Gaetan Dugas’ın çiğnenen onuru

Arizona’da yapılan genetik dizileme araştırması “Amerika’ya AIDS hastalığını getiren eşcinsel” yaftasıyla yıllar boyu karalanan Kanadalı kabin görevlisi Gaetan Dugas’ın masumiyetini kanıtladı.

bilimsoL - Yiğit Kocagöz

Yaşam bilimleri alanlarında edinilen bulguların toplumu doğrudan etkilemesi zaman alır. Bu bulgular eşliğinde fiziki varlığımız için zararlı hareketlerden kaçınır, bizi sağlıklı tutacak seçimlere sığınırız. Ne var ki biyolojik bulgular toplumun etik değerlerini de şekillendirir. Kısıtlı ve çarpık değerlendirilen bulgu korkutucu nefret söylemlerine kapı açabilir, sahte bilim türlerini doğurabilir. 20. yüzyılın başındaki öjeni akımı ve 20. yüzyıl sonlarına kadar büyük bir çabayla “bilimselleştirilmeye”çalışılan ırkçı akımlar unutulmaması gereken örnekler. Toplumsal desteğini cehaletten alan bulgular toplum için de tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

Ne var ki dünyadaki tüm adaletsizliğe inat, işler bazen “olması gerektiği” gibi işler, bulgular bize geçmişteki bazı yanlışları görme imkanı sağlar. Gaetan Dugas’ın yıllar sonra adının temize çıkması durumunda olduğu gibi.

Gaetan Dugas ismi AIDS hastalığının tarihçesinde kritik bir öneme sahip. 1980’lerde, hastalığın karakteri daha belirgin değilken, bugün AIDS olarak bildiğimiz bağışıklık yetmezliği sendromunun aslında özel bir deri kanseri türü olduğundan şüpheleniliyordu. Kaposi sarkomasının bir türü olduğundan şüphelenilen bu hastalığının Amerika’daki demografisini araştırmaya girişen biliminsanları zorlu bir patoloji dedektifliğine giriştiler ve sonunda hastalığın izini Fransız-Kanadalı kabin görevlisi Gaetan Dugas’a kadar sürdüler. 1982 yılında araştırmacılar Dugas’a ulaştığında genç adam Kaposi sarkoması tedavisi görmekteydi. Dugas’ın cinsel geçmişi o dönem adı konulamamış hastalığın cinsel yolla bulaştığını kanıtlayan ilk güçlü bulgu olmuştu.

1984 yılında Dugas hastalığından ötürü vefat ettiğinde otuz bir yaşındaydı. İşin ilk hüzünlü kısmı genç adamın kendini öldüren rahatsızlığı asla net olarak öğrenememiş, bunu bir kanser türü olarak kabul etmiş olmasıydı. Ne var ki ilerleyen yıllarda hastalığın aslında HIV virüsü kaynaklı AIDS olduğu ortaya çıkacaktı.

SIFIRINCI HASTA

İkinci hüzünlü kısım ise Dugas’ın ölümüyle başladı ve etkisini bugüne kadar sürdürdü. Mart 1984’te eşcinsel ve biseksüel erkeklerin hastalık haritalarını çıkarmaya çalışan (ve Dugas’ın da örneklemine katkıda bulunduğu) yayın, genç adamı grafiklerde “Hasta O” (İng. "Patient O") olarak belirtti. Çalışma farklı bölgelerden hastaları kapsıyordu ve Dugas Kaliforniya dışında ikamet ettiği için "O" harfi ile belirtilmişti ("Outside California").

Ne var ki bu ifade, bir salgın durumunda hastalığı ilk taşıyan hasta anlamına gelen “0. hasta” ("Patient Zero") ile karışmaya müsaitti. Nitekim böyle de oldu.

Dugas’ın makaledeki etiketlenme şekli küçük bir dikkatsizlik olarak unutulabilirdi, ne var ki pek çok bilimsel makalenin başına gelen trajedi buna izin vermedi: Artık adı AIDS olarak tanımlanmaya başlanmış olan yeni hastalığın popüler kültür tarafından aniden keşfedilmesi, makaleyi de bir anda basın malzemesi yaptı. Dugas bir anda tüm Amerika’ya hastalığı yayan insan olarak lanse edildi.

Hem bu bilinmez hastalık karşısında toplumda pompalanan dehşet, hem de yüksek eşcinsel düşmanlığı hesaba katılınca Dugas’ın “sıfır numaralı, yani salgının kökeni olan hasta” olması biçilmiş kaftandı.

