TKP'ye oy vermeyelim ki, kapitalizmden numaradan yakınıp durduğumuz, aslında etimiz, kemiğimiz, ruhumuzla bağlı bulunduğumuz bu sisteme taptığımız bir kez daha kanıtlansın.
TKP'ye oy vermeyelim, "Siyasette bir alternatif yok ki!" diye mutlu hayıflanmalarımıza devam edebilelim. "Nerede o eski devrimciler!" diye sık sık içlenme yükümlülüğümüzü yerine getirelim.
TKP'ye oy vermeyelim ki, bilinçaltımızda korktuğumuz şey gerçekleşmesin, sol güçlenmesin, sıradan yaşamımız ve siyaset huzur içinde akıp gidebilsin.
TKP'ye oy vermeyelim ki, o güzel içki masalarımızda bu halk adam olmaz, diye keyifle ağlayabilelim. Üstümüze düşen sorumlulukların ağırlaşmasını önleyebilelim.
TKP'ye oy vermeyelim ki, birkaç gün sonra "Zaten bu ülkede temiz siyasete, temiz siyasetçiye yer yok" diye kaldığımız yerden teranemizi sürdürebilelim.
TKP'ye oy vermeyelim ki, "Güçlü bir sol olsa ben de destekleyeceğim, ama bunlar bu işi kaldıramaz" diye memnun bir edayla mırıldanabilelim.
"Neden hakkımızda böyle peşin olumsuz düşünüyorsun" diyebilirsiniz. "Bu ülkede muhalefetin yükünü biz sosyalistler, yurtseverler omuzluyoruz. Bağımsızlık için, özgürlük için ne yapılıyorsa en çok biz yapıyoruz, seçimden seçime parti olduklarını hatırlayanlar değil." Bunu inkar etmiyorum ben de. Devam edelim diyorum. Bizler on çalışalım bir temsil edilmeyelim, onlar bir çalışsınlar on temsil edilsinler.
TKP'ye oy vermeyelim ki, CHP daha da sağa kaysın, DTP daha da soldan uzaklaşsın.
Sosyalistlerden aldıkları oylarla sözde solcu asalak takımı gerici siyasetlerine güç katsınlar. Biz de yatıp kalkıp Baykal'a ilenme eğlencemizi yitirmeyelim.
Biliyorsunuz, bu bir yerel seçim. İl genel meclisi seçiminde "Sol oyları bölmeyelim" nakaratı tutmaz artık. Hadi belediye başkanlıkları için TKP'ye oy atmadık, il genel meclisinde de TKP'ye oylarımızı esirgeyelim ki, komünistlere günahlarımızı bile bağışlamayacağımızı cümle aleme sergileyelim.
İl genel meclisinde de TKP'ye oy vermeyelim ki, il genel ve belediye meclislerine seçtiğimiz solcu temsilcilerimiz iktidardakilerle birlikte bol bol rüşvet yiyebilsinler, ortak değerlerimizi satabilsinler.
TKP'ye oy vermeyelim ki, küresel ısınma, yerin göğün zehirlenmesi, doğanın yok edilmesi gibi hikayelerin zihnimizde sadece magazin değeri bulunduğunu anlatabilelim.
TKP 29 yaşında bir başkan seçti kendine. TKP'ye sırf o yüzden de oy vermeyelim ki, "Bu toplum genç bir toplum, siyasete genç devrimci önderler gerek" söylemine pabuç bırakmadığımızı, 68 ve 78 kuşağı olarak hiçbir alanda hiçbir sol şefliği kimseye kaptırmayacağımızı kararlı biçimde gösterelim.
TKP Genel Başkanı, Genel Sekreteri bir ay önceki kongrede kendi istekleriyle sorumluluklarını paylaştılar. Oy vermeyelim ki, böyle bir davranışın bildiğimiz siyasetin yasalarıyla bağdaşmadığını vurgulayarak onları cezalandırabilelim.
TKP'ye oy vermeyelim ki, "Siyaseti sadece genel başkanlar yapabilir" ilkesine bir kez daha imza çakalım.
TKP'ye oy vermeyelim ki, seçimden sonra da ona arka çıkmayacağımız için boşuna ümitlenmesinler, daha kötüsü oylarımızı artırdık diye havalara girmesinler.
TKP'ye oy vermeyelim ki, "Ülkenin satılmasına karşı değiliz, az parayla satılmasına karşıyız!" diyebilelim.
TKP'ye oy vermeyelim ki, dincilere, orduya, ulusalcılara, Kürt ayrılıkçılara, emperyalistlere, AB'ye yaranmaya çalışmadan dümdüz ve dosdoğru sosyalizmin savunulamayacağına inanç tazeleyelim.
TKP'ye oy vermeyelim! Onların cesaret ve hevesini artırmayalım ki, yıkım günlerine hep birlikte tatlı bir rehavet içinde yaklaşabilelim.
Türkiye ve insanlık için bir umut varsa, o da sosyalizmde, diyorum. TKP'ye bu yüzden özellikle oy vermeyelim ki, umudu ve coşkuyu değil uyuşturucuyu, vicdanı değil vicdansızlığı tercih ettiğimizi herkese ilan edelim.
Yukarıdaki maddeler içinde bir tane bile demagoji, abartı, içi boş seçim propagandası bulamamışsak özellikle TKP'ye oy vermeyelim ki, siyasette geçerlinin doğrular değil, yalanlar olduğuna yeniden ve yeniden kalıbımızı basabilelim.