Türk sağı yalancıdır

Türk sağının en önemli özelliklerinden birisi yalancılıktır. Türk sağı ve sağcısı çok iyi yalan söyler. Yalan söylerken de halkımızın hafızasının olağanüstü zayıflığına güvenirler. Sağın yalancılıktaki yetkinliğiyle, Türkiye halklarının hafıza sakatlığının müthiş uyumu: İşte size Türkiye'de sağın yıllardır aralıksız süren iktidarının sihirli formülasyonlarından birisi...

Kendisine asker diyen İsrailli korsanların uluslararası sularda yaptığı operasyondan sonra Türkiye sağının sergilediği gösteri bize rakibimizin gücünü bir kez daha gösterdi.

Bugünlerde yalnızca çılgın bir devletin teröristliğine değil bu ülkeyi yönetenlerin utanmazlığına da tanık oluyoruz. Bir tarafta İsrail vahşice kan dökerken, diğer yanda Türkiye'de sağ yalan söylemeye devam ediyor. İkisine de şaşırmıyoruz. Bir insanlık suçunu paylaşıyorlar.
İsrail, uluslararası sularda insanları katlediyor, hemen ardından Türkiye Cumhuriyeti açıklama yapıyor: Sonuçlarına katlanırsınız.
Sanki İsrail bunu ilk kez yapıyormuş gibi, sanki İsrail o topraklarda tüm dünyayı karşısına alarak bir işgali 40 yıldır sürdürmüyormuş gibi, daha Lübnan savaşının tozu dumanı ortadan kalkmış, Gazze'ye düşen bombalar unutulmuş gibi.

Türk sağı yalan söylüyor ve şaşırmış gibi yapıyor. Erdoğan, Arınç, ya da Davutoğlu, olaydan sonra Türk devleti adına kim konuşmuşsa herkes samimiyetten uzak, ikiyüzlü bir biçimde İsrail'in, gemilere saldırmasına şaşırdıklarına insanları inandırmaya çalışıyorlar.
Türkiye kolay unutuyor, dolasıyla insanlar da inanıyor.

Sıcağı sıcağına başbakan adına açıklama yapan vekil Arınç iptal edilen tatbikatları açıklıyor örneğin.

Bu ülkede, bu tatbikatları niye planladınız, İsrail'i bilmiyor muydunuz, bugün mü öğrendiniz diye kaç kişi soruyor?

Başbakan "one minute" diye artistlik yaparken, Türkiye Cumhuriyeti İsrail'le ortak askeri tatbikatlar planlıyor. Demek ki Gazze'nin bombalanması Erdoğan'ın yalnızca diline vurmuş, Başbakanın eşinin gözyaşları öylesine akmış. Türkiye ile İsrail pek çok konuda beraber çalışmaya devam etmiş.

Kırk yıldır bölgede dehşet saçan bir ülkeyle, kırk yıldır her türlü ilişkiyi sürdüreceksiniz ve yine kırk yıl boyunca bu terörist devletin hiçbir yaptığına doğru dürüst ses çıkarmayacaksınız, sonra bugün çıkıp İsrail'in bu hareketinin sonuçlarına katlanacağını iddia edeceksiniz.
Neredeyse on yıldır bu ülkeyi yönetirken İsrail'e karşı somut hiçbir adım atmayan AKP iktidarı, işte bu kırk yıllık suçun ortağıdır. AKP, İsrail karşıtı olduğunu istediği kadar iddia etsin, bugüne kadar İsrail'e karşı diplomatik bir adım dahi atamadığı için, bu terörist faaliyete davetiye çıkarmıştır.

İsrail ihtiyaç duyduğu cesareti AKP ve AKP gibilerden bulmuştur. AKP ve AKP gibiler bol keseden atarken İsrail katliamlarına devam etmiş, en sonunda da uluslarası sularda gemilere saldırıp insanları öldürmüştür. Bu eylem, İsrail'in çizgisinin mantıksal devamıdır.

Türkiye, İsrail'e ses çıkartmayan, ses çıkartmadığı için de İsrail'in yıllardır işlediği her suça ortak olan tüm diğer devletler kadar suçludur.
O gemide öldürülen ya da yaralanan insanların kanı yalnızca İsrail'in değil, herkesin eline bulaşmıştır.

Şimdi AKP ve Türk sağı çok bağırarak, yalan söyleyerek, insanların unutuyor olmasına güvenerek o kanı temizlemeye, kendi sorumluluğunu azaltmaya çalışıyor. Buna izin vermeyelim.

Bugün İsrail'i protesto etmek yetmez. Türkiye sağının ve özelinde AKP'nin bu süreçteki sorumluluğunu açığa çıkartmak, şimdi, solun en öncelikli görevlerinden birisidir. Yalancı Türkiye sağı, yaşananların mazlumu değil, İsrail'in cinayetlerinin suç ortağıdır.