Ana okulundaki çocuğunuz tesettüre girmeniz gerektiğini söylerse

Olay gerçek. Okul da “normal” olanından.

AKP iktidarında bunlar artık olağan.

Ne yazık ki daha beterleriyle de karşılayacağız.

Soru şu: Ne yaparsınız?

Küçücük bir çocuğa böyle bir eğitim verilmesinin, Diyanet’in medreselerin yeniden açılması önerisinin karşısında?

AKP, en başından itibaren gericiydi. Karşı konulamadığı taktirde bugünlere gelineceği belliydi.

Kuracağı rejimin önünde engel oluşturabilecek kurumları bertaraf edecek gücü toplayabilmek için gerçek yüzünü gizliyordu.

Bunlar ordu, yargı ve üniversiteydi.

İşe ordudan başladı. Zira, sicili darbelerle kabarık bu kurumun üzerine gitmek, kendisini “demokrat” diye pazarlamasını olanaklı kılıyordu.

Bu görüntü ABD’nin desteğini alabilmek için de gerekliydi. AKP iktidar için ılımlı görüntü veriyor, ABD BOP’unu yürürlüğe sokmaya bakıyordu.

Sonuçta plan yürürlüğe konuldu. Türkiye şeriat düzenini hedefleyen AKP’ye teslim edildi. O günlerde laiklik sosyalistler tarafından bile Kemalist “dikta”nın hobisi olarak değerlendiriliyordu.  

Her neyse. Bunlar siyasi meseleler.

Ama, şimdi çocuğunuz tesettüre girmeniz gerektiğini buyuracak derecede AKP’li. AKP çocuğunuzda, evinizin içinde. En iyi siz bilirsiniz: Çocuk yetiştirmek zor iştir. Atsan atılmaz, satsan satılmaz.

Ve şimdi O AKP’li.

“Demokrasi” diye AKP ile dans edenlerin, “çözüm” diye pazarlık masası kuranların, “özgürlük” diye dini kutsayanların, yerel-genel seçimlerde “başarı” için faşistleri aday gösterenlerin, “bize bir şey olmaz” mantığıyla gündelik hay huyun peşinden sürüklenip gidenlerin, “türbana özgürlük” diyen solcuların; bu sonuçta doğrudan katkısı bulunuyor.

2002 yılında söylediğimiz kesinlikte yineleyelim: Bir şey yapamadığımız sürece bundan da beteri olacak.

Şimdi çocuğunuz türbana girmenizi emrediyor ya, bu gidiş durdurulmazsa, cihadist örgütler, dinin emirlerine itaat etmeyen annesinin kellesini alması için eline bıçak tutuşturacaklar.

Amacımız karamsarlık yaratmak değil. Ancak, eğer söz konusu edilecek şey bu ise, yaşadıklarımız zaten yeterince karamsarlık veren türden değil mi?

Ne yapacaksınız? Kaçacak mısınız?

Çocuklarınız bu ortama bulaşmasın diye onları mı kaçıracaksınız?

Nereye? Neyle?

Artık, siyasetle, toplumsal olaylarla pek ilgilenmeyen vatandaşların da kaçma imkanının bulunmadığı bir girdabın içindeyiz.

Ya onların belirlediği yaşam tarzını kabulleneceğiz ya da yaşamımıza sahip çıkacağız.

AKP her yeri külliyelerle, camilerle doldurarak, bin bir rüşvetle yoksul çocuklarını vakıf evlerine kapatarak Türkiye’nin geleceğini karartıyor. Bu akılla üretmek, gelişmek, çocuk yetiştirmek imkansız.

Dindar nesil diyorlardı, kast ettikleri tecavüzmüş, pornoymuş, pedofiliymiş, istismarmış.

Bunları da kendinizden uzak, siyasetle ilgili konular olarak mı değerlendiriyorsunuz?

Öyle olsun.

Ama soru hala burnunuzun ucunda: 5 yaşındaki çocuğunuz tesettüre girmeniz gerektiğini söyledi. Ne yapacaksınız?

Ya da ana okulunda, ilk öğretimde din dersinde öyle şeyler anlatılmış, henüz soyut kavramları algılama olanağı bulunmayan beyni öyle korkularla, cinlerle, çarpılmalarla doldurulmuş ki, uykusundan korku nöbetleriyle, ağlayarak, çırpınışlarla uyanıyor.

Ne yapacaksınız?

Neyse ki geçmişimiz bize yol gösteriyor: Mücadele ederek insan olduk.

Gordon Child doğanın içindeki gelişimimiz için “kendini yaratan insan” der. Haklı. İnsan dayanışarak, aklını geliştirerek, doğal materyalizmiyle insan oldu.

Yine, doğallıkla mücadeleye devam edeceğiz.

Engelleyemeyecekler.

İnsanın aydınlık karakterini savunacağız.

Diğer ebeveynlerle birlikte çocuklarımızın içine korku ve şiddet salan okulun kapısına dayanacağız.

Ama, koordine, birbirimizden haberdar olarak, birlikte, Aydınlanma Hareketini büyüterek.

Burada da durmayacağız: Dinci gericiliği besleyen, görmezden gelen, normalleştiren siyasi yapılarla, düzenin kendisiyle de hesaplaşacağız.

AKP’yi emperyalizm iş başına getirdi ve kapitalist-emperyalizm dinselleşmeye mecbur düzendir.