Emperyalist savaş ‘kapımızı çalıyor’

Geçen hafta Yossi Alpher Yunan gazetesi Kathimerini’ye röportaj yaptı. Gazete okuyucularına Yossi Alpher’i “dünyaca tanınan İsrail analisti”, “İsrail ordusunun istihbarat merkezine hizmet eden ve Tel Aviv Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin Başkanı” ve “‘Alpher planı’ olarak anılan Filistin meselesindeki sınır çözümünü yapan Mossad yetkilisi” olarak tanıttı. Yani, bu muazzam özelliklere sahip İsrailli “eğer Başkan Obama Suriye’ye saldırmazsa, inandırıcılığını kaybeder” diye açıklama yaptı ve aynı zamanda ekleyerek “Bu Obama’nın hanesine yazacak bir şey çünkü dünyada ilk kez kimyasal silaha karşı uluslararası bir tepki toplandı” dedi. Ayrıca, Suriye ordusu’nun, Yunanistan’da bulunan ve yeni savaşın füze rampalarından biri olan NATO üssüne misillemede bulunabileceği ihtimalini dışlamadı.

Tabi ki bugünlerde bu “mucizevi” açıklamaları yapmak için İsrail ajanı olmak gerekmiyor. SYRİZA’nın diş ilişkiler sorumlusu Rena Dourou, “Şu an Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin (AB) öncülüğündeki uluslararası camia, kanlı rejimleri (Esad gibi) yalnız bırakmalıdır ve aynı zamanda siyasi ve ekonomik olarak karşıt güçleri desteklemelidir” dedi.

Sonunda ABD ve AB Yunanistan’ın “Radikal Sol”unun çağrısını duydu ve Suriye halkını başka halkları katletmek üzere emperyalist savaşın bıçaklarını biledi. Kimyasal silah kullanıldı bahanesiyle emperyalistler insanlık dışı bir saldırıya aylardır hazırlanıyorlar, kendi taraflarında “sol kanadın sözcülüğünü” alarak bütün fırsatçılar saldırılarını yüceltiyorlar. Bu fırsatçılar yeni kurbanları için timsah gözyaşları dökmeye hazırlar. Bunu da hiçbir gerçekliği bulunmayan barışçıl ağlamalar olarak duyuruyorlar.

Aynı zamanda Yunanistan Komünist Partisi ve Yunanistan Komünist Gençliği, Atina’daki ABD Büyükelçiliği’nde kitlesel bir eylem ve birçok şehirde de savaş ve emperyalizm karşıtı eylemler düzenledi. En büyük etkiyi ise Kavala’da bulunan 193 Hava Filosu Füze Üssü’nün askerlerinin medyaya gönderdiği mektup yarattı. Mektupta şöyle yazıyordu:

“Bizler 193. Hava Filosu Füze Üssü’nün askerleriyiz. Suriye halkına yönelik yapılması planlanan bu suçu büyük bir endişeyle izliyoruz. Kimyasal silah kullanıldı bahanesiyle (ki kanıtların ışığında tehlikeli kimyasal maddeler rejim karşıtı güçler tarafından kullanıldı) ABD ve AB, yeni bir saldırı hazırlığında, bununla bölgedeki doğal kaynakları ve petrol geçiş rotalarının kontrolünü ele geçirmeyi amaçlıyorlar.

Biz onların insan haklarını ve barışı hiçbir zaman önemsemediklerini çok iyi biliyoruz, aksine ne zaman onlar için kullanışsız hale geldiyse işte o zaman bu değerleri ayaklar altına aldılar. Yıllar önce aynı bahaneyi kullanarak Irak’taki insanları katletmişlerdi.

Yunan askerleri olarak bizler ülkemizin sınırlarını korumakla yükümlüyüz. Direk ya da dolaylı olarak ülkemize ve halkımıza yönelik tehdit girişimlerini bağımsızlığımız adına savunmakla görevliyiz.

Yunan halkının çocukları olarak halk hareketiyle ortak nedenlere sahibiz ve taleplerimiz şunlardır:

• Suriye’ye yönelik planlanan emperyalist müdahaleye Yunanistan olarak hiçbir biçimde dahil olunmamalı
• Suda’daki üslerin derhal kapatılmalı
• ABD-NATO-EE’ye hiç bir hizmet sağlanmamalı, Suriye’ye ya da bölgedeki başka herhangi bir ülkeye karşı ne altyapı ne de insan gücü kullanılmasına izin verilmemelidir.

Halkla birlikte dediğimiz şey savaşa ve Yunanistan’ın buna dahil olmasına hayır!”

Basına benzer bir mektup Limnos’taki Vertsonis kampından da gönderildi ve Kavala’daki Ilia 20. Zırhlı Tümen Karargahı’nın acemi askerlerinin yazdığı bir çağrıydı.

Askerlerin çağrısı oldukça açıktı: Emperyalist bir savaş kapımızı çaldığında biz sözümüzü sakınmayacağız!