Bir Hüzünyüz Karikatürü: Muammer Kotbaş

Karikatürlerini çok önceden takip etmeme rağmen Muammer Kotbaş’la ilk yüz yüze tanışmamız beş yıl önce Ankara’daki Trabzon Günleri Fuarı’nda oldu. Suskun ve çekingen duruşu, ileri düzeyde alçakgönüllü ve insancıl yaklaşımı hemen fark edilebilen kişisel özellikleri. Gerek Trabzon’a gelişlerinde gerekse farklı illerdeki etkinliklerde bir araya geldiğimizde Muammer Kotbaş’ın hayata, insana ve dünyaya bakışındaki sanatsal estetiğin aslında bu kişiliğiyle bire bir uyum içinde olduğunu gördüm. Çünkü Kotbaş popülizmden ve ucuz tartışmalardan uzak, tek derdi karikatür olan ve bunu meslek haline getiren bir sanatçı. 32 yıldır karikatür çiziyor, yazılar yazıyor, resim yapıyor…

Muammer Kotbaş, Trabzon’un yetiştirdiği çok önemli sanatçılarından biri. Çizdiği karikatürleriyle, 11’i yurtdışından olmak üzere toplam 48 ödülün sahibi. Yine yurt içi ve dışından aldığı onlarca diploma, sertifika, teşekkür ve başarı belgesi var. Karikatür tutkusu daha ortaokuldayken başlar. Çizdiği komik tiplerle sınıfın dikkatini dağıttığı için derslerden atılır. Çizgi merakı lise yıllarında da devam eder. Lise son sınıfta bir arkadaşıyla birlikte okulun panosuna “Mizah Köşesi” hazırlar. Okul idaresinden izin alınmadığı için karikatürleri 2 saat sonra panodan indirilir ve idareye sevk edilir. Bu olumsuzluklar onu karikatürden soğutmaz aksine tetikleyici olur. İlk karikatürü 1981’de Karadeniz Gazetesi “Taka Mizah Sayfası”nda yayımlanır. Birkaç hafta sonra Taka Mizah Sayfası Editörü Hikmet Aksoy tarafından gazeteye çağrılır ve olumlu eleştiriler alır. Samsun’da Almanca Öğretmenliğini okurken çevre konulu ilk sergisini 1983’de Trabzon’da açar. 1986’da üniversite öğrenimini yarıda bırakarak Trabzon’a döner ve AÖF’ne kayıt yapar. Ancak son sınıfta bu okulu da bırakır.

Karadeniz ve Kuzey Haber gazetelerinde mizah ve sanat sayfaları hazırlar, günlük karikatürler çizer. Pikajörlük yapar. 1988’de 4 arkadaşıyla birlikte “Seranderliler Sanat Grubu” ile Dikili, Rize ve Trabzon’da, 1989’da ise Ali Mustafa ile kurduğu “Argonotlar Sanat Grubu” ile yine Dikili ve Trabzon’da açık hava sergileri açar. Sonra İstanbul’a gider ve Fırt Dergisi’nde çalışmaya başlar. Kalacak yeri olmadığı için dergi binasında sandalyeler üzerinde çoğu kez de yerde gazete kâğıtları üzerinde uyur. Oğuz Aral ve ekibinin Fırt Dergisi’nden ayrılması üzerine bir süre daha çizer ve Trabzon’a döner. 1990’da Otostopla Türkiye’yi dolaşarak karikatür sergileri açma düşüncesini geliştirip, karikatürlerini yanına alarak çok az parayla 2,5 ay süren bir otostop yapar. Gittiği yerlerde sergiler açar. Parklarda, banklarda ve otogarlarda uyur. 1992, 1994 ve 1995’de de otostop yaparak Türkiye’nin büyük bir bölümünü karikatürleriyle gezer. Dönüşünde “Hamsi Dergisi”nin kurucuları arasında yer alır. Tamer Küçük’le hazırlayıp dört çizer arkadaşının da katkısıyla dünyada bir ilk olan “Masaüstü Karikatür Sergisi”ni Ganita’da gerçekleştirir. 1995-2001 yılları arasında Trabzon Sanat Tiyatrosu’nda oyuncu olarak rol alır, sahne tasarımları yapar. Tiyatronun afiş ve broşürlerini hazırlar. Tekrar İstanbul’a gider ve bu kez “Fesat Mizah Dergisi”nde karikatürler çizmeye başlar. Kalacak yeri yine yoktur ve derginin çatı katında yatar. Derginin kapanması üzerine geri döner. İşsiz güçsüz, kötü ve zor koşullar onu kendi içine kapatır ama yine de üretimini sürdürür. Yağlıboya resim çalışmaya başlar. Çalışmalarını bağımsız sürdürmek üzere 2006’da Ankara’ya yerleşir.

Muammer Kotbaş, bunca yıllık sanat geçmişine ve çok üretmesine rağmen hak ettiği yerde mi? Bu sorunun yanıtını 2 yıl önce yayımladığı, Muammer Kotbaş “30. Yıl Manifestosu”nda bakın nasıl özetliyor:

Bu ilan, beni tanımayanlar için bilgilendirme, iş yaptıracak olanlar için hatırlatma, sömürmüş olanlar için de bir uyarıdır.

Yaşamı boyunca büyük bedeller ödediğini ve ancak, “Bana 30 yılımı geri verebilirseniz size bedava çizerim” diyerek emeğini sömürenlere karşı tavrını açıkça ortaya koyuyor. Çalıştığı gazete ve dergilerde günlük ve haftalık karikatürler çizerken, sanat sayfaları hazırlarken emeğinin karşılığını tam olarak alamayan Muammer Kotbaş, ödül törenlerine çoğu zaman borç alarak gidebildi. Karton alacak parası yokken bile resmi kurumlara ve dostlarına broşür, afiş ve kitap kapakları çizdi. Çizimlerinden az da olsa para kazandığı zamanlar dışında, bazı dostlarının ve ailesinin harçlıklarıyla geçimini sürdürdü.

Gözü çizmekten başka bir şey görmedi. Onurlu ve umutlu duruşunu hayatı boyunca korudu ve koruyor. İlgi görmek, fotoğraf karelerinde yer almak gibi ihtiras içinde olmadı. Siyasiler karşısında ceket iliklemedi, hep sanatçı kişiliğiyle var oldu. Kurulan her üç dernekten birine başkan olmak gibi çabası ve merakı yoktu. Sadece sanatıyla uğraştı. Karikatüründe öz ve biçimi aynı değerde tutarak evrensel boyutlarda mizah yaptı. Konularını, toplumun ve olayların çelişkilerinden, yaralarından ve zıtlıklarından süzerek çizgisiyle buluşturdu.

Sanatla iç içe olmak, en iyi eğitimdir. Karikatür sayesinde kendimi birçok olumsuzluktan kurtardım” diyen Kotbaş, bütün yolculuklarını sanatına ve sanatını şekillendiren insana yaptı.

[email protected]