Yıkmadan yapamazsın

Önce yıkacaksın. Sol bunu söylüyor. Soldan başka bunu söyleyen var mı?

Solun CHP veya HDP'nin peşine takılmasını telkin edenlerin ilk yanıtlaması gereken soru bu aslında. Israrla kaçmaları kendileri açısından doğrudur. Çünkü soldan başka bunu söyleyen yoktur.

Unutulduysa hatırlatmakta yarar var; sol yıkıcıdır. Yapıcılık sonra gelir. Sol, elbette yeni bir düzen kurma iddiasındadır ve bu düzen yenidir.

Devleti yenidir; bu devletin devamı değildir. Solun bu devletten kurum ya da mekanizma devşirme niyeti yoktur. Bunu soldan başka söyleyen var mı? Ben bu eğitim sistemini yıkacağım diyen var mı? Sağlık sistemini paramparça edeceğim, bu düzenin hukuk adına yaptığı ne varsa tarihe gömeceğim diyen…

Sol bu düzenden olmaz diyor, dikiş tutmaz, sağına soluna yama yapılmaz, tamir edilmez. Bitti diyor, başka diyen var mı?

Laiklik bitti, laikliğin tabutuna son çiviyi adına AKP denen şeriatçı çete çaktı. Laikliğin bittiği, siyasetin, ekonominin, toplumsal yaşantının dinsel referanslarla yürütüldüğü bu düzenin laikleşmesi imkansız artık. Bu dinsel referansların hepsini temizlemek yıkmadan mümkün değil, sol yıkarak temizleyeceğim diyor. Laiklik deyince hala müslümanların ezilmesinden bahseden ya da laikliği nostaljik bir özlem nesnesi yapan, o da yetmezse Vaşington'dan ya da Batıdan laiklik bekleyenler mi dinselliğin üzerine gidecekler? Ağzını her açanın laiklik adına müslümanlık yarıştırdığı, İslamın gerçek olanını aradığı bir siyaset dünyasında, laikliği bilmeyenler dinselliği yıkamaz. Yıkamayan da kuramaz.

Halklar birbirine düşman doğmaz. Ama onlarca yıldır birbirine kurşun sıkan bu iki halkı barıştırmak için dökülen kanda vebali olanlardan hesap sormak şarttır. En büyük sorumlulardan birisini bugün muhatap alanlar, Ortadoğu'da ABD ile pazarlığa oturanlar, kan ve düşmanlık üreten mekanizmalarla, kurumlarla nasıl mücadele edecek? Borcu olan yıkabilir mi? Yıkmadan, o mücadeleyi birlikte vermeden halkların kardeşliğini yeniden tesis etmek mümkün değildir. Yıkmadan halklar kardeş olamaz.

Kadınların özgürlüğü için erkeklerin egemenliğini yıkmanız gerekir. Şeriat hukukundan yola çıkan adayları olanlar erkek egemenliğinin köklerini hedef alacak şiddette bir saldırıyı adaylarının yarısının kadın olmasından yola çıkarak mı örgütleyecekler? Hadi onlar yapamaz, kadınlığın yanına emekçi kimliğini koyamayanlar mı yıkacaklar erkek egemenliğini?

Servetlerden bahseden var mı? Dağ gibi, her gün daha da büyüyen servetler hakkında, paranın saltanatı hakkında konuşan… Servet hak edilerek birikmez, zenginlik suçtur diyen…

Bu suçun cezasını kesebilecek, bu servetlere el koyabilecekler, patronların dünyasını yıkabilecekler mi? Yıkmadan yoksulluk bitmez. Sorun yalnızca Erdoğan ve çetesinin serveti değil ki… Bu ülkenin esas meselesi servet biriktirmenin yasal olması. Kimisinin bunu hırsızlık, kimisinin daha meşru yollarla yapıyor olması neyi değiştiriyor? Meşru görünenin altında onlarca yıllardır süren başka bir hırsızlık yatıyor. Çalışan, emekleriyle geçinen insanların, emekleri, alın terleri çalınıyor. Meşru görünen hırsızlığın üzerine gidemeyen, aleni hırsızlığın da peşine düşemiyor. Bu ülkenin tarihi bunun ispatlarıyla dolu… Zenginliği yasaklamadan hırsızlık yasaklanınca büyük hırsızlık her zaman cezasız kalıyor. Yıkmayan hesap soramadığı için, namus ve haysiyet korkaklık ve pısırıklıkla özdeşleşiyor.

Türkiye'nin tek sarayı, Beştepe'de diktatörün kendisine layık gördüğü kaçak saray mı? O sarayı yıkacağız diyen bile yok, ama hadi dediniz, Türkiye'deki tüm saray ve saray yavrularının içindeki sakinleri malikanelerinden çıkartmayı hedeflemeyen bir hareket, kaçak sarayı bile yıkamaz ki.

Yıkamayan yapamaz. Solun dışında kalanların neyi kuracaklarının bir türlü anlaşılamamasının nedeni de budur. Yıkmaktan yalnızca Erdoğan'ı yıkmayı anlayanlara tarih bol bol Erdoğan verir, onlar da hiç durmadan, peş peşe Erdoğan yıkarken, aslında yıkamaz, yalnızca yıktıklarını sanırlar.

Laiklik için, halkların kardeşliği için, kadınların özgürleşmesi için, yoksulluğun bitmesi için önce yıkmak gerekir.

Sol önce yıkacağım, sonra yeni bir düzen kuracağım diyor. Fark burada…

Yıkmayalım dolayısıyla yapmayalım, kurmayalım, aman yerimizden kımıldamayalım, olduğumuz yerde Erdoğan'la uğraşmak bize yeter diyorsanız siz bilirsiniz. Canınızın sıkılmayacağının garantisi var, Erdoğan gidince Erdoğan gelecek çünkü.