Söz Veriyorum!

İnsanlığı Sabırla Örenler: Kocaeli ve Düzce’den İki Portre

Onur Hamzaoğlu, en son Dilovası’ndaki saklanamaz çevre kirliliğini gündeme getirdiği için saldırılara maruz kaldı, haber konusu oldu. Merkezi sol siyasetin ve bu siyasetin alanda uygulamasının önemini hiçbir zaman yadsımam. Merkezi siyasetlerin yereldeki özverili temsilcilerinin hakkını vermek gerekir.

Fakat bir de bu merkezi siyasetlere uzak dursunlar veya yakın kalsınlar, insani değerleri kendi çalıştıkları alanlarda sabırla örenler mevcut. Onların da çoğu gizli kahramanlardır. İçinde yaşadığımız çürümüş düzende, yozlaşmış toplumda hala bir şeyler az çok doğru gidiyorsa, bunu işte o az sayıdaki kahramana borçluyuz.

Onur Hamzaoğlu, sol duruşuyla olduğu kadar ve hatta bundan öte, tıp çevrelerinde halk sağlığı alanındaki titiz duruşuyla, çalışmalarıyla tanınır.

Aldatılmış halkın oylarını kaparak kendilerini halk temsilcisi sayan birkaç halk düşmanı onu şikayet etmiş. Yüzsüzlüğün bu kadarı ancak faşist kafayla mümkündür. Dilovası’ndaki zehirli gaz yoğunluğunu hissetmek için tahlile bile gerek yok, otoyoldan geçmeniz yeterli. Bunun ötesinde geçtiğimiz yıl tesadüfen konuştuğum bir belediye memuru bana aynen şunu söylemişti: “Önceki belediye başkanı konuyla bayağı uğraştı, biraz yol kat etti. Ama artık pek bir umut yok. Buradaki her büyük fabrikanın birkaç milletvekili dayısı var. Neresi soruşturulsa onlar devreye giriyorlar.”

Onur Hamzaoğlu’nun son yaptığı, buradaki artan kanser oranlarını açıklaması, hem mesleği, hem insanlığı açısından son derece olağan bir şey. Ama öyle ahlaksız bir toplum olduk ki, normal davranışlar artık kovuşturulması gereken bir aşırılık, çıkıntılık ve hatta suç sayılıyor. İşte asıl kahramanlık, böylesi iğrenç bir ortamda dik durabilmektir bir bakıma.

Düzce’de de örneğin bir Ulviye Dikmen var. Diş hekimi Ulviye Dikmen kentte sol denince ilk akla gelen simge isimlerden. On yıllardır bu atmosferde iyi ve ilerici ne yapılmışsa, ne yapılıyorsa ya içinde, ya başında. İnsan hakları mücadelesi, hayvan hakları mücadelesi, kadın hareketi, emek hareketi…

Düzce’de şimdi HES’lere karşı mücadele de yürütülüyor. Böylesi bir kentte ciddi bir aydınlanma uğraşı sürdürülüyor. Eğitim alanı, aydınlanma mücadelesi, çevre sorunları, sağlık sorunları… ve tabii sendikasızlaştırılmaya karşı filizlenen işçi direnişleri… Hepsi böylesi kahramanlarımızdan 60-70 kişinin omuzlarında.

İnsanlığı sokakta gördüğünüzde tanımayacağınız bu türde mütevazı kahramanlar ayakta tutuyor.

“Burası Düzce” gazetesinde de yazan Ulviye Dikmen dostumuz birkaç hafta önce Düzce’deki milletvekili adaylarından bir bildirgeye, hayvan hakları bildirgesine imza atmalarını istedi. Seçilecek değilim, benim milletvekili adaylığım sembolik. Seçilmeyeceğim için imzam muteber sayılır mı, bilmiyorum, ama olsun. Aşağıya o bildirgeyi yerleştiriyorum ve altına imzamı atıyorum.

Hayvanların da Yaşam Haklarını Korumaya SÖZ VERİYORUM

1. Hayvanlara zalimce davranan, işkence ve vahşet uygulayanların basit para cezaları ile kurtulmamaları ve mahkemeye çıkartılıp yargılanmaları için, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununun, Kabahatler Kanunu kapsamından çıkartılıp Ceza kanunları kapsamına alınması için çaba göstereceğime,

2. İnsan ve hayvan sağlığını korumak açısından, tüm yaban ve evcil hayvanların ülkeye kaçak girişinin önlenmesi, üretim çiftlikleri ve petshopların izin ve denetime tabi tutulması için yasal düzenlemelere destek vereceğime,

3. Çiftlik, evcil ve yabani hayvan ayırımı yapmadan tüm hayvanların “doğalarına uygun koşullarda” yaşamalarına destek vereceğime,

4. Sahipsiz hayvanlara “zehirleme, vurma, bakımevlerinde açlıktan ölüme mahkûm etme” gibi insani olmayan muamelelerin olmaması için, belediyeler ve ilgili kurumların yasal zorunluluğun yanında insanî ve vicdanî sorumlulukla davranmalarının sağlanmasına destek vereceğime,

5. Belediyelerin geçici bakımevlerinin “hayvanların özgürce doğal koşullarda yaşamaları” esas alınarak yapılması ve gönüllülerle birlikte yönetilmesi için yapılacak çalışmalara destek vereceğime,

6. Mağdur ve güçten düşmüş evcil veya yabani tüm hayvanların ve yaşamları boyunca yükler altında insana hizmet eden at ve eşek gibi hayvanların “yaşlılık, hastalık ve mağduriyetleri durumunda doğal koşullardaki bakımevlerinde koruma altına alınmalarına” destek vereceğime,

7. Yasadışı üretim, satış ve dövüştürülmelerine, eziyetli eğitimlerden geçerek eğlence ve seyir unsuru olarak kullanılmalarına karşı idari tedbirler ve yasal önlemlere destek vereceğime, hayvan dövüşlerini yayınlayan web sitelerinin kapatılması için yasa teklifinde bulunacağıma,
8. Hayvanların yaşam haklarının tanınması ve şiddete karşı sevginin galip gelmesi için, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı, RTÜK gibi kuruluşların da aktif olarak topluma ve okullara yapılacak eğitim ve bilgilendirme çalışmalarının içinde olmalarına destek vereceğime,

9. Engin denizlerde olmaları gereken yunusların, daracık havuzlarda eziyetli eğitimler sonrası gösteri yapmalarının önlenmesi için çaba göstereceğime,

10. Seçildikten sonra, özellikle kendi partime mensup belediye başkanları ile doğrudan temas sağlayıp, gerek HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu Temsilcileri ve gerekse Gönüllü Kuruluşlar ile çözüm üretilmesi konusunda şahsım olarak daima destek sağlayacağıma

Özgür iradem ve sosyal sorumluluk anlayışım çerçevesinde

SÖZ VERİYORUM