Erdoğan’ın cenazesi

Türkiye, Evren’in cenazesi kadar zavallı bir cenazeyi uzun zamandır görmemişti. Bu ülkeyi uzun yıllardır yönetmiş bir adam niye böyle uğurlandı? Herhalde, fikirleriyle hesaplaşıldığı, lideri olduğu 12 Eylül faşizmiyle yüzleşildiği için değil...

Türkiye ne Evren’in temsilcisi ve simgesi olduğu fikirleri topluca mahkûm etti ne de 12 Eylül faşizminin geride bıraktığı büyük yıkımın hesabı soruldu. 12 Eylül’ün mantıksal sonucudur demenin yetersiz kaldığı bir partinin 13 yıldır yönettiği bir ülkede bunu iddia etmek komik olur. AKP 12 Eylül’ün sonucu olarak iktidara gelmiş olabilir, ama AKP esas olarak 12 Eylül’ün yapamadıklarını da yaptığı için 12 Eylül’ün sonucudur değerlendirmesi bu parti ve lideri için bir noktadan sonra eksikli kalır.

AKP, 12 Eylül’ün yapamadıklarını da yaparak, 12 Eylül faşizminin başlattığı işi bitirdi. Türkiye’de bir dönemi kapattı. Çabuk unutuyoruz, AKP, Türkiye’de 1923’te kurulan cumhuriyeti bitiren partidir. Kenan Evren, o cumhuriyetin en karanlık unsurudur, ama o cumhuriyete aittir.

AKP o cumhuriyetin partisi değildir; Erdoğan’ın da 1923 ile bir ilişkisi yoktur artık.

Evren’in cenazesinde bir ikiyüzlülük var elbette. Ancak patronların ve siyasetçilerin bu denli müteşekkir oldukları bir adamı, bugün ancak deli olarak nitelenebilecek birkaç istisna dışında yalnız bırakmalarının nedeni yalnızca bir tür ikiyüzlülük değil. Asıl neden, bir dönemin bitmiş olması ve Evren’in o döneme ait bir figür olduğunu bilmeleri.

Bir dönemin kapandığını bildikleri için yaklaşmıyorlar. Onlar için aslında bir kahraman olan Evren için yapılan merasimde, 1923’ün en karanlık unsuruna mümkün olan en uzak mesafeden el sallarken aslında çoktan defnedilmiş bir cumhuriyete keyifle veda ediyorlar. Mutlulukları da yüzlerinden okunuyor.

1923 Cumhuriyeti içinden Evren gibi bir adam çıkarabildiği için, Kenan Evren gibileri iktidara taşıdığı için öldü. 1923, yalnızca Kenan Evren için dahi ölmeyi hak etmiştir. Evren’i orada tutan bir ülkenin kaderinde ise AKP vardır. Tıpkı, Evren’in kaderinde AKP tarafından cenazesinde satılmak olduğu gibi...

Evren’in cenazesinin gölgesinde şimdi başka bir diktatörün, 12 Eylül’ün hakiki evladı ve mirasçısının kaderi tartışılıyor. Evren’in cenazesine bakıp, Erdoğan’ınkini hayal edenler gerçek bir sorunun peşindeler. Çünkü Erdoğan’ın cenazesinin nasıl kaldırılacağı sorusu yalnızca Türkiye’nin geleceğine dair bir öngörüde bulunarak yanıtlanabilir.

Evren’in, mezarına yapayalnız gitmesine sevinemiyoruz çünkü Türkiye, 12 Eylül faşizminin açtığı yolda, tam boy gericiliğe ve piyasaya teslim oldu. Bu dönemde kimsenin ihtiyaç duymadığı Kenan Evren’in gitmesinin de ölmesinin de manası kalmamıştı.

Erdoğan da gitsin elbette. Mümkünse ölümü de yapayalnız beklesin...

Ama ya Erdoğan’ın sonrası da Evren’in sonrası gibi olacaksa... Erdoğan’ın ardından da ikiyüzlülüğü, hakiki kahramanlarını sahipsiz bırakmalarını, karşı oldukları veya hesaplaştıkları için değil dönemin ruhuna uygun bir şekilde uzak durduklarını konuşacaksak...

Olmasın ve biz bunları konuşmayalım. Türkiye, bir Evren cenazesi daha görmesin. Erdoğan ve AKP gitsinler. Ama hesabı hemen versinler. Hesabı sorduktan, AKP dönemiyle yüzleştikten sonra cenazenin nasıl kalkacağının bir önemi yok zaten.