Sonbaharda düşen bir yaprak daha John Tchicai

Sonbaharın döktüğü tek şey ağaçlardaki yapraklar değil. Her alanda yeri doldurulması güç, büyük değerler de ayrılıyor aramızdan. Belki de bu nedenle hüzün mevsimi deniyor sonbahara. Son düşen yapraklardan biri de Danimarkalı özgür doğaçlama saksofon öncüsü John Tchicai oldu, Haziran ayında geçirdiği beyin kanamasından bu yana komada bulunan Tchicai, takvimler 7 Ekim’i gösterirken 76 yaşında yaşama veda etti. Sanatçının Fransa’da vefatı eşi aynı zamanda da piyanisti olan eski eşi Margriet Naber tarafından açıklandı.

28 Nisan 1936 tarihinde Danimarkalı anne ve Kopenhag’da yaşayan Kongolu bir babanın oğlu olarak doğan Tchicai, 2001 yılında Avrupa’ya dönüp Fransa’nın güneyine yerleşene kadar önce kuzey Avrupa’da kendine bir isim yapmış, ardından New York’ta ve tekrar Danimarka’da, daha sonra da Kaliforniya’da yaşamıştı.

John Coltrane sonrası, uzlaşmayı reddeden bir kuşağın Avrupa ayağından gelmişti Tchicai. İlk adımlarından biriydi kadrosunda yer aldığı Coltrane albümü “Ascension”. Tonal açıdan radikal bir serbestliğin kapılarını açan, psişik açıdan ise tahammül fersah bir çılgınlık sergileyen performansı, Tchicai’nin müzik hayatının uzunca bir döneminin yol haritalarından biri oldu.

John Coltrane, Milford Graves, Carla Bley ve Steve Swallow ile çalmasının yanı sıra kariyerinde cazın önde gelen avangart isimleriyle de sıkça anıldı. Bir döneminde de Ornette Colaman ve Eric Dolphy’nin yarattığı kopuşun kanatlarında yükseldi, özgün kakafonik yöntemleriyle ilham verdi.
Albert Ayler, John Lennon ve en önemlisi John Coltrane’in çıkış albümü Ascension (Yükseliş)’da yaptığı kayıtların yanı sıra Tchicai belki de en çok 1960’ların serbest caz patlamasında New York’da olduğu zamanlarda Archie Shepp ve Don Cherry ile beraber kurdukları The New York Contemporary Five dönemiyle hatırlanmaktaydı.

New York’ta üç üretken yılın ardından 1966’da Danimarka’ya döndü ve 1971 yılına kadar yönettiği büyük caz atölyesi topluluğu Cadentia Nova Danica kurdu. Canlı performansları azaldı ama düzenli kayıtlarına devam etti ve 1970’lerin sonundan itibaren ders verdi doğu müzikal formlarını araştırmış, yoga ve öğretim üzerinde yoğunlaşarak, bunları performansına taşımaya çalıştı.

1990 yılında Danimarka Kültür Bakanlığı ömür boyu caz performansı için ödül verdi ve bir yıl sonra klavyeci olan karısı Mariet ile San Francisco’ya taşındı. Birlikte John Tchicai & Arketipler ve John Tchicai Unit’i oluşturdu.

Önde gelen İngiliz doğaçlama davulcu Trevor Watts, Jazzwise dergisiyle yaptığı bir söyleşide şöyle demişti Tchicai için: “Ben John’u ilk kez 1960’larda duydum. Roswell Rudd ve New York Sanat Quartet ile çok ilginç bir kayıt yapmıştı. O zamanlar tam olarak aradığım şey bu olmasa da, yeniliği ve benzersizliği ile kendi içinde bağlanmıştı soundunu ve stilini sevmiştim. Ve John kesinlikle çoğumuzun ulaşmak için çabaladığı kendi imzası bir soundu vardı. 1968 Cambridge’de John ile çaldım. Onunla birlikte Willem Breuker, Chris McGregor, John Stevens, Yoko Ono, Mongezi Feza ve John Lennon dahil yüzlerce sanatçının yer aldığı bir programda tüm gün Üniversite’de doğaçlama çalmıştık. Program Anthony Barnett tarafından organize edilmişti. John’u gidişi ve sesini artık buralarda duyamayacak olmak üzücü. Yazık oldu”.

Yakın çevresi için alçakgönüllü, ağırbaşlı, efendi ve sevimli bir adamdı Tchicai. Bir de şimdi hiçbir zaman çıkmayacak olan yeni albümü için “Autumn Leaves”i yorumlayan uzaklardaki dost.

[email protected]