Bir gün herkes AKP’li olacak

Kemal Okuyan'ın “Bir gün herkes AKP'li olacak” başlıklı yazısı 06 Mart 2013 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Öncekiler bir yana, 2007, 2011 Milletvekili seçimlerinde, 2009 yerel seçimlerde, 2010 Referandumu’nda yaygın ve sistematik bir biçimde hile yapıldı. Ortaya çıkarılan yöntemler incelendiğinde, sandık sahtekarlıklarının sonucu etkileyecek boyuta ulaştığı anlaşıldı. Yaşamayan ya da hiç var olmayan kişilere seçmen kartı çıkarıldığı görüldü, sahte oy pusulaları bulundu, ilgisiz kişilerin bazı adreslere kaydolurken orada gerçekte yaşayan kişilerin seçmen haklarının gasp edildiği belgelendi, mükerrer oy kullananlar yakalandı, otobüslere doldurulup sandık sandık dolaşıp oy kullanan emniyetçilere suç üstü yapıldı. Sayım sırasındaki usulsüzlüklere değinmiyorum bile…

Bunlara ilişkin YSK’ya yapılan başvurular önemsenmedi bir bölümü işleme konmadı bile, bir bölümüyse “sonuçları etkileyecek düzeyde görülmedi”. Yani, hile vardı ama bunun ne önemi vardı!

Olup bitenleri belgeleyen, ısrarla takip eden parlamento dışı bir parti olunca, zaten AKP’nin arka bahçesine dönüşen kurumlar oralı bile olmadı.

Oralı bile olmayanlardan biri de, ana muhalefet partisiydi… CHP bir-iki cılız yoklamadan sonra seçim hileleri ile hiç ilgilenmedi. Ortalık gerilsin istemiyorlardı.

Tutuklu milletvekillerini içeriden çıkarmadan meclis çalışmalarına katılan bir partiden söz ediyoruz. Doğal.

Ancak yine de hatırlatalım. Seçimlerde usülsüzlük iddiasıyla birçok ülkede “renkli devrim”ler yaşandı geçmişte. Hatta bir ara kural haline gelmişti, seçimlerden sonra “hile yapıldı, biz bu sonucu kabul etmiyoruz” demek.

ABD olunca arkada, ses getiriyor ve bir anda ortalık karışıyordu.

Oysa, ABD Türkiye’de AKP’nin sandık başarılarının arkasında duruyor. Böyle olunca CHP’ye de fazla ses etmemek düşüyor.
Kendileri bilir.

Ancak biz yine de hatırlatalım. CHP, sandık oyunlarını derleyip toplasa ve kamuoyuna “bu tablo seçimlerin meşruiyetini ortadan kaldırmıştır, biz bu sonucu tanımıyoruz” diyebilse, işler gerçekten karışırdı.

Ortada seçim meçim yok, nereden çıktı bu konu diye sorabilirsiniz. Seçim yok ama AKP bu kez de hileli yöntemlerle ve birçok örnekte zorla üye kaydediyor. Birkaç kez haber yaptık, bu “hayali üye” çalışması inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda. Ele geçirilen nüfus bilgileriyle kitleler halinde üye yazıyorlar. Telefon mesajları geliyor, AKP’nin falanca yerdeki üye toplantısına katılımla ilgili. Böylece oldu bitti yapıyor, her kanaldan sizi kuşatıyorlar.
İnsanlar, habersizce üye kaydedildikleri AKP’den mimlenme ya da işten çıkarılma korkusu ile istifa edemiyorlar. Herkes yine habersizce AKP’ye üye yapılan soL Gazetesi muhabirleri kadar yürekli davranamıyor. Kirli bir düzenek işliyor. Bu düzenek CHP’nin belediye başkanlarını CHP’den düşürme noktasına kadar gelmiş durumda. Yargıtay iki partiye birden üye olamazsın kuralını AKP lehine yorumluyor, CHP üyeleri iktidar partisine transfer oluyor!

AKP yerel seçimlere ve olası bir referanduma böyle hazırlanıyor.

Bazı yerleşimlerde “bütün seçmenler AKP’ye kayıtlı olduğundan, seçim yapılmasına gerek kalmamıştır” hükmü verilecek neredeyse…

“Olur mu öyle şey” demeyin, olmak üzere…

Sonsöz: Seçimlere katılan partiler tonla parayı reklam şirketlerine aktaracaklarına yalnızca bu işe odaklanan “seçim yolsuzlukları merkezi” kursalar ve burayı uzman hukukçularla, yazılımcılarla güçlendirseler daha fazla sonuç alırlar.