Kaybeden ABD değil Türkiye oldu...

Suriye’de ordu stratejik bölgeleri terör çetelerinin elinden tek tek kurtarırken ve Suriye için siyasi çözümün konuşulacağı Uluslararası 2. Cenevre Konferansı yaklaşırken, ülkenin geleceğinde söz sahibi olma telaşına düşen Suriye’de muhalif Ulusal Koordinasyon Komitesi önemli bir adım attı…

Suriye hükümeti, bir süre önce Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla BM’den Türkiye hakkında soruşturma açılması talebinde bulunmuştu. Soruşturma, kimyasal saldırılarda kullanılan malzemenin Türkiye’den temin edilip Suriye’ye geçirilmesine göz yumulması ile ilgiliydi. Kanıtlar da sunulmuştu.

Suriye hükümeti, soruşturma talebinde bulunmuştu ama muhalefet Erdoğan’a doğrudan dava açtı… Ulusal Koordinasyon Komitesi’nin yurtdışındaki Genel Koordinatörü Heysem Menna Amerika’da yaşayan Suriyelilerle bir araya geldikten sonra böyle bir dava açacağını açıkladı. Erdoğan’ı Suriye’ye terörist sokmakla itham ettiğini ve yine elinde yeterli kanıtların bulunduğunu söyledi.

Yani AKP hükümetinin Suriye’ye karşı işlediği suçlar sadece “iddia” olmaktan çıkıp, belgeler, kanıtlar, soruşturmalar ve uluslararası davalar boyutunda gündeme gelmeye başladı bile…

Suriye muhalefetin dahi dava açması Erdoğan’ın Suriye’ye yönelik söylemlerini çürütüyor ve onu, şu anda Türkiye sınırlarında sorunsuz bir şekilde yuvalanma imkânı bulmuş olup desteği kesildiği anda Türkiye için büyük tehlike olabilecek El Kaide ile yapayalnız bırakıyor…

Bir hafta önce Türkiye’nin, Suriye konusunda ciddi bir hesap hatası yaptığı ve sonuçlarıyla karşı karşıya kaldığı değerlendirmesinde bulunan Amerikan Washington Post Gazetesi, “eleştirenler “Türk otoriteleri en azından dolaylı olarak cesaretlendirdiği gibi görünen bir durum yüzünden kendinden başka hiç kimseyi suçlayamaz’ diyorlar” satırlarına yer verdi.

En önemli amaçlarından biri Dünya’nın ekonomik değerleri üzerinde egemenlik kurmak olan Amerika, tarihin her döneminde taşeronlarını aynı şekilde kullanmıştır… Savaşın kaybeden tarafı Suriye olsaydı eğer kazananı AKP değil Amerika olacaktı kazanan Suriye olunca ise kaybeden ABD değil Türkiye oldu…

Ülke içerisinde operasyonlarla, tutuklamalarla, polemiklerle ve artık kime açılacağını şaşıran açılımlarla âcizane çırpınışlarına devam eden AKP ülke dışında izlediği öngörüsüz politikalar sebebi ile bütün hayallerinin, beklentilerinin, yerle bir olması yetmiyormuş gibi ABD ve Batılı dostlarından sonra, Suriye muhalefeti tarafından da ters köşeye yatırıldı. Bölge ülkelerinin tamamının Türkiye’ye karşı olumsuz bir tavır almalarına da yol açan bu politika büyük bir yalnızlık ve çaresizliği da beraberinde getirdi.

Suriye ve Libya’da iç çatışmalarda kullanılan silahların Türkiye’den gönderilmesi, terör gruplarının Türkiye’de yetiştirilmesi ve bu ülkelere gönderilerek milyonlarca insanın katledilmesine yol açılması hesabı kolay verilecek bir suç değildir… Uluslararası mahkemede görülecek bu davadan nasıl bir sonuç çıkar bilinmez ama mahkeme kayıtlarına geçsin veya geçmesin AKP’nin iktidar olduğu bu döneme dair tarihe geçecek bir yığın suç var…

Neresinden bakılırsa bakılsın fark ettiği anda bataklıktan çıkmamakta direnip battıkça batan AKP’nin dış politikası, başka ülkelerde felaketlere yol açtığı gibi kendi başına da büyük belalar açmış ve açmaya devam edecektir…