Psikopat Oğul ve Aile

Psikopatlığının ilk belirtileri çocukken ortaya çıkmıştı. Sorumsuzluk, disipline gelmezlik, şiddete eğilim, acımasızlık... Fakat sevimli kerataydı doğrusu. Kardeşleriyle arası iyiydi büyükleri küçükleriyle, kızlar ve oğlanlarla heyecanlı oyunlara dalar, sevenleriyle hayli iyi geçinirdi. Gerek ablaları abileri, gerekse anası babası el üstünde tutardı onu. Elbette ailenin afacan evladı olarak her başı sıkıştığında destek görürdü, karşılığını da bir şekilde vermeye çalışırdı. Bu ailede pek çok ailede olduğu gibi sen ben ayrımı yapılmazdı.

Kötücül gelişmeler birden bire yaşanmaya başladı. Semtin duygusal kabadayılarından olan baba hapse düştü, aile mahallede dışlandı, maddi manevi sıkıntılar katlanılmaz boyutlara vardı. Bizim oğul da büyümüştü artık. Kimseyi dinlemez olmuştu. Kardeşlerini büyük küçük bakmadan her gün dayaktan geçiriyordu. Bu ailede bir tek benim meselem var, başka mesele yok, diyor, karşı çıkanın ağzını kapatıyordu.

Karanlık arkadaşlar bulmuş, garip ilişkiler içine girmişti. Belinden silahı düşürmüyor, her gün vukuat çıkarıyordu. Sonunda o da hapse düştü, çok dayak yedi, epeyce de yattı. Çıktığında ailenin de mahallenin bir kısmının da kahramanıydı artık. Ünü ve gücü şehre değil, neredeyse ülkeye yayılmıştı.

Herkes ona yaranma, onun gözüne girebilme sevdasına kapılmıştı. Mahallenin büyük bölümü ona karşı daha da kin doluydu, evet ama aileye yakın kesim adeta tapıyordu. Cesaret ondaydı, güç, para, karizma ondaydı. Çok fazla şiddete bulaştığı, neredeyse her hafta birini öldürdüğü, evleri yaktığı, arsaları kapattığı, koruları ateşe verdiği, daha kötüsü iyice kirli işlere bulaştığı, para için güç için herkesle ilişkiye girebildiği, para ve güç için en sevdiklerini tereddüt etmeksizin harcadığı söyleniyordu.

Sevenleri, dostları önceleri iftira dediler bu söylentiler için, düşmanlar uyduruyor dediler, sonra gerçekler iyice açığa çıkınca, yiğittir delikanlıdır, ne yapsa hakkıdır, diye onu savundular.

Çünkü beklentileri vardı acar kardeşlerinden, oğullarından, dostlarından. Bir kere varlığıyla, yaptıklarıyla şan şeref verecekti onlara. Her dara düştüklerinde arkalarında olacaktı. Birisi bir kötülük yapsa, kötülüğe ne hacet şöyle bir yan baksa yaman oğul gelip düşmana haddini bildirecekti. Para getirecekti eve, mahalleye, iş getirecekti, zenginlik getirecekti. Onca kazandığından, onca debdebeli yaşamından kırıntılar dökse abad ederdi ortalığı.

Lakin bunların hiçbiri yaşanmadı, tam tersi çıkmaya başladı. Kapılarını polisin çalmadığı gün yoktu artık. Sadece ailesi değil yakınlardaki tüm komşular her gün dayak yiyorlardı semttekilerden, haini rezili koruyor kolluyorsunuz denerek. Bir iki şikayet ettiler sevgili oğullarına. O ise uzaktan haber gönderdi. Benim işlerim çok önemli, sizin kıytırık sorunlarınızla uğraşamam, kendi kendinizi koruyun, ne yaparsanız yapın…

Büyük harcamalara giriyor, borçların altına imza atıyor, adres olarak da mahalledeki fakir evini veya komşularını gösteriyordu. Yuvalarını haciz memurları mesken tuttu. Tüm dostları, sevenleri iğneden ipliğe neleri var neleri yoksa elinden çıkarmak zorunda kaldı.

Ev içinden de sesler gelmeye başlamıştı. Kardeşlerinin çoğu anaya babaya dikleniyordu, şu herifi evlatlıktan reddet, kes ilişkini hiç değilse bundan sonra kendimize gelmeye bakalım. Yok diyordu önce ana sonra baba, olmaz, o bizim evladımızdır, kalbi temizdir, bir gün aklı başına gelecek, verdiği zararları telafi edecek. Onda böyle bir ruh var, onda böyle bir güç var.

Fakat başlayan felaket sonuna kadar gitmeden durmaz. Önce ana açlıktan, üzüntüden yataklara düştü, sonra da öldü. Ardından oğullar önce işlerinden kovuldular, sonra da mahalleden. Kızlardan ikisi psikopat oğlanın işlettiği randevuevinde çalışmaya başladı. Evde kalan küçük kız tecavüze uğradı. Bunu duyunca bizimkinin çıldıracağını, bacısına tecavüz edenleri toptan yok edeceğini düşündüler. Yine haber gönderdi, şunla bunla düşüp kalkarken iyiydi, gelseydi yanıma ben onu korur kollardım…

Bunun üzerine baba da artık isyan etti. İlenmeye başladı hala gözden çıkaramadığı oğluna. Ama psikopat evladın teyzeleri amcaları, mahallede oturmayan uzak akrabaları dırdırı iyice artırdılar. Aileyi suçluyorlardı. Hiç destek olmadınız çocuğa, hiç elinden tutmadınız, hiç sevgi göstermediniz. O neler çekti, neler çekiyor. Şimdi olsun yardım edebilirsiniz. Şu söylediklerinize bakın. Nankörler. Utanın. Benciller. Yazıklar olsun sizlere.

Küçük oğulun son zamanlarda o artık benim kardeşim değil dediği, babanın ise biliyorum haklısın, ama bir fırsat daha verelim, düzelecektir elbet diye karşı çıktığı söyleniyor.