CHP varken AKP'ye gerek yok

AKP'nin savaş siyasetine açıkça destek veren, Suriye'nin top ateşine tutulmasını onaylayan Deniz Baykal, CHP'yi bağlamaz denebilir. Bu isim uzun yıllar partiye başkanlık yapmış olsa dahi bu doğrudur. Baykal, parti içinde AKP'ci fikirlerine iddia edilenden daha fazla yandaş bulabileceği görünse de, son çıkışıyla kendisini CHP'den ayırmıştır. Peki ama Baykal'ın kendisini ayırdığı CHP nedir?

Hemen ertesi gün Kılıçdaroğlu'nun ifade ettiği gibi Suriye içinde tampon bölge kurulması önerisini destekleyen bir parti midir mesela?

Ama bu durumda, tampon bölgenin AKP'nin önerisi olduğunu iyi bilen Kemal Bey'in, Deniz Baykal'ı AKP'ye can simidi uzatmakla eleştirmesinin bir anlamı kalıyor mu?

AKP'nin savaş senaryosunun bir parçası olan tampon bölge önerisi ve uçuşa yasak bölge sevdası, Suriye topraklarına obüslerle saldırmanın ya da kara müdahalesi için hazırlık yapmanın bir uzantısı. Türkiye göçmenler için sınırını biraz geri çekerek geçici bölgeler yaratıyor zaten ama Türkiye'nin askerleriyle Suriye'ye yerleşmeden, başka bir ülkenin topraklarını işgal etmeden bahsedilen tampon bölgeyi kurması mümkün değil. Başta Kemal Bey olmak üzere, CHP kurmayları tampon bölgeye destek vermenin AKP'nin savaş politikasına destek vermek olduğunun farkında değiller mi? Farkındalar. O halde Deniz Baykal'a niye kızıyorlar?

Baykal'ın açıklamalarındaki pespaye mezhepçilik mi Kemal Bey'i kızdırıyor? Keşke öyle olsa... Keşke Kılıçdaroğlu AKP'nin müdahalesini Suriye Aleviliğine karşı düşmanlıkla meşrulaştırmaya çalışan Baykal'ın karşısına, siyasette mezhepçiliği, dinsel söylemi mahkum eden bir söylemle çıksa.

Ama daha bir süre önce parti sözcülerinin dinsel kökeni konusunda spekülasyon yapan anlayışı karşısına almayan, üstelik bu gazetelerin okuyucusuna ve hitap kitlesine şirin görünmek için fırsat kaçırmayan Kılıçdaroğlu bunu nasıl yapsın...

Hem bunu yapacak olan bir siyasetçinin Cuma genelgesine muhalefet etmesi, zorunlu din derslerine cephe alması, Diyanet'in tasfiye edilmesi için mücadeleye girmesi, buna benzer her örnekle kavga etmesi gerekirdi.

Bir tanesini bile yapmıyor oluşları raslantı değil. Bir tanesini yapan hepsini yapmak zorunda çünkü.

Dahası dinselleşmeye karşı çıkamayanın, laiklik için mücadele etmeyenin AKP'nin savaş sevdasının karşısına çıkamayacak olması da siyasetin bir kuralı. Bunların hepsi bir bütün. Bu bütünün ismi de AKP Türkiyesi.

CHP de bunu biliyor ne yazık ki. Cumhuriyetin kurucu partisi AKP'nin yaratmaya çalıştığı bu yeni ülkenin sosyal demokratını oynamaya dünden razı. En baştan devirmesi gereken Anayasa masasını kendisinin değil AKP'nin devirdiğini anlatmaya çalışan bir parti bu! Kimin ne kadar “milli” olduğu tartışmasının AKP'nin yarattığı Türkiye'ye bağlılık yarışmasına dönmesine ramak kaldığı bir ülkenin ana muhalefet partisi...

CHP olan biteni fark edemeyecek bir parti değil. Dinselleşmeyi de, AKP'nin Batılı güçlerle girdiği ilişkilerin dinamiklerini de, piyasanın ve patronların artan gücünü de biliyorlar ve bunları veri alarak kendilerine böyle bir ülkede yer arıyorlar. CHP bu ve asla değişmeyecek.

Asıl soru ise CHP'nin bildiğini CHP'lilerin ne kadar bildiği. Kendisini CHP'li gören ya da bir şekilde CHP'ye oy veren insanların tamamının böyle bir Türkiye'ye onay vermesi mümkün değil çünkü.

CHP'nin bildiğini CHP'lilerin de bilmesi ve bu bilinçle tavır almaları gerekmiyor mu artık? Nasıl bir Türkiye'de yaşamak istiyorlarsa ona göre hareket etmelerinin vakti gelmedi mi?