Bir Çözüm Önerisi: İskoç Modeli

Mel Gibson'nun üç saate yakın süren "Cesur Yürek" filmini izlemeyen yoktur sanırım. 1995 yılında gösterime girmiş olan filmin yapımının yanısıra esas oğlan rolünü de üstlenmiş idi Gibson... Filmi hem çok beğenmiş hem de Mel Gibson'un karısı rolünde olan ve filmin başlarında öldürülen Catherine McCormack hanfendi'ye tutulmuştum...Yalan mundar, çok güzel bir kadın!

Daha bismillah demeden, Catherine'nin çekip gitmesi bana göre filmin en olumsuz ve manasız yanıydı... Tamam... William Wallece'yi (Mel Gibson) savaşa iteleyen öncelik bu intikam duygusu olmuştur ama, sevgili Catherine yerine bir başkasını o role çıkartsaydı kıyamet de kopmazdı!

Ya da ne bileyim, karısı yerine anası öldürülseydi de onun intikamını almak için yollara düşseydi Wallece Efendi!

Her neyse, bu filmin her biri görsel bir şölen olan çok sayıda sahneden bana göre en unutulmaz olanı, dolayısıyla aklımda pek net olarak kalanı "popo" sahnesidir... Hani şu İskoç özgürlük savaşçılarının ekose eteklerini kaldırıp popolarını gösterdikleri sahne!

***

Ancak "popo" sahnesinden önce filmi genel hatlarıyla anımsatmak istiyorum:

1300'lü yılların hemen başında "Uzunbacaklı" namıyla anılan nalet mi nalet İngiltere kralı Edward, İskoçya'nın büyük bir bölümünü istila eder. William Wallece'nin babası ve diğer direnişçi önderler barış görüşmeleri yapmak ve silahların susmasını sağlamak için, Uzunbacak Edward'ın çağrısıyla bir araya gelirler. Bizim Kara Murat filmlerinde Türk kızına tecavüz edip babasını kazığa oturtan, ardından da beygir gibi kişneyerek gülen Bizans Tekfuru bunun yanında Hz.Ömer ahlaklı kalır. Nanet mi nanet Uzunbacak, tarihte bütün benzerlerinin yaptığı gibi sözünde durmaz, hazır hepsi bir araya gelmişken der ve direnişçi bütün gerilla önderlerini astırır. İskoçların özgürlük savaşı bastırılmış olur.

Bu olaydan sonra amcasının alıp götürdüğü ve büyüttüğü çocuk William iyi bir savaşçı olarak yetiştirilmiş olasına rağmen, sakin bir hayat sürüp otla böcekle uğraşmak için köyüne döner. Flim'de Murron'u oynayan sevgili Catherine McCormack ile evlenir. Benim tutulduğum kız!

Rezil Uzunbacaklı halen sağdır ve İskoç feodallerine kimi ayrıcalıklar sağlayıp onları kendine bağlamanın yollarını aramaktdır. Bunlardan biri de evlenen kızın feodal beyle yatacağı anlamına gelen "ilk gece hakkı"dır. Bu nedenle sevgili Catherine ile William gizlice evlenmişlerdir.

Gizlilik açığa çıkar. Birtakım hadiselerden sonra adinin adisi bir feodal bey, rezil herif, bir çift yeşil göz taşıyan Catherine'nin güzel başını gövdesinden ayırır.

Haydi William!

Madem Catherine'e o rolü layık gördün, intikamını al!

Alır!

William'ın etrafında toplanan İskoç gerillaları İgilizlerle giriştikleri savaşları kazanmaya başlayıca, İskoç feodal beylerinin de yer yer desteğini almaya başlarlar. Ancak bunların sınıf karekterinin böcekliğini göremeyen William, Kral Edward'ın satın aldığı feodal beylerin ihanetine uğrar... Yenilir... Başı gövdesinden ayrılır!

***

Koştur koştur acele etmemin nedeni popo sahnesine gelebilmek içindir. Bu benim için unutulmaz bir sahnedir. İskoç gerillaları William'ın önderliğinde savaş alanındadır. Son derece kalbalık ve iyi donatılmış İngiliz ordusu da karşı tarafta savaş düzenine girmiş kendinden pek emin "hücum" emrini beklemektedir. Gerillalar bağırıp çağırıp, mızraklarını kılıçlarını sallayıp onlarla alay etmeleri yetmezmiş gibi popolarını dönerler ve ekose eteklerini kaldırıp açarlar. Saymadım ama, zaten kim sayabilir ki ben diyeyim beşyüz, siz diyin bin adet bembeyaz popo ortaya çıkar. Sahne bu kadar...

***

Şimdi Hasan Cemal'i dağa gönderdiler ya, ardından gelen çözüm önerisi de İskoç modeli oldu. İskoç modelinden tarafların anladığının birbirinden çok farklı olmasını bir yana bırakın, Ahmet Türk'ün "önce çatışmalar dursun" çağrısından AK Parti lideri Tayyip Bey'in, çok incindiği için AKP demiyorum, canım benim, ne anladığını, bu çağrıya nasıl bir anlam yüklediğini görün! Görün de gülün!

"Parlamento içinde olan DTP lideri, adeta tarafları silah bırakmaya çağırıyor.(...) güvenlik güçleri hiçbir zaman silahı bırakmaz. Güvenlik güçleri her zaman polisiyle, askeriyle silahlıdır. Çünkü onlar bu silahları niçin yanlarında taşırlar? Sadece bölücü terör örgütüyle alakalı değil.(...) İçerde,dışarda her zaman için onlar böyle teçhiz edilmiş halde bu çalışmayı sürdürürler.."

Şimdi buna gülünmez mi?

Ak Parti liderinin hassasım benim, Ahmet Türk'ün "çatışmalar durdurulsun" çağrısından anladığı, "güvenlik güçleri askeriyle, polisiyle silahlarından arınsın" oluyor... Bu kadar sivilleşmeye de yani, pes doğrusu...

***

Benim de bir önerim olacak Kürt kardeşlerime.

Kürt aydınlar, Kürtçe tv kanallarından Kürt yoksullarına gün boyu dayatılan Kürtçe Mevlit ve Kuran dinletileri ile, salya sümük Fethullah'ın vaazlerinin Kürtçe tercümelerini dinlemeyi demoratikleşme ve dilin özgürleşmesi olarak değerlendiriyorlarsa yapacak bir şey yok!

Ama oyalanmamız için ortaya atılan, yükledikleri mananın belirsiz olduğu, nereye çekiştirirsen oraya giden, her kafadan ayrı bir sesin çıktığı modelleri değerlendirmeden önce model önerisinin ilkin nerden geldiğine bakın derim ben... O zaman yapılacak bir şey var!

Özgürlük savaşçısı "Cesur Yürek" in feodal beylerden gördüğü ihaneti ders olarak aklımızın bir köşesinde tutup insan eti yiyenlerin iktidarına güvenilmemesi gerektiğini, "uzun bacaklıların" geçmişten gelen ve şimdilerde çeşitliliği artan zengin bir hile ve dalavere menüsüne sahip olduklarını da aklımızın başka bir köşesine sağlamca yerleştirip ekose eteklerimizi giyelim birlikte meydanlara çıkalım!

Kalu beladan bu yana Kürt, Türk, Çerkes ayrımı yapmadan gayet demokratik bir şekilde hepimizi sömüren bu yamyamlara karşı ekose eteklerimizi kaldıralım.. Hele dur köpürme... Arkamızı değil önümüzü dönerek!

Kadınlar mı?

Onlar da etek altına pantalon giysin canım!