Memleketi böldürmemenin koşulu: Sosyalizm

Milliyetçi histeri yine tepe yaptı. AKP memleketi böldürmeyecek. Barzanistan’a girecek. MHP zaten yanında. Ana muhalefet de aynı kararı verdi. CHP’ye göre bu işin bu noktaya gelmesinin sorumlusu AKP, ama şimdi bunları konuşmakla zaman yitirilmemeli, bir an önce müdahale edilmeli, memleketin bölünme ihtimali boşa düşürülmeli.

Aynen 15 Temmuz’da olduğu gibi. Fethullah’ı besleyip, büyüten, o hale getiren AKP’ydi. Ama zaman bunun hesabını sorma zamanı değil darbeye karşı birleşme zamanıydı. Yenikapı’ya bu ruhla gidildi. Sonra demokrasi yerine OHAL geldi.

*****

Doğru: Barzanistan’ın kurulmasındaki en büyük sorumluluk ANAP-AKP çizgisinde. Barzani’nin cebine kırmızı pasaportu koyan ANAP, sarayda bayrağını dalgalandıran AKP oldu. Hepsi gerici, hepsi Amerikancı.

İş ciddiye binince akıllarına geldi Türkiye’nin bölünme ihtimali, Barzanistan’ın kaçınılmaz şekilde içeriyi etkileyeceği gerçeği.

Ne kadar trajik değil mi? Düne kadar, Yeni Osmanlı, padişahlık, halifelik diyorlardı, şimdi memleket bölünmesin telaşındalar.

*****

Memleket bölünmemeli. Solun temel stratejisi bu olmak zorunda. Bu, somut durumda emperyalizmi geri püskürtmenin gerek koşuludur. Hiç bir “kutsal” saik bu gerçeğin görülmesini engellememeli.

Nedeni çok basit: Sosyalizm yıkıldığından beri kapitalist sistem sermayenin küresel hareket alanını genişletebilmek için büyük devletleri küçültmeye, ulusal sınırları belirsizleştirmeye çalışıyor. Afganistan’dan, Yugoslavya’dan başlayan ve Suriye’ye dayanan savaş hallerinin nedeni bu. Aslında bir süredir bir tür 3. Dünya harbinin içindeyiz zaten. Kapitalist sömürü sermayenin önündeki “eskiden kalma” siyasi, iktisadi sınırlar yok edilerek derinleştiriliyor. Emperyalizm dünyanın dört bir yanında yeni eyaletlerini yaratıyor.

Tekil bir sermaye grubu için işçinin fabrikada esnek üretimle sömürülmesi neyse, emperyalist sistem açısından da çevrede yer alan bir ülkenin küçültülerek sindirilmesi işte o. Tekil işçinin performans ve toplam kalite yönetimi felsefesiyle yanındaki işçi arkadaşına düşmanlaştırılması neyse, devletlerin bölünmesiyle elde edilen etnik devletçiklerin birbirlerine düşmanlaştırılması da o.

*****

Memleketin kurtuluşu antiemperyalist mücadeleye bağlıdır. İnsanlık değerlerini ayakta tutabilmenin koşulu antiemperyalizmdir. Barış ancak antiemperyalist, antikapitalist mücadeleyle kazanılabilir.  Memleketin birliği işçi sınıfının birliğini gerektirir. Çünkü antiemperyalist mücadele verecek özne işçi sınıfından başkası değildir.

Sermaye küreselleştiği için artık vatanı yoktur. Vatanı olmayanın emperyalizmle derdi olmaz. Sermayenin derdi sömürmektir. Her savaş sermayenin işine yarar. Bağdat’a yönetimine rağmen, Barzanistan’ı imar edenlerin, petrolünü taşıyanların Türk sermayesi olmasından bellidir. Başkasının toprağında gözü olan kendi toprağını piyasa çıkarmış demektir.

*****

Şimdi AKP ve müttefiklerinin yaptığı giderek ciddiye binen bölünme tehdidini savurma girişiminden başka bir şey değil.

AKP ve müttefikleri şimdiye kadar emperyalizmin planlarının taşeronluğunu yaptılar. Bölgenin kan gölüne dönüştürülmesine, komşu ülke sınırlarının yeniden çizilmesine ve Türkiye’nin aynı projenin yakın vadeli muhatabı haline getirilmesine katkı koydular.

Barzani referandumu artık Amerikancı çizgide ilerlemek isteyen Kürt aktörleri için temel referans noktasıdır.

Barzani’yi siyasi ve askeri olarak sıkıştırmaya yönelik her müdahale, yalnızca, büyük güçlerin bölgeye yeni müdahalelerinin önünü açar. Her karışıklık emperyalizmin elini meşrulaştırır. En başından beri emperyalizmin eline düşmüş durumda bulunan Kürtlerle emperyalizm arasındaki ilişkiyi tahkim eder.

*****

Neden böyle?

Bölgeyi bu hale emperyalizm getirdiği, AKP’nin niyeti altemperyalistleşmek olduğu, memleketin sahipleri, işçiler, emekçiler, halk figüran pozisyonunda bulunduğu için.

Savaşın amacı paylaşımdır. Paylaşım, savaşan devletlerin halk sınıflarının düşmanlaştırılmasını gerektirir. Savaş ortamında milliyetçilik ve faşizm boy atar.

Devletlerin etki alanı bu zemin üzerinde genişler. Güçsüz devletlerin sınırları da aynı zeminde yeniden çizilir.

Memleketin bölünmemesinin tek koşulu memleketin içinde işçi sınıfının birliğini sağlamak, tek bir kuvvet olarak organize etmek, komşu ülkelerin işçi sınıflarıyla rezonans haline sokmak ve bölgeyi paylaşmak isteyen milliyetçi güçlere karşı savaşmaktır.

Esnek üretime maruz kalan işçileri nasıl fabrikada birleştirmeye çalışıyorsak, emperyalist güçlerin parçaladığı işçi sınıflarını da birleştireceğiz.

Yalnızca sınıf mücadelesi birleştirir, yalnızca sınıf bilinciyle birleşmiş işçi sınıfı memleketin bölünmesini hedefleyen emperyalistlere karşı mücadele edebilir, yalnızca sosyalist devrim bölünmeyi engelleyerek, sınırları anlamsız hale getirebilir.