın dediğinin dik alasını yapıyorlar.

Tek bir örnek olarak, AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç’ın Samsun’un Vezirköprü ilçesinde söylediklerinden bir kısmını yorumsuz aktarıyoruz.

- (Evet) diyeceksiniz çünkü bütün Türkiye 'evet' diyor. Bunun farkındayız. Önce bir 'hayır cephesine' bakalım. CHP yeni anayasaya 'hayır' diyor, Türkiye Komünist Partisi, Doğu Perinçek'in İşçi Partisi, PKK'nın yanında yürüyen Barış ve Demokrasi Partisi yeni anayasaya 'hayır' diyor. Benim anlamadığım bu kadar şerrin yanında MHP'nin ne işi var. MHP de yeni anayasaya 'hayır' diyor. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye şunu sorduk: AK Parti'ye kendini yakın hissetmedin de CHP'ye mi kendini yakın gördün. AK Parti ile yakınlaşmadın da TKP ile yakınlaştın? El insaf.


- CHP'nin Genel Başkanı bayram günü bile yalan konuşmaktan geri durmuyor. Başbakan'a saldırıyor, hakaretler ediyor, iftiralar ediyor. Bir SSK Genel Müdürlüğünü yönetmeyi bile başaramamış Kemal Kılıçdaroğlu, bu memleketin binlerce sorununu çözüme kavuşturan Tayyip Erdoğan'a dil uzatıyor. Allah aşkına senin haddine mi düşmüş. İnsanlar hastanelerden aldığı hizmetleri, köy yollarına yapılan hizmetleri bilmiyor mu? Bizim için iş bitmez. Bu hükümet toprağı alın teriyle sıvayan bir hükümettir. Onun için bu milletin verdiği oylar AK Parti'ye analarının ak sütü gibi helal oylardır. Kılıçdaroğlu konuşuyor. Elinde bir fıçı çamur dolu, etrafa çamur saçıyor. İftiranın, hakaretin, yalanın, çamurun bini bir para. Türk siyasetine bu kadar iftara atan bu kadar dedikodu yapan, bu kadar siyasetini yalan üzerine oturtan başka bir siyasi lider görülmemiştir.


- (80 yılda bütün hükümetlerin yaptığı duble yolların uzunluğunun 6 bin kilometre, AKP hükümetinin 8 yılda yaptığı duble yolların uzunluğunun ise 12 bin kilometre olduğunu belirterek) Farkı görüyorsunuz. Bir hükümet ya yol yapar ya yolsuzluk yapar. AK Parti Hükümeti 8 yılda 12 bin kilometre duble yol yaptı, bu yolsuzluk yapmadık demektir. Bizden öncekiler yolsuzluk yaptı. Biz yol yaptığımıza göre bizden öncekiler duble yolsuzluk yaptı, katmerli yolsuzluk yaptı.


- 12 Eylül Pazar günü darbecilerin, insanları dar ağacına götürenlerin Allah'ından bulacakları gündür inşallah. Yan gelip yatmak yok. Herkes kapı kapı dolaşacak. Çetelerden hesap sormaya, hukukun üstünlüğüne hesap sormaya 'hayır' denir mi hiç.


- Metin Şentürk ne diyor biliyor musunuz? 3 yaşında iki gözünü de kaybetti. Allah bize bahşettiğini ondan 3 yaşında aldı. İki gözü de görmüyor. Diyor ki, 'Bir adamın iki gözü kör olsa vallahi bu Anayasaya gene de evet oyu verir.' Siz meseleyi anladınız ama Kılıçdaroğlu meseleyi anlamadı, anlamaz. Niye anlamaz biliyor musunuz ? Bunlar milletin gittiği yoldan gitmezler, bunlar arka yollardan dolanır giderler.

(soL - Haber Merkezi)