‘Temiz Havaları’ hem bayat hem de zehirli

Burjuva medyası tarafından Fransa’ da Mayıs 2012 de gerçekleşen başkanlık seçimlerinde François Hollande’ in seçilmesi yönünde çok mürekkep akıtıldı. İddia edildiği üzere, Fransa’ya ve Avrupa’nın bütününe “temiz ve taze bir hava” getireceği söylendi. Geçtiğimiz günlerde, Yunan medyası ve hükümetin sözcüleri tarafından Hollande’ın Yunanistan’a yaptığı ziyaret hakkında da çok laflar edildi. Propagandalarının temel amacı, Fransa Başkanı yaptırımların ülkemize girmesine ve özellikle Fransa sermayesinin stratejik sektörlerdeki özelleştirme hamlelerinin içerisinde yer alarak, Yunanistan’daki kamu varlığının yağmalanması konusunda güvenoyu vermiş olması. Hollande hükümete Yunanistan’daki Münhasır Ekonomik Bölgede (MEB) hidrokarbonlara ilişkin keşiflerin başlatılması ve bunların Fransa’daki enerji tekelleriyle el ele yürümesini tavsiye etti.

Ege Denizi’ndeki keşiflerin korunması kılıfıyla, silah endüstrisindeki Fransız çok uluslu şirketler Yunanistan’a firkateyn ve askeri hava ekipmanları için kredi sağlanması adına anlaşma imzaladı. Halk, maaş kesintileri nedeniyle mağdur olurken bölgemizdeki hidrokarbon üzerindeki siyasi-askeri rekabet keskinleşiyor. Burjuva basını, Yunanistan’a “paket”in tamamını ülkeler arasındaki eşitsiz kapitalist ekonomileri ve kapitalist gelişimin tekel yanlısı sınıf karakterini göz ardı ederek, bunu büyümenin bir adımı olarak sundu. Hollande’ın ziyareti, halk düşmanı hükümetin dostu olduğunu kanıtladı ve zaten sermaye insanlara düşman olmaktan başka bir şey olamaz.

Yunanistan’a yapılması planlanan Fransız yatırımından kim kârlı çıkacak? Fransız ve yerli tekeller stratejik öneme sahip altyapıların ve kurumların (su, enerji, ulaşım vs.) kontrolünü ele geçirecekler. Maksimum kâr ümidiyle, fiyatları artıracak ve hizmetlerin kalitesini düşürecekler ve insanların gelirlerine tekrardan saldıracaklar. Bu kurumaların içerisinde işçiler açlık sınırında maaşlara çalıştırılacak ve hakları ellerinden alınacak her koşulda sermayenin yatırım yapması için her türlü eziyeti çektirecekler. Hükümetin birkaç gün önce kabul ettiği yeni “Kalkınma Yasası”yla çok ucuz işgücü ve sermaye gruplarının girişimlerinin karşısındaki bütün engellerin kapitalist ekonominin rekabeti uğruna kaldırıldığı kanıtlanmış oldu.

Ve dahası, gerçek şu ki, Fransız tekelleri bölgemizdeki enerji kaynakları üzerindeki rekabetteki varlıklarını genişletmek için uğraşıyorlar. “Total” ayrıca Kıbrıs’taki enerji yataklarında da yer alıyor. Yunan burjuvazi sınıfı Ege Denizi’ndeki hidrokarbon yağması için emperyalist ortaklara ihtiyaç duyuyor. ABD, Türkiye ve diğer ülkelerdeki kapitalistlerin de can attığı petrol ve doğalgaz konusunda bıçaklar bileniyor. Hollande’ın Yunanistan’a gerçekleştirdiği bu ziyaret ve Fransa Başkanı’nın Avrupa’ya getirdiği “temiz hava”, sadece Fransız tekelleri ve onların çıkarlarını temsil edenler için “taze”. Fransız halkı harcamalarındaki yaptırımlar yüzünden mağdur olurken ve bir diğer yandan Mali’deki insanlar, Fransa tarafından emperyalist saldırının mağduru olmuşken, bu “hava” bayat ve zehirli.