AKP'ye Irak sürgünü

Son yazımda AKP’nin Suriye’deki heveslerine son verildiğini, Irak’ta Musul yakınlarındaki Başika’ya sürgün edildiğini yazmıştım.

AKP’nin Suriye’dekİ kontrolsüz tavırları, son olarak Rus uçağını düşürmesi bu sonucu hazırladı. Böylece benim en başından beri savladığım gibi Suriye sahnesi mevcut AKP’yi kabul etmediğini göstermiş oldu.  Suriye’de AKP’nin kendi başına hareketine, başına buyruk egemenlik alanı tesis etme çabalarına, PYD ile sürekli kavgalı halinin sahada yarattığı askeri karmaşaya izin verilmesi olanaklı değildi. Böylece AKP’nin elinde yalnızca Irak bağlantısı (Başika) kalmış oldu.

AKP Başika’da ne yapıyor ?

Suriye gibi Irak da paramparça, ancak biraz daha istikrarlı. Bush’ların Irak savaşlarının sonucunda, 2003 sonrasında, esas olarak ikiye bölünmüştü. Bağdat’ı da elinde tutan merkez Şii Arap; Erbil, Kerkük gibi petrol zengini kentleri içeren Barzanistan Sünni Kürt karakter sergiliyor. IŞİD ise 2014 yılının Haziran ayında Irak’ın 2. büyük kenti olan ve yine petrol yatağı Musul’u bir çırpıda ele geçirdi. Irak kuvvetleri hiç çarpışmadan kenti IŞİD’a teslim etti. O kadar ki bu gelişme, o dönemde, anlaşmalı bir senaryo mu oynanıyor değerlendirmelerine bile yol açmıştı. Irak’ın Suriye’ye kadar uzanan geniş toprakları şu anda IŞİD’in elinde bulunuyor.

ABD’nin havadan desteğiyle Kürt kuvvetleri (Barzani’ye bağlı Peşmerge ile PKK) geçen ay Şengal’i IŞİD’den temizlediler. Bu zafer Peşmergeye mal edilmeye çalışılsa da esas başarının ve bu kentin şu anki hakimiyetinin PKK’de olduğu biliniyor. ABD ve Kürtler Şengal’i aldıktan sonra gözlerini Musul’a çevirmiş durumdalar. Musul’un alınması IŞİD’in Irak’tan temizlenmiş olması anlamına bile gelebilir.

Türkiye eskiden beri merkezi Irak yönetiminin iradesine karşı biçimde Barzani yönetimiyle sıkı ilişkiler geliştiriyor. Amaç bölgedeki önemli Kürt unsurlarından birisini denetlemek, PKK’yi bu çizgiye çekmek ve/veya bu çizgi üzerinden etkilemek ve tabi ki petrolden para kazanmak. AKP, en son olarak birkaç ay önce, Barzani’nin isteği üzerine, Musul yakınlarında bulunan ve yine IŞİD’in kontrolündeki bölgenin kenarında  yer alan Başika’ya asker göndererek Peşmerge kuvvetlerine eğitim vermeye başladı. Bu ilişki o zaman da Irak merkezi yönetimi tarafından, kendisinden habersiz geliştiği için protesto edilmişti. Merkezi yönetim en başından beri, Barzanistan’ın Irak anayasasına aykırı olarak kendi başına uluslar arası ticari ve askeri ilişkiler geliştirmesinden rahatsız. Barzani ise bu rahatsızlığı sık sık bağımsızlık ilan edeceği yönündeki açıklamalarıyla kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışıyor.

Birkaç gün önce, Türkiye tank güçleri de içeren daha kalabalık bir askeri birliği Başika’ya sevk etti. Yandaş medyanın açıklamalarına göre birlikte 10 bin kadar asker ve 30 kadar tank bulunