Özgür Demir’den düş üstü ezgiler

Sanatın her dalı bir düşünce ve duygu bildirisi barındırır içinde. Estetik sunum ve nitelik kaygısı olmaksızın ortaya konan eserin baştan başa zevksizlik içerdiği de malum. Popüler kültür, kuşkusuz ki en çok müzik üretimi alanında hissettiriyor kendini. Yüksek reklam bütçeli ‘sayıklamalar’ içi boş slogan sözlerle kitlelere dayatılarak sözde büyüleyici bir parlaklık algısı yaratılmakta. Etkisi içeriğinden güçlü bu tür yutturmacalar, sadece ait olduğu ve desteklendiği dönemlerde var oldukları için gelecekte birer paslı teneke olarak yerlerini alacaklar.

Yazıyı fazla budaklandırmadan asıl konuya geleyim.

“Şiir benim müziğimin abisidir”

Bu cümleyle özetliyor Özgür Demir, yaptığı müziğin şiirle olan ilişkisini. Özenle seçilip yüreklice söylenmiş bir söz. Dahası şiir sanatına Özgür’ce bir ‘saygı duruş’ ifadesi…

Popüler kültür meraklılarının çok da umurunda olmadığı bir müzisyen o. Gerçi onun da öyle bir beklentisi yok ya. Kendi yolunda müzikal anlamda sağlam adımlarla ilerliyor sadece.

Bugünlerde ikinci albümünü çıkardı:
“Seni gördüm”

Özgür’le tanışıklığımız birkaç yıl öncesine dayanıyor. Şiir etkinliği için İstanbul’da bulunduğum bir gecede kendisi de sesi ve gitarı ile yanımızdaydı. Sessizliğini bir olgunluk görüntüsü olarak algıladım, ki tanıyınca yanılmadığıma sevindim. Müziği algılayış metodu, sanata bakış açısı ve dünyayı tanımlama biçimi, devrimci bilincin ona kattığı değerlerle şekillenmiş.

Bilgi birikimi ve mütevazılığı, yaptığı müziğe fazlasıyla yansıyor. Sessiz, derinden ve kaliteden ödün vermeden yürüyor. İçinde bulunduğu sanatın gücünü biliyor ama belli ki o gücü kullanmayı değil daha da geliştirmeyi hedef olarak koymuş önüne. Evet, bir tarz ve yorum biçimi oluşturmuş. Bu tarz ve yoruma bakarak belli bir ekolün içerisinde olmayı denediğini açıkça söyleyebilirim. Aklıma ilk gelenler: Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok biraz da Leonard Cohen belki…

İkinci albümünde de - Lami Yiğit’le yazdığı ‘Düş’ hariç- bütün söz ve müzikler kendisine ait. Bütünüyle ‘söz’ demek belki de yanlış olacak. Çünkü ‘sözler’ şiire çok yakın ve şiirin çoğu özelliklerini içinde barındırıyor. “ Saçlarını mı çözdün düş / Ne öğütsen gülüşüne benziyor”, “Sen yeşil uzakta / Diyemem sözüm fazla / Açılır şiirler kapında”, “ Dallarımız kiraz ağır / Akardı / Suyumuz gece gündüz” gibi dizelerden şiir sesi geliyor. Bu sese müziğin kendi tınısı da eklenince ortaya sahici ve zevkli bir eser çıkıyor.

Tamamen akustik bir çalışma olan “Seni Gördüm” albümü, müzikte dinginlik ve sadelik sevenlerin zevkine uygun. Abartılı ve gereksiz hiçbir bölüm yok. Dinlerken diğer işlerinizi ve sohbetinizi yapacak denli sakin. Müzikal tını ve Özgür’ün sesi albüm boyunca hep dengeli akıyor. İçten ve samimi bir söyleyiş tarzı var. Dostuyla derdini paylaşan bir insanın rahatlığı gibi yalın ve net.

Albümün alt yapısında hissedilir bir ince işçilik var.

Albümün ilk klibi (görümsetme) ise, Cem Erdoğan tarafından “ Bilmişim” adlı şarkıya çekilmiş. Müzik yönetmenliğini Uğur Yılgın yapmış. Alışıla gelmişin dışında tamamen suluboya animasyon teknikleri kullanılarak çekilen klibin ana teması, Gezi Direnişi ve isyan günlerindeki sokaklar. Umuda ve güzel bir geleceğe düş kuranların sokakları. Düşleri yarım bırakılan çocukların sokakları bir de. Berkin Elvan silueti, tüm bu öykünün anlatıcısı gibi, hem yüreğimize hem ömrümüze değiyor.

Albümü dinleyip arkanıza yaslandığınızda aklınızdan ilk geçecek olanı söyleyeyim.

Şu hayatımızı hızla zevksizliğe alıştırmak isteyenlerin karşısında her zaman doğru ve nitelikli işler yapan sanatçılar, iyi ki varlar…

Sevgili Özgür, üçüncü albüm için gün saymaya başladım bile. Haberin ola!

Not: “Bilmişim” şarkısının klibini aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=UyOTaH4aoRk&app=desktop

[email protected]