Yoksul çiftçiler mücadele yolunda

“Yeniden yollara düştük. Mücadelenin ve emeğin traktörleriyle kurtulmak için yollardayız. Dişimizi tırnağımıza takarak mücadele ediyoruz, tarlalarımızı hayvanlarımızı korumak için, ve böylece köylerimizi koruyabiliyoruz, böylece ailelerimizin geçimini sağlayabiliyoruz.

Bu mücadele biz yoksul çiftçiler için kaçınılmaz. Eğer mücadele etmezsek, topraklarımızdan sürüleceğiz, eğer direnmezsek bizi işsizliğin ve yoksulluğun pençesine atacaklar. Bu bir mücadele. Gerçeği söylemek gerekirse, bu sefer onlardan bize hiçbir şey vermelerini istemiyoruz. Bize az da olsa kalanları alamayacaklarını belirtiyoruz.

Bizi suçlayanlar da biz sokaklara düştüğümüz anda peyda oldular. Bizim eski eş dostlarımız her seferinde sokaklara çıktığımızda bize öfkelerini kustular. Bizi “açgözlü”, “dilenci”, “kaytarmacı”, “siyasi kışkırtmalara gelen” kimseler olarak tarif ettiler. Dahası bize “eşekler” ve “teröristler” diye hakaret ettiler…

Bizler vergi ödemek istemediğimiz için yollara düşüyoruz ve şu an bizi “beleşçi” olmakla suçluyorlar. Sözde bize masumca ve naifçe soruyorlar: Eğer geliriniz varsa neden vergi ödemiyorsunuz tıpkı işçiler, işverenler, kendi işinde çalışanlar gibi?

Onlara şöyle cevap veriyoruz: “Sizler acınası yalancılar ve pis iftiracılarsınız. Fakir çiftçilerin hayır dediği şey nedir? Bizler koalisyon hükümeti Sosyal Demokratlar ve Yeni Demokrasi’nin (PASOK-ND) kararlarına, adaletsiz ve bel büken vergilendirmelerine, fakir çiftçilerden, işçilerden, küçük esnaflardan alarak büyük patronların ‘derin ceplerine’ doldurmalarına hayır diyoruz.”

Bu açıklama Thessaly çiftçilerinden geldi. Binin üzerinde traktör Nikaia, Larissa otobanında yol kapama eylemi yaptı. Ve yola çıktıkları gibi polisleri karşılarında dizilmiş bir halde buldular, eylemlerini coplar ve gazlarla bastırmayı amaçlıyorlardı.

Yunanistan’ın diğer bölgelerindeki binlerce çiftçi örgütlendi, harekete geçti.

Yoksul çiftçiler, koalisyon hükümeti ND-PASOK ve önceki bütün hükümetler AB’ye verdikleri doğrudan ya da dolaylı destekle ısrarla uyguladıkları AB’nin ortak tarım politikalarıyla ortadan kaldırıldılar, bu durum 2015-2020 revizyonuyla birlikte daha da kötüleşecek ve bütçeler kesilecek. Her yıl ülkemizdeki 20 bin küçük mülk sahibi ve üretici çiftçi mesleklerinden atılıyor, toprak ve üretim gitgide daha az ele teslim ediliyor.

Büyük tarım şirketleri, çokuluslu şirketler, tekeller tarımsal üretimi bu insanların ellerinden alıyorlar.

Yunanistan’ın yoksul çiftçileri AB’nin ve hükümetin politik hattına karşı direnmek için sokaklara döküldüler. Aynı zamanda çiftçiler farklı tarımsal gelişmeler için de mücadele ediyor, bunlar ülkemize verimlilik sağlayacak üretimler, ölümcül derecede önemli ve gerekli altyapı projeleri, üretici kooperatifleri ve ekonominin merkezi planlanması. Bütün bunlar ülkenin temel üretim araçlarının kamulaştırılması demek, böylelikle bu tür bir ekonomi inşa edilebilir ve patronların kârlarına dayalı bir ekonomi olmaz. Halkın güncel ihtiyaçlarının tatmin edileceğinin garantisi olmalı, işçiler ve çiftçilere tatmin edici gelirler sağlanmalı, halkımız ucuz ama kaliteli mallarla beslenmeli, endüstri için gereken hammaddeler de ucuz ve kaliteli olmalı. Ekonominin ihtiyacı olan şey AB gibi ulusötesi kapitalist birliklerle ilişkisinin kesilmesi ve bunların iktidardaki karşılığı olan güçlerin alaşağı edilmesi.