Gündem yorarken

Dünyanın başka yerlerine kıyasla, Türkiye'de solcu olmanın avantajlarından bahsederken hep aynı örneği veririz siyasetin buralarla kıyaslandığında kağnı hızıyla ilerlediği bir Batı Avrupa ülkesinde mücadele etmeyi kim ister ki? Aynı gündemin belki aylarca ülkeyi meşgul ettiği bir yerde, yaratıcı bir siyasi çizgi izlemek gerçekten zor olsa gerek. Tüm aktörlerin benzer bir gündeme mahkum olduğu koşullarda siyasete ilgiyi yüksek tutmanın da kolay olduğu söylenemez. Yavan bir gündem, ilgisizliği ve dolayısıyla bu ilgisizlikten beslenecek bir apolitizmi beraberinde getirecektir.

Türkiye, evet bu konuda şanslı. Hatta fazla şanslı...

Son birkaç ayda olanlar fazla şansın bizi açıkça zorladığını gösteriyor.

Türkiye'de gündem kağnı hızıyla ilerlemiyor belki ama şimşek hızıyla değişiyor. İnsanlar yavaş ve ağır gündemden sıkılacakken, burada, bu hızdan, hiç durmayan bir koşturmadan şaşkına dönüyorlar.

Bu koşullarda, olan biten her şeyi anlama ve açıklama çabası bir saçmalık halini alırken, bu defa yorgunluk, beraberinde apolitizmi getiriyor. İnsanlar her şeyi anlamaya çalışırken, hiçbir şeyi anlamıyor, gündemeye yetişmeye çalışırken, yorgun düşüp hiçbir şeye yetişemez hale geliyorlar.

Şansımız basbayağı şanssızlık haline geliyor.

Bambaşka bir açıdan şanssızlıktan şikayet ederken doğru soruları ortaya atmanın önemi artıyor.

Bugün Türkiye siyaset sahnesinde olan biten her şeyi açıklamak mümkün mü? Ortaya atılabilecek yüzlerce somut örneği düşünün, tüm bunları açıklamaya muktedir miyiz?

İşte bizi yanıltan soru bu aslında. Çünkü, bu soruya olumlu bir yanıt verebilme olasılığı, o her şeyi açıklayabilecek akli ve siyasi kudret, insanın ama özellikle solcu bir insanın aklını başından alıyor.

Oysa bugün doğru soru, mümkünatın değil gerekliliğin üzerine kurulmalıdır.

Sol açısından Türkiye'de siyaset sahnesinde olan biten her şeyi ama her şeyi açıklamak gerekli midir? Hiç sanmıyorum.

Türkiye siyasetinin yapısal özelliklerinden kaynaklı şansımızı kullanabilmek için yapılması gereken neredeyse tam tersidir. Türkiye solu, hem kendisini hem memleketi boğan bu saçma sapan kalabalıktan bir an önce sıyrılmalıdır.

Ancak bunun yolu, ilk akla geldiği gibii, çeşitli bahanelerle, örneğin bu gündemlerin yapay olduğu iddiasıyla, güncel siyasete sırtını dönmekten geçmiyor. Aksine, solun güncel siyasete daha hakim olması, neyin önemli, neyin önemsiz olduğuna karar vermek açısından şart görünüyor.
Sol, bugün olan biten her şeyi açıklamak zorunda değil açıklayamayacak olmasından dolayı değil, bunu yapmanın hiç kimseye fayda sağlamayacak olmasından dolayı... Şimdi aslolan, sürecin genel dinamiklerini anlayabilmek ve açıklayabilmektir.

Ayrıntılar ve bu bağlamda güncel birtakım gelişmeler, yalnızca bu dinamiklerle ilişkisi bakımından değerlendirilmeli, siyasi mücadele içindeki yerlerine de böyle karar verilmelidir.

Sol, böyle zamanlarda, ülke gündemine mutlak surette kendi kurduğu hiyerarşinin ekseninde bakmalı, olayları ve olguları bu hiyerarşinin içine yerleştirmeli, siyasi takvimini bu şekilde oluşturmalıdır.

Tersi, ülke gündeminin oluşturduğu girdapta kaybolmak anlamına gelir. Bu gündemle, gündemi olduğu gibi kabul ederek başa çıkmak mümkün değildir. Gündemi siyasi olarak yeniden yapılandırmak, olayları ve olguları bizim saptadığımız bir önem sırasına göre tekrar dizmek acil görevimizdir.

Bunu yapabildiğimizde, tablonun hızla berraklaştığını göreceğimiz gibi, bugün yaşanan gelişmelerin önemini de daha iyi kavrayacağız. Tüm alanlarda siyasi enerjimizi doğru başlıklara yönelteceğimiz için yorgunluğa ve yorgunluktan kaynaklı apolitizme karşı da önlem almış olacağız.