AKP'yi içeriden çökertmenin yolu

Türkiye siyasetinde ne zaman birileri gerçekleri söylemeye başlasa ya da çalışsa, hep aynı ses yükseliyor: Aman dikkat...

Üstelik bu hep aynı yöntemle yapılıyor. AKP tarafının ahlak, adap gibi konularda yerlerde süründüğü bilindiği ve herkes tarafından kabul edildiği için, AKP karşıtlarına da etiket hızla yapıştırılıyor ve AKP karşıtları da AKP'lilere benzetiliyor.

Çıplak gerçek Türkiye'de oldukça sert. Tecavüzün, katliamın, hırsızlığın, çeteciliğin sıradan olgular haline geldiği bir ülkede tersi de mümkün değil. Bunlar dillendirilmeye başlandığı anda koro da bağırmaya başlıyor ve AKP karşıtları, AKP'lilerin etiketi haline gelmiş yalancılık, küfürbazlık ve genellemecilikle suçlanarak AKP'lilik ithamıyla susturulmaya çalışılıyor.

Buradaki niyet de bir garip. AKP'lilere benzemeyin çağrısının gerekçesi, topluma şirin, halka saygılı görünmek. Böylesi bir tartışmada saygı duyulması istenen kesim AKP karşıtları olmasa gerek. Yalanı, küfürü, genellemeciliği bayrak yapmış AKP'yi uzun süredir sırtında hiç gocunmadan taşıyan bir toplumsal kesime şirin görünmenin bir tane yolu var. Onları ve onların yarattığı Türkiye'yi olduğu gibi kabul edeceksiniz. Tecavüze tecavüz, katile katil, hırsıza hırsız, yobaza yobaz demeyerek tecavüzün, cinayetin, hırsızlığın ve yobazlığın bir şekilde meşru görüldüğü ya da görmezden gelindiği geniş bir yığına hoş görüneceksiniz.

Sapla saman birbirine karışmasın. Konu AKP'lilere edilen küfürler değil. Küfür bir siyasi araç olamaz. Ama gerçeklerin, bu gerçekleri ifade edebilecek sertlikte sözcükler kullanılarak anlatılmasının hakaret olarak nitelendirilip hem hukuki, hem siyasi, hem de toplumsal açıdan mahkum edilmeye çalışılması kabul edilemez.

Bu memlekette muhalefet gerçeklerin üzerine basmak, bu gerçekleri kullanmak zorunda. Bu gerçeklerin hak ettiği sözcüklerle dillendirilmesi birilerini rahatsız ediyorsa elbette edecek.

Türkiye'de AKP ile mücadele söz konusu olduğunda bir kesimin hiç anlamadığı ve asla anlayamayacağı bir doğru var. AKP'yi yenmek için yapılacak en son iş AKP tabanına şirin gözükerek o tabandan insan devşirme hedefiyle hareket etmek. AKP böyle devrilmez. Tam tersine, bu tarz AKP'yi daha da güçlendirir ve Türkiye'nin son on yılı bunun en somut ispatıdır.

Bu tabanın içinden, o tabana uygun siyaset yaparak çözüleceği beklentisinin siyasi uzantısı ise Türkiye sağcılığının kendi iç dinamikleriyle yeniden yapılanmasına dair sonu gelmeyen temenniler. AKP dağılır, MHP başka bir parti olur, sağın merkezinde yeni bir parti kurulur... Bunların hepsi ihtimal dahilindedir. Ancak örneğin AKP'de yaşanacak muhtemel bir dağılmanın hiçbir zaman yalnızca AKP'nin kendi iç dinamikleri nedeniyle gerçekleşmeyeceği hep unutulur. Bu tür bir gelişmenin esas nedeni her zaman dışsaldır; ya içeriden güçlü bir muhalefet dalgası ya da uluslararası konjonktür sıkıştırmıştır.

Türkiye'de bugün siyasetin temel amaçlarından birisi AKP'nin dağıtılması olabilir. Ancak AKP, AKP tabanına seslenerek değil, AKP karşıtlığının kendisini bulması ve sağlam temellerin üzerinde yükseltilmesiyle, örgütlü mücadeleyle dağıtılır.

Bu partinin üzerinde yükseldiği ve bugün güçlü görünen kalabalığın aslında etkisizleşebilecek boş bir kalabalık olduğunu anlamak için de o toplamın içine girmek değil, tam karşısına geçmek gerekir. Onlara seslendiğinizde ya da aralarına girmeye çalıştığınızda onlara benzeyerek içlerinde eriyeceğiniz o insanlar, onlarla mücadele ettiğinizde yavaş da olsa değişecek insanlardır üstelik.


*Boyun Eğme dergisinin 28. sayısında yayımlanmıştır.