Birincisi, açılımla ilgili hükümetin ne dediği tamamiyle muğlak. Hükümet bir şey diyecek ki, muhalif olan cephe de ona göre bir tavır oluşturacak. Şimdiye kadar hükümet kanadından gelen iki şey var. Bunlardan biri Cumhurbaşkanı tarafından geldi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül güneydoğuda bir yere gitti, orada bulundukları yerin Ermenice adını Kürtçe olduğunu zannederek telaffuz etti: Norşin, Ermenicedir. İkincisi de AKP hükümeti “Kürt” kelimesini kullanarak “açılım” diyor. Bunların dışında netleşmiş ve ortaya konmuş, tartışmaya açılmış hiç bir olay yok. Ama AKP bunun üzerinden demokrasi rüzgarı estiriyor, Recep Tayyip Erdoğan da büyük demokrat olarak ortada dolaşıyor. Ama hiç bir olay yok.

Ben tabii bu açılım denilen, AKP'nin de altını doldurmadığı ve bomboş duran bu açılımın Amerikan merkezli olduğunu düşünüyorum ve Amerika'nın empoze etmesiyle girdiğimiz bu sürecin de sonucu, maalesef parçalanmaya kadar gidebilir. Ben Anadolu'da oluşmuş bu ulus-devletin herhangi bir biçimde parçalanabilecek bir noktaya taşınabileceğini düşünmek istemiyorum.

Amerika'nın Irak'a sundukları dünyanın gözünün önünde yaşanıyor. Amerika'nın Irak'a sunduğu 1993 senesinden 2008 senesinin Ocak ayına kadar geçen sürede 5 milyon 400 bin ölüdür. 5 milyon 400 bin insanın canına mal olmuş bir “özgürleşme hareketi”nden, “demokrasi”den bahsediyorlar. Amerika girdiği hiç bir yerde bunun dışında bir şey vaat edemiyor.

Ben bir sosyalist olarak şuna bütün kalbimle inanıyorum: Kardeşimiz, eşit yurttaşımız olan Kürtler anadillerini konuşmalıdır, kendi kültürlerini istedikleri gibi yaşamalıdır. Ama üniter yapıya da bir Türk kadar, bir Çerkez kadar saygı göstermelidir.