Darbe

Türkiye yeni bir yola sokuluyor. ABD Irak'tan güçlerini çekerken, arkasında Barzani-Türkiye işbirliğini bırakmak istiyor.

Obama'nın başkan seçilmesi İslam dünyasındaki anti Amerikancı havanın söndürülmesi açısından fırsat yaratmış ve Türkiye'nin yeni Osmanlıcı hevesiyle çakışmıştır. Bunlar şimdi birbirlerini besleyen kanallardır.

Ekonomik-toplumsal krizin tetikleyebileceği sınıfsal tepkilerin önünün kesilmesi için en etkili silah dindir. Bu nedenle emperyalist planlar açısından AKP bulunmaz nimettir. Dinin ülkemizde üstlendiği siyasal işlev ABD'yi AKP'ye mahkum ederken, AKP iktidarını sürdürebilmek, dini siyasallaştırabilmek için alabildiğine işbirlikçi, piyasacı ve gerici, kısacası Amerikancı olmak zorundadır. AKP ile ABD arasındaki kader ortaklığını kırabilmenin tek yolu o nedenle sosyalizmdir.

* * *

Söz konusu mahkumiyet nedeniyle Ergenekon dalgalarının sayısı durmadan artıyor. AKP'nin yerel seçimlerde oy kaybetmesine bakarak kendisine çeki düzen vereceğini umanlar tam olarak yanılmışlardır. 12. dalganın ve Kürt operasyonunun Obama'nın Meclis çıkarmasının hemen ertesine denk gelmesi anlamlıdır.

Türkiye'yi Ortadoğu, Kafkaslar-Türki Cumhuriyetler ve Balkanlar'da yeniden konuşlandıracak emperyalist planlar açısından, Kürt sorununun "çözülmesi" ve aydınlanmacı siyasal birikimin en azından sindirilmesi gerekiyor. Ne "hazin": Birbirlerine düşman olarak yaşayan bu iki siyasal kanal, şimdi, daha birkaç hafta önce ayakta alkışladıkları bir başkanda cisimleşen emperyalistlerin onay verdiği müdahalelerle tokatlanıyorlar.

***

Herkes görmek zorunda: Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra eski Türkiye'nin zamanı dolmuştu. Şimdiki, defansif değil, ofansif olmak zorundadır. Yabancı antrenörün kurduğu bu yeni oyun düzeninde 1920'lere ait argümanlara, halkçı, bağımsızlıkçı, devrimci, devletçi duyarlılıklara yer yoktur. Bu kavramların tümünü tırnak içine alsanız da fark etmez. Emperyalizm tırnak içindeki hallerini bile istememekte ve tümünü halk sınıflarının hafızasından kazımayı planlamaktadır.

* * *

Rektörlerin, öğretim üyelerinin tutuklanmasıyla işlerin çığrından çıktığını iddia etmek yaşadıklarımızı hiç anlamamak anlamına gelir. En başından beri işin özünde Türkiye'nin gericiliğe ve piyasaya teslim alınması, yeniden yoğrulması planı vardı. Operasyonlar cumhuriyetçilerin elindeki tüm kurumlar devrilinceye kadar sürecektir.

"Sonuna kadar gidilsin" demek ve Ergenekonla kontrgerillanın deşifre-tasfiye edileceğini ummak saflık olur. Önceki dalgalarda kontrgerilla elemanlarının ve komutanların tutuklanmasının işlevi insan hakları çevrelerinin ve liberal solcuların ağzını kapatmaktır. Tabi bir de kontrgerillanın el değiştirmesi meselesi vardır.

"Bize üç gün kuru ekmek yedirdiler" diye ağlaşan Tijen hanıma, "12 Eylül işkencelerinde Kürtler'in ve sosyalistlerin tırnakları sökülürken şarabınızı yudumluyordunuz" diye tebessüm etmek de, Türkiye'nin başına örülenleri anlamamaktır.

Üstelik, Ergenekon'a sarılarak elde edilecek demokrasi "kazancı", Ergenekon'la tasfiye edilen aydınlanmacı, antiemperyalist ve kamucu zemin karşısında çok hafif kalır. Burası, üzerinde Marksist sosyalizmin inşa edileceği zemindir.

* * *

Yeniden başa dönersek: Sorun Obama'yı karşılayan parlamenterlerin fotoğrafında resmedilmektedir. Türkiye'nin geleceği için siyasal İslam ve Barzaniciliği belirleyen Obama'yı ayakta alkışlayanlar Cumhuriyetçiler ve Kürtler'dir.

Bu fotoğraf bize net olarak, kurtuluşumuzun Türk ve Kürt emekçi yığınlarını birleştirmekten, bunun yolunun da sosyalist mücadeleyi örgütlemekten geçtiğini gösteriyor. Türkan Saylan'ın onurlu duruşu, Kürt kitlelerin meydanlar dolusu cesareti, sınıfsallıktan yoksun oldukları için birbirlerinden uzak düşmekte, bu uzaklık memleketimizi emperyalistlerin kucağına atmaktadır.