Evet, Amerika size komplo düzenliyor ve siz O’nun stratejik müttefikisiniz

Şimdi bizim ezeli Amerikancılar, doğma büyüme NATO’cular yaklaşan fırtınayı görünce “Rıza davası komplodur” diye ciyaklamaya başladılar.

Samimi olun, mert davranın: NATO’ya üyelik uğruna Kore’ye asker gönderirken, ABD ile müttefik olmaktan onur duyarken, Türkiye’yi bir Amerikan üssü haline getirirken, Sovyetlere karşı istihbarat paylaşırken, ABD’ye Suriye’ye kara harekatı başlatılması için yalvarırken, “Trump bana 30 dakika zaman ayırdı” diye övünürken sıkıntı yoktu değil mi.

Emperyalizmde işler böyle yürüyor. ABD’nin sizi stratejik müttefiklikle payelendirmesi işini görmenizle mümkün olabiliyor. Yani dememiz o ki, sorun ABD’de değil, sizin algı dünyanızda.

ABD’nin yaptığı her iş, ister hukuki, ister siyasi, ister askeri, ister kontrgerilla taktikleri üzerinden yürüsün bağımlı ülkeler için komplodan başka bir şey değildir. ABD’nin yazdığı kontrgerilla kitaplarıyla ortalık terörize edilir, katliamlar gerçekleştirilir, darbecilere davetiye çıkarılırken sorun yok, ama aynı kitaplar size karşı kullanılmaya başlandığında hak, hukuk öyle mi?

Şimdi, Rıza ne yaptı, neden ABD’nin tepkisini çekti, bir hatırlayalım: ABD Humeyni’nin iktidar olduğu günden itibaren terörist ilan edip, ambargoya aldığı İran’a, nükleer silah üretiyor gerekçesiyle birkaç yıl önce yaptırımlarını sıkılaştırdı. Birleşmiş Milletler’in de onayını alarak. İran Rıza ve Zencani üzerinden bu ambargoyu deldi. Türkiye de dahil bölgedeki ülkeler aracı oldular. Zencani İran’da hücresinde açıkça söyledi, bu işi rüşvete bağladık diye. Sonra Rıza ve Zencani işi abartarak, ceplerine hesapsız para atmaya başladılar. Bunun üzerine İran ikisinin de ipini çekti. O güne dek Türkiye’de devlet içinde at oynatan Rıza deşifre oldu. Bu arada AKP de Suriye’de kendi başına işler çevirme hesabına girmişti. Dolayısıyla Rıza AKP’nin üzerine gitmek bakımından ABD açısından bulunmaz fırsat oldu. Zaten işi punduna getirmek için kayıttaydı da.

Rıza davası hukuki mi? Tamamen. ABD BM hukukuna dayandırdığı bir ambargo zemini üzerinden AKP’nin üzerine gelecek. Siyasi mi? Tamamen. ABD ambargonun Türkiye üzerinden delindiğini bilmiyor muydu? Kesinlikle. Neden göz yumdu? Bir yandan İran ile pazarlık kozunu elde bulundurmak, İran’ı tamamen Rusya’ya iteklememek; bir yandan da AKP hakkında delil biriktirmek için.

Biriktirilen deliller ne yapıldı? 17-25 Aralık haftası olarak değerlendirildi. Ama öğreniyoruz ki o kadar da değil. Sonrasında, 2015 yılına kadar bu işe devam edilmiş.

Daha da önemlisi şu: ABD mahkemesi görüşmeleri kaydedenleri şahit olarak dinleyeceğini açıklıyor. Yani demeye getiriyor ki, kayıtların doğruluğunu kanıtlayacağız, hukuku üstün kılacağız ve daha ne sırlarınızı ortalığa saçacağız, ki sizi felç edeceğiz, gerekirse uluslar arası platformda hareket edemez hale getireceğiz.

Durum o denli ciddi ki, bunlar şimdiden felç vaziyetteler. Söyleyebildikleri tek şey “ama bu siyasi bir komplo”. Daha yeni fark etmiş pozisyonuna yatıyorlar: “ABD bize kumpas kuruyor, zaten hep darbeciydi, Türkiye’yi bölecekler, doğudaki 11 ilde Kürdistan kuracaklar” diye. Evet bizim hep söylediğimiz gibi Türkiye sayenizde Amerikancı olduğu için bağımsız hareket edemeyecek derecede felç vaziyette. En azından sizin tarihsel referansınız Menderes’ten beri.

Ama, söyleyin: Onların BOP’unun eş başkanı olduğunu kıvançla açıklayan sizin neyiniz oluyor? Ya da siz onların çözüm sürecinin taşeronluğunu yaparken ABD neyinizdi?

Boş geçin bunları.

Açıklayın bakalım o tapeler doğru mu? Nasıl olsa her şey ortaya çıkacak. Söyleyin bakalım, bu iş için herhangi bir hazırlığınız var mı? Putin size koruma sağlayacak mı?

Tapelerde kim kime “bıbıcım” demişti? Neyi sıfırlıyordunuz? Tarih 25 Aralık 2013, “soruşturma dosyasındaki imar planlarını başbakanın onayıyla yaptım, başbakanın da istifa etmesi gerekir” diyerek istifa eden çevre bakanınız Bayraktar’ı kararından nasıl vazgeçirdiniz? Diğer bakanınız Çağlayan 700 bin Dolarlık saati koluna nasıl taktı? O saatin hediye olduğunu belgelediği o iki satırlık el yazısı karalamayı Meclis kürsüsünde sallarken aklınızdan neler geçiyordu? Diğer bakanınız Güler’in oğlunun evindeki çelik para kasalarının içinde ne vardı ve o zat kasaların yanındaki para sayma makinesiyle ne yapıyordu? Şimdi ABD’de tutuklu Halk Bank genel müdürü ayakkabı kutularına depoladığı 4.5 milyon Dolar’ı nasıl kazanmıştı?

Soruyoruz. Siz sorulmasını engellemiştiniz. Polistiniz, yargıydınız, hukuktunuz çünkü.

Şimdi açıklayın. Rıza’nın bunların tamamı hakkında söyleyeceği epey şey var zira. Abdülkadir Selvi diyor ki “ben demiştim, zamanında biz yargılayacaktık.” Rol bunlar. Nasıl olacaktı o iş? En azından Bayraktar Selvi’nin kutsalı Erdoğan’ı işaret etmişken.

Rıza ne demişti: “O.... ile memurun bahşişini işin başında vereceksin.”

Erdoğan kendisi için ne demişti: “Hayır sever işadamı.”

ABD bizim için kendisinden her şey beklenecek bir savaş ve sömürü makinesidir, bir bataklıktır. Kendisiyle iş yapan herkesi oraya çeker. Şimdi sizi ya terbiye edecek ya da ayağınızı kaydıracak. Yani niyeti bu.

Pislik, pislik, pislik. Kapitalizm pislik yuvası bir düzen. Pisliği temizleme yolu devrim. Topyekun değişim şart. Çünkü bu düzende temiz kalmış hiçbir şey yok.