Futbol sahasında bir cinayet: Emrah Kandemir

Kadir Can Özçamca

Blog: Serbest Kürsü

‘’…Kooperatif bloklarda oturuyorduk ama çocuk parkı, okul, yüzme havuzu, basketbol sahası herkese açıktı, hiçbirine para ödemek zorunda değildiniz. Bu bize kendimizi değerli hissettirirdi, birilerinin bizi sevip, koruyup kolladığını düşündürürdü. Sanırım mutlu bir çocukluk geçirmiş olmamın nedeni bu…”

Bu sözler Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic’e ait. Bilic bu sözlerin günümüzle bağlantısını kurarken çok kritik bir konuya değiniyor. Günümüzde çocuk parkı, okul, yüzme havuzu, basketbol sahası, futbol sahası gibi mekanları kullanabilmeniz için bir bedel ödemeniz gerekiyor. Sporu geliştirmek için yapılması düşünülen her şeyin ‘Yeni Salon’, ‘Yeni Stadyum’, ‘Yeni Havuz’ inşa edilmesi fikri; Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomisini sadece yapılaşma ve inşaat sektörü üzerine kurması ve bu bağlamda yandaş firmaları ihya etme düşüncesinden bağımsız olmamakla birlikte, tamamen bu fikrin zeminini oluşturmaktadır.

Bedel ödemekten bahsettik açalım biraz. Bedel dediğimizde artık maddi kaynaklar akıllara gelmemeli. Yurttaşlarımız spor alanlarını kullanmanın bedelini canıyla ödeyebiliyor.

Bu yazıda da spor yapmanın bedelini canı ile ödeyen Emrah Kandemir’in hikayesini farklı bir açıdan sunmaya çalışacağım. Malumunuzdur, Geçen hafta Sinop 1. Amatör Lig maçında hayatını kaybeden Emrah, Ayancık Belediyespor’un futbolcusu, Spor Bakanlığı'na bağlı bir spor salonunda çalışan bir Taşeron işçi ve 2 çocuk babası.

Emrah’ın ölüm sebebi asla kalp krizi olarak geçiştirilemez. Bu bir cinayettir. Ve bu cinayete TFF, Spor Bakanlığı, Stadın müteahhidi, ilgili belediye ve klüp sorumludur.

Evet TFF sorumludur çünkü; lige girişlerde, transferlerde amatör klüplerden fahiş fiyatlar talep ederken, şimdiki başkan göreve geldikten sonra müsabaka sırasındaki bütün sağlık ve özel güvenlik düzenlemelere ilişkin giderleri klüplere bırakan madde statüye eklenmişken bu düzenlemelerin gerçekleşmemesi durumunda müsabaka başlamaz maddesi eklenmesi atlanmıştır. Hakkını da verelim TFF’nin, klübede doktor bulundurmadığı için ceza yiyen klüpler biliyorum ama klübesinde ‘’Diş Doktoru’’ bulunduran klüp ceza almaktan kurtulabiliyor. Tabii ki buna ilişkin bir düzenlemede yok.

Mevcut örneğimiz üzerinden gidelim. Emrah’ın hayatını kaybettiği Türkeli’nde ki statta yeşil alana tek giriş, sporcu giriş-çıkışı. Yani stada ambulans girişi mümkün değil. Stadın müteahhiti, Gençlik ve Spor bakanlığı, TFF bu küçük ayrıntıyı atlamış. Bu küçük ayrıntının atlanmış olması sebebiyle ambulansın Emrah’a ulaşması için önce bir iş makinasının telleri yıkmasına ve ambulansın kaldırıma çıkabilmesi için onu itebilecek insan gücüne ihtiyaç vardı. Bu iki ihtiyacın giderilmesi için 25 dk gibi bir süre gerekti ve o süre içinde ilk yardım takım arkadaşları tarafından sağlandı. Bu süre içinde Emrah’ın kalbi durmuş nabız alınamıyordu. Burada bir hatırlatma önemli. Emrah’ın tedavi altına alındığı Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesine gidene kadar yaklaşık 6 saat geçiyor. Yakınları ve takım arkadaşlarının henüz Türkeli’ndeyken talep ettikleri ambulans helikopter hava muhalefeti mazeret gösterilerek red ediliyor. Emrah önce Sinop’a sonra Samsun’a karayolu ile götürülüyor.

TFF’nin ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, mevcut Hükümetin inşaat ihalelerini dağıtmasındaki organizasyon görevini gördüğü ortamda tabi ki statların sadece yapılmış olmaları önemli oluyor. Böylesi bir ortamda yayın ve iddaa gelirleri olmayan klüplere yani amatör klüplere yeterince destek sağlanamaması, yerel zenginlerin insafına terk edilmesi ve bu zenginlerin kontrolsüz harcamalarının denetlenmemesi amatör futbolu ve geçimini buradan sağlayan futbol emekçilerini kilitlemiş durumda. Aynı kişi ve kurumlar, futbol emekçileri için asgari şartları sağlamaktan acizler.

Emrah Kandemir’in hayatını kaybetmiş olmasının bize işaret ettiği diğer başlık ise Emrah’ın taşeron işçisi olmasıdır. Günümüz ekonomik sisteminde, zaten sömürünün merkezinde duran ve ücretli köle durumundaki taşeron işçilerin, geçimlerini sağlamak için ek iş yapmak zorunda kalanlar arasında nispeten şanslı sayılabilecek bir işe sahip olan Emrah’ın böylesine acı ve çok basit müdehalelerle ve denetlemelerle engellenebilecek bir şekilde hayatını kaybetmiş olması ayrı bir üzüntü kaynağıdır.

Bu cinayeti, işçi cinayetlerinden ayrı tutmak, Soma’daki Ermenek’teki kayıplarımızdan ayrı değerlendirmek kabul edilemez bir yanlıştır. Bu konu futbol endistürisi içerisindeki en zor şartlarla yüzyüze gelen, bu eğlencenin cefasını çeken, amatör futbol ve onun emekçilerinin karşı karşıya kaldıkları zorlukları en saf haliyle önümüze getirmiştir.

‘Kalp Krizi’ futbol emekçisinin fıtratında yoktur. Kalp krizine neden olan ; Bilimsel antreman metodlarının uygulanmaması, Özel sermayenin kucağına atılmış olamsına bağlı olarak müsabaka için gerekli asgari sağlık ve güvenlik şartlarının sağlanamamasıdır.

Bize düşen; nasıl maden emekçilerinin, sanayi işçisinin, tershane işçilerinin, inşaat işçilerinin fıtratından ölümü çıkarmak ise aynı zamanda futbol emekçilerinin sesine kulak verme ve onlarında kıyımına engel olmaktır.