Bu halk AKP’ye boyun eğmez Türkiye bu anayasaya sığmaz

AKP referandum sürecinde her şeyi yaptı. Devletin parasını, uçağını, helikopterini, makam aracını kullandı. Yetmedi YSK’sı mühürsüz zarflarla atılan oyların geçerli sayılacağını ilan etti.

Sonuçlara çokça itiraz edileceği anlaşılıyor. Ancak Anadolu Ajansı’nın verilerini doğru kabul etsek de sonuç şudur: AKP kaybetti ve MHP dağıldı.

1 Kasım 2015’te, AKP’nin oy oranları İstanbul’da %48,7, Ankara’da 48,8 idi. AA verilerine göre referandumdaki evet oranı İstanbul’da %48,9, Ankara’da 48,1.

AKP, yerel seçimleri de dikkate alırsak, 1994 yılından beri ilk kez İstanbul ve Ankara’yı kaybetti.

Bu sonuçlar AKP’nin, sözünü kendi tabanına dinletmek konusunda bile önemli sıkıntı yaşadığını gösteriyor.

“Normal” bir ülkede olsa, bu denli gerilimli bir ortamda, bu denli kıl payı farkla onaylatılmış bir değişikliğin yürürlüğe konulması hiç düşünülmezdi. Ancak AKP’nin tam tersini yapacağı ve hatta muhalefet partilerinin itirazlarının sonuçlanmasına bile fırsat vermeden anayasayı uygulamaya koyacağı belli.

Yine de sonuç değişmeyecek: Nasıl ki referandum sürecindeki zorlamalar, hayır çalışmasına çıkarılan engeller, yeterli derecede farklı bir evet elde etmeye yetmediyse, bu zorlama da önümüzdeki dönemde AKP’nin önünü açma konusunda işe yaramayacak.

Türkiye yalnızca AKP’nin değil, düzen partilerinin hiç birisinin yönetemeyeceği bir dönemeçte yol alıyor.

Bunun nedeni emperyalist sistemin hegemonya krizi ile kapitalist düzenin bir türlü aşamadığı durgunluk-kriz sarmalıdır. Hegemonya krizi emperyalistlerin Türkiye gibi ülkelerle ilgili kararlarında belirsizlikler yaratıyor. Dünya yeni bir paylaşım savaşının eşiğinde iken büyük güçler kendi konumlarını belirlemeye çalışıyorlar. Hep bunların taşeronluğunu yaparak geçinmiş çevre ülkeler bu nedenle tutunacak dal bulamıyorlar.

Kapitalizmin bunalım-kriz sarmalı ise sıcak para girişlerine muhtaç çevre ülkeleri mali açmazlara mahkum ediyor.

Bu iki sorun tam bir alt üst oluş koşullarında bulunduğumuzu gösterir.

AKP böyle bir dönemde kendi taban desteğini bile yitiriyor. ABD’nin, AB’nin ve Rusya’nın ellerine teslim oluyor. Ayakta kalabilmek için bu büyük güçlerin her dediğini yapmaya hazır bir görüntü veriyor. Çaresizlik içinde oradan oraya savruluyor. Ancak bir yandan da boyundan büyük işler çevirmeye çalışıyor. Bu durum kendisini emperyalizmin gözünde çekilmez bir partner haline getiriyor. Hesabın bir türlü kesilememesinin nedeni ise aynı: Hegemonya krizi.

Acımasız bir nesnelliğin içindeyiz. AKP yönetemez. Emperyalizmin AKP’ye yönelik herhangi bir müdahalesi ise sorunu emekçi sınıflar açısından daha da karmaşık hale getirir. Tek çıkış yolu Gordion’un düğümünü işçi sınıfının kesmesi.

O nedenle en başından beri evet ya da hayır’ın sonucu değiştirmeyeceğini, CHP’nin gericilik, eşitsizlik, yoksulluk sorunlarıyla uğraşacak hal ve politikasının bulunmadığını, bu nedenle süratle antiemperyalist, antikapitalist ve aydınlanmacı, yani sosyalist mücadeleyi yükseltmek gerektiğini belirtiyor ve bu bakımdan büyük olanakların bulunduğuna dikkat çekiyoruz.

Referandum sonucu evet olarak kesinleşse bile, hayır tarafı üzerine basacağımız güçlü bir zemindir. Yapılacak ilk iş, referandum öncesinde başladığımız işi güçlendirerek sürdürmek, yani hayır’ı düzen dışına doğru siyasallaştırmak olmalı.