Eşekler bir yabancının ahırında dövüşüyor

Odysseas Roussas'ın "Eşekler bir yabancının ahırında dövüşüyor" başlıklı yazısı 25 Mayıs 2013 tarihili soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Yunan hükümeti, Yunanistan’daki tekel gruplarını güçlendirecek olan yabancı yatırımları tabii ki çekmeye çalışıyor. Çeşitli ekonomi sektörlerinden 60 büyük iş insanı, Başbakan’ın Çin gezisine katıldı. Hükümet, düşük ücretleri, esnek çalışma ilişkilerini ve devletin sahip olduğu ekonomi sektörlerinin özelleştirilmesini yem olarak sunuyor ve çeşitli güçlü kapitalist ülkelere kendini adres gösteriyor.

Devletin sahip olduğu ekonomi sektörlerinin özelleştirilmesi, çeşitli kuruluşların mülkiyet biçiminin değiştirilmesi, yatırımcının diğeriyle yer değiştirilmesi, Alman, Çin ve Rusya malları için sırayla altyapı çalışmalarının yaplması bir gelişmedir ancak sermaye ve kâr lehine bir gelişme...

Aynı zamanda DEPA-DESFA (devletin enerji-doğalgaz kuruluşları) konusu etrafında, özellikle de DEPA içindeki GAZPROM çıkarına Rus tekellerinin yoğun ilgisini de görebiliriz. Ayrıca, ekonominin diğer sektörlerinde, özellikle de perakende ve turizmde Rus sermayesinin akını ile bağlantılı bir şekilde, Rus tekellerinin DEPA-DESFA’nın özelleştirilmesi dışında iki ülkenin ekonomik ilişkilerinin genel bir düşüşe geçmesi anlamına geleceğini söyleyen Rus konsolosunun Selanik’teki son konuşmasını unutmamalıyız. DEPA ya da DESFA’nın Rus tekellerine muhtemel satışı için ABD ve AB’nin ani tepkilerinin, hidrokarbon ve ulaşım üzerinde, hem Avrupa’daki hem Doğu Akdeniz’deki keskin rekabete bağlı olduğu gerçeği iyi bilinmektedir.

Çin gezisinden sonra, Başbakan, Yunanistan’ın katıldığı ve Azeri doğalgazını taşıyacak olan TAP boru hattını desteklemek için duydukları ihtiyaç hakkında ikna etmek için Azerbaycan’a gitti. Azeri doğalgazının Avrupa’ya taşınması, hem ABD hem de AB tarafından desteklendi. İki gün sonra Azerbaycan’ın devlet şirketi “Socar”ın aslında teklif düzeyini yükseltecek olan DESFA’yı satın almaya dönük ilgisi ile sermayedar şirketler tarafından kendisine verilen “Şah Deniz 2” gaz yataklarına, özellikle de Avrupa’ya gaz taşıyacak olan British Petrolium’a dönük ilgisi dile getirildi. ABD, Azerbaycan’ı destekliyor.

Aynı zamanda, çeşitli kaynaklara gore, Rus tekellerin de DEH’i (devlet elektrik şirketi) yeniden yapılandırma ve parçalara ayırma çerçevesinde elektriğe yatırım yapmaya yönelik ilgisi göz ardı edilemez, satın alma sürecinde de yer alacaklar. Aslında Alman ve ABD tekellerinin de elektrik sektörüyle ilgilendiği söylendi. Dün, Savunma Bakanı’nın Rusya’ya yapacağı gezi kamuoyuna sunuldu ve Rusya, devlet şirket “Yunan Savunma Sistemleri”yle ilgilendiği yazıldı. İsrail de bu şirketle ilgileniyor.

Hükümet, devletin ekonomi sektörlerini satmak yoluyla daha fazla ilgi oluşturmak ve Yunanistan’ın kapitalist ekonomisine yarar sağlamak amacıyla bu sektörleri çeşitli güçlü kapitalist devlet tekellerine “bölüştürme” doktrinini takip ediyor gibi görünüyor. Fakat Yunanistan’ın emperyalistler arası rekabetini keskinleştirmek için bir arena haline getirdiğini zaten DESFA-DEPA örneğinde görebiliriz. Tekeller, çeşitli kapitalist ekonomiler ile burjuvaların çok boyutlu ilişkilerinin insanları tehdit eden her devletin özel tekellerinin çıkarları ile çatışma içine girdiğini gösteren kendi jeopolitik çıkarlarına göre faaliyet gösteriyor.

Başka türlü olabilir mi? Belki sadece özel koşullar altında. Ülkenin doğal kaynakları ve üretici kapasitesi ve halkın ihtiyaçları için çalışılan uluslararası siyasal ve ekonomik ilişkileri için, başka bir durum, ekonomi ve iktidar düzeyinde oluşturulmalıdır. Üretim araçları toplumsallaştırılmalıdır. Yalnız bu şekilde kapitalistlerin çıkarlarına hizmet etmeyi durdurabilirler ve halkın yaşam standartlarını desteklemek için çalışırlar. Ve ancak o zaman, işçilerin-halkın gücü ile halk için ve farklı bir tür kalkınma uygulamak için ekonomik ilişkiler kurma ve karşılıklı yararlı işbirliği imkanı olabilir.