ODTÜ Rektörü, Gökçek'le anlaşırken yalnız değildi

Saatler sürmedi... ODTÜ Rektörü ile Ankara Belediye Başkanı Gökçek'in ODTÜ'den geçecek yeni yollar için anlaştıklarının açıklanmasının üzerinden yalnızca birkaç saat sonra belediye neredeyse tüm iş makineleriyle ODTÜ ormanına saldırdı.

Melih Gökçek'in ifadesiyle bir rekor kırıldı. Evet, doğru... Ankara'nın Belediye Başkanı en kısa sürede ağaç katliamı yapmak konusunda tarihe geçti. AKP'nin kötülük siciline ne kadar görkemli bir ek...

Rektör Mustafa Verşan Kök daha sürecin en başında Gökçek'le pazarlık masasına oturduğunda rengini belli etmişti aslında. Kök ilk günden beri yolun kendisine karşı çıkmadı. Müzakere yolun nasıl yapılacağı konusunda yürüdü. Gökçek ile Kök teknik bir konuyu tartışıyorlardı. Oysa konuşulması gereken teknik meseleler değil yolun ideolojisiydi.

Yolun ideolojisi tartışılmadığı sürece, ODTÜ'nün ağaçları kaybetmeye mahkumdu. Kök'ün de bu ideolojiyi tartışmaya niyeti hiç yoktu. Çünkü ODTÜ Rektörü de bu yolların gerekli olduğunu düşünüyordu.

Hızlı ve plansız yapılaşan Eskişehir yolunu masaya yatırmadan, hiçbir hesap yapılmadan dikilen onlarca gökdelen ve alışveriş merkezine, en son olarak devasa şehir hastanesinin bu yoğunluğun tam ortasına inşa edilmesine itiraz etmeden bu yola karşı çıkamazsınız. Rektör bunlara itiraz etmiyor ki...

ODTÜ Rektörü ile Melih Gökçek'in bir ortak noktası var. Daha doğru bir deyişle en azından bir ortak noktaları var ve bu masaya oturmaları için yetiyor. Masaya bir kez oturulunca da o masadan kaçınılmaz olarak bir ağaç katliamı çıkıyor.

Bir insanın Melih Gökçek'le bir tane bile ortak noktası olması ne acı demeden önce lütfen derin bir nefes alın... Çünkü Rektör Kök yalnız değil bu açıdan.

AKP'nin yol ideolojisi sadece ODTÜ rektörünü kapsamıyor. AKP Türkiyesi'nin yolları AKP'nin başka bir açıdan böldüğü bu toplum için bir uzlaşma zemini. Tıpkı laik duyarlılıklara sahip Kök ile yobazlığı tartışılmaz Gökçek'i aynı masaya oturtan yol gibi, AKP'nin yaptığı yollar pek çok cumhuriyetçi ile gericiyi birbirine bağladı. Bir mutabakat zemini oluşturdu...

O yolların kenarına plazalar yapıldı, AVM'ler inşa edildi, büyük toplu konut projelerine o yollarla ulaşıldı. İnsanlar tatile veya memleketlerine o yolları kullanıp gittiler. O yollar için dağlar paramparça edildi, yüzlerce yıllık zeytin ağaçları kesildi, kentlerin oksijen deposu korular ve ormanlar katledildi, pek çok doğal mirasımız geri dönüşü mümkün olmayan şekilde bir anıya dönüştü. Dertlenen oldu elbette, umursayan, karşı çıkan ve mücadele eden de...

Ancak Türkiye'deki büyük çoğunluğun bu yollarla bir derdi yoktu. Çünkü aynı büyük çoğunluğun, aralarında AKP'nin kamusal alanı dinselleştiren adımlarıyla hiçbir şekilde barışamayacak pek çok insanın bulunduğu büyük çoğunluğun bu yolların ideolojisiyle bir derdi hiç olmadı.

Türkiye'de bu yolların önemlice bir bölümü ihtiyaç için yapılmadı. İhtiyaca dair yapılanlar için dahi bu ihtiyacın nasıl doğduğu veya doğurulduğu sorgulanmalıydı. Tıpkı ODTÜ'den geçen yolun nasıl bir ihtiyaç haline geldiğinin sorgulanması gerektiği gibi...

Bu yollar para kazanmak için yapıldı. İnsanlar daha çok para harcasın diye yapıldı. Para ile kamuya hizmet birbirinden ayrılamasın, bunlar birbirine eşitlensin diye yapıldı. Paranın ve piyasanın önü açılsın diye yapıldı.

AKP ile laiklik konusunda, özgürlükler hakkında uzlaşamayacak pek çok insan söz konusu para olunca AKP'ye dolaylı veya doğrudan onay verdi. AKP'nin toplumsal hayatı dinselleştirirken, hukuku, eğitimi katlederken buradan güç aldığını kimse görmek istemedi. Gericiliğin dinsellikten ibaret olduğu sanılırken, elbirliğiyle 1923 Cumhuriyeti katlediliyordu.

Yapılan yolları, katledilen doğayı dinsellikle açıklayamazsınız. Paranın saltanatıyla dinsel gericilik arasındaki ilişkiyi görmeden ODTÜ'nün cumhuriyetçi rektörü Kök ile yobaz Gökçek'in birlikte o ağaçları nasıl katlettiğini anlayamazsınız.

AKP ile AKP karşıtlarını bağlayan paranın rotasını çizdiği gerçek, somut bir yol var Türkiye'de. AKP Türkiyesi işte o yolun tarif ettiği uzlaşma zemini üzerinde yükseldi. Erdoğan hep o yolun sayesinde kazandı. Laiklik o yolun sayesinde tarih oldu.

ODTÜ'den yol o yolun sayesinde geçti. ODTÜ'deki ağaçlar da aslında o yol nedeniyle öldü.

ODTÜ'den geçen yol, katledilen ağaçlar Türkiye'nin başka bir çıkışı olmadığını gösteriyor. O yolun durdurulması, AKP'yi AKP karşıtlığıyla masaya oturtabilen zeminin ortadan kalkması lazım.

Ölen ağaçlar değil ki sadece... Bir ülke ölüyor gözümüzün önünde.