‘Eski bileşenler’ ve demode ‘planlarla’ ‘Yeni Yunanistan’

Hükümet ve Başbakan A. Samaras, milli ekonomide rekabetin arttırılmasını öngören ve uygulayan reformları bir “milli görev” noktasına yükselttiler ve “Yeni Yunanistan’ı kuralım” sloganını öne çıkardılar. Bu boş lafların arkasında ise alışıldık şeyler var: Maaşların ve emekli aylıklarının düşmesi, özelleştirmeler... Sağlık, eğitim ve sosyal güvence alanları ticarete dökülmüş olduğu için bunlara daha çok para vermek zorunda kalan geniş halk kesimlerinin, üstüne üstlük sosyal hizmetlerden daha da fazla mahrum bırakılması... Tabii ki Başbakan ve hükümet, bu konular gündeme getirilmesin diye hemen uyarıyor: “Eğer işçiler bu acı ve zehirli uygulamaları halkın geniş kesimleri için sindiremezse, bu bütün ülke için bir felakete dönüşecektir.”

Resmi muhalefet partisi SYRIZA’nın belirttiklerine bakacak olursak, kıyamet zaten kapıda. “Solun ve yurtsever hükümetin” yeni seçimler için biçimlenmesi, SYRIZA’ya göre Yunanistan’da süregiden ekonomik krizin sona erdirilmesi ve uygulamadaki politik formüllerin değiştirilmesinin en önemli koşulu. “Eğer mevcut formüller devam ederse, biz kaybederiz ve yok oluruz” diyorlar.

Boş hayaller, iluzyonlar ve korkutmacalar! Burjuva politik sisteminin işçi sınıfını ve halkın bilincini manipüle etmek için en önemli silahları işte bunlar! Harika silahlar! Yaşlansalar da, yıpransalar da, hatta siyasi partileri yasaklansa ve isimlerini, bayraklarını ve sembollerini değiştirseler de, korku ve aldatma hala devam ediyor. Hep yürürlükte... İşçi sınıfını burjuvazinin “bayrağı” altında sürükleyip harekete geçirebilmek için yürürlükte...

Peki, bize anlattıkları “Yeni Yunanistan” ve şu diğer “formüller” neler? Yeni Yunanistan’ın ve diğer formüllerin içerisinde ne tür “bileşenler” var?

Eskimiş ve yara almış piyasanın rekabetçiliği, özelleştirme,”girişimcilik”, patronların kârı gibi bileşenlerden farklı hiçbir şey yok. Hali hazırda “tek yol AB” olarak anılan ve ülkemizi emperyalist sermaye birliğinin içine çeken Avrupa Birliği’nden farklı değil. Güçlü “müttefik” olarak anılan NATO için koruma arayışında olan bir plan. Tekellerin hegemonyasındaki krize ve insanların iflasına neden olan kapitalist üretim şeklinin yolundan giden bir yol.

Bu Yeni Yunanistan, halk için kapitalist barbarlığın içerisinde bir atalet demek ileriye doğru atılımla alakası yok. Çürümenin ve parazitliğin devamı, ilerlemenin değil... A. Samaras’ın iddia ettiğine göre -SYRIZA ile olan bu rekabette- yanlış ikilem şu: “reformlar ya da durağanlık”. A. Samaras’ın bahsettiği reformlar, burjuvazinin onayladığı ve onların yararına olacak reformlar. Halkın kendi deneyimleriyle de sabit ki onlar tamamıyla halk düşmanı. Ve kapitalizm kuralları ve ekonomisi işlediği sürece, SYRIZA’nın iddia ettiğinin aksine, burjuvazinin iktidarında ve devletinde hiçbir şey halkın yararına olamayacak.

Ancak işçi sınıfı ve onların destekçileri ileriye dönük bir atılım gerçekleştirebilir kapitalist partiler ve onların parazitleri değil. Başka bir topluma doğru atılım, işçi sınıfının ve halkın geniş kesimlerinin yararına ve ihtiyacına göre şekillenen yeni bir kalkınma yoluyla mümkündür ancak. AB’den ayrılarak ve tekellerin kamulaştırılmasıyla, halktan yana yeni bir Yunanistan yaratılacaktır. Halk bunu kendi yeni “bileşenleri”yle yapacaktır ve tabii ki üretim araçlarının kapitalist sahipleri olmadan ve onların halkın zenginliğine çöreklenmesine izin
vermeden.