İşin bir diğer trajik kısmı ise bu şehir efsanesinin arkasındaki gazetecinin Randy Shilts olmsıydı. Kendi de eşinsel olan Shilts mesleğini eşcinsel toplulukların sorunlarına ve AIDS hastalığının anlaşılmasına adamış bir isimdi, buna rağmen Dugas’ın “tüm salgını başlatan insan” olduğunu iddia etmek fikrinin cazibesinden geri duramamıştı.

Shilts’in 1987 tarihli "And the Band Played On" (Ve Orkestra Çalmaya Devam Ediyor) kitabında Dugas dolaylı yoldan sosyopatik eğilimler gösteren ve hastalığı yolculukları sırasında Afrika’dan Kuzey Amerika’ya getiren kişi olarak tasvir ediliyordu. 1993 yılında filme de çekilen kitap Shilts’e pek çok ödül kazandırdı. Ne var ki bir sene sonrasında Shilts de yıllardır savaşını verdiği AIDS’e yenik düştü ve yaşamını yitirdi.

GERÇEK ORTAYA ÇIKTI

Otuz sene boyunca muhafazakar sağ için günah keçisi olan Dugas gerçekten tüm bir kıtayı hasta edebilir miydi? İrili ufaklı bilimsel yayınlarda bunu destekleyen söylemlere rastlanıyordu. Ancak 26 Ekim 2016’da Nature’da basılan bir makale “Sıfırıncı hasta” efsanesinin bitmesi gerekiğini gösteriyor.

Arizona Üniversitesi’nden evrimsel biyologların yaptığı araştırma 1978 ve 1979 tarihlerinde eşcinsel erkeklerden toplanmış 2000 serum örneğinin incelenmesini kapsıyor. AIDS’in kaynağı olan HIV (İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü) kanda onlarca yıl barınabilen bir yapı, bu sebeple aradan geçen neredeyse kırk seneye rağmen araştırmacılar virüsün genetik dizilimini elde etmeyi başarabildiler. Ulaşılan sonuçlar Dugas’ı öldüren virüs ile kıyaslandığında ise sonuç netti: Serumlardan edinilen virüsler Dugas’ın kanında barınandan çok daha farklı bir mutasyon haritasına sahip. Bu da bu virüslerin başka yolla çok daha evvel tarihte Amerika’ya ulaşıklarının sinyalini veriyor. Araştırmanın sonucuna göre HIV’in bu suşunun Amerika’ya Karayipler üzerinden Afrika’dan gelmiş olması olası.

Çalışmaya göre 1970'ler boyunca HIV New York'ta varlık göstermiş. Ancak birçok yeni hastalık gibi o dönemde doğru teşhis edilememiş. Yazarlar, Dugas'ın kadraja girmesinin sebebinin ise biyolojik örnek ve partnerleri hakkında bilgi vermek konusunda açık olması olduğunu tahmin ediyorlar. Çoğu hasta bilgi saklarken Dugas'ın açık olması, sanki tüm ilişki ağının merkezinde Dugas varmış gibi bir yanlış intiba oluşturmuş.

Dugas’ın aslında kendisine atfedilen rolü oynamadığı, ölümünden otuz yıl sonra da olsa böylece açığa çıkmış oldu. AIDS  üzerinden yürütülen homofobik söylemlerin ne derece azalacağı tartışılır, ancak kesin olan bir şey, bilimin bu söylemleri beslemek için alet edildiği vakalardan birinin kapanmış olduğu.

HIV NEDİR?

Akut bağışıklık yetmezliği sendromu (AIDS) 1982 yılında eşcinsel topluluklardaki sıklığından ötürü "gaylerle ilişkili bağışıklık yetmezliği" (GRID) olarak adlandırılmış, bazı kaynaklarda ise “gay kanseri” olarak ifade edilmişti. Hastalığın demografisinin incelenmesinin ve cinsel kimlikten bağımsızlığın belirlenmesinin ardından aynı yıl hastalığa AIDS adı verilmesine karar verildi. 1986’dan beri hastalığına yol açan virüs, insan bağışıklık yetmezliği virüsü (HIV) adıyla anılmakta. İnsandan insana vücut sıvılarıyla bulaşan HIV, bağışıklık hücrelerine girerek bunları öldürüyor ve hastaların basit enfeksiyonlardan ölümüne yol açıyor.

Kaynak haberler:

http://www.nature.com/news/hiv-s-patient-zero-exonerated-1.20877?WT.mc_i...

http://www.nature.com/news/how-researchers-cleared-the-name-of-hiv-patie...

Worobey vd, 2016, Nature, "1970s and ‘Patient 0’ HIV-1 genomes illuminate early HIV/AIDS history in North America", http://www.nature.com/nature/journal/vaop/ncurrent/full/nature19827.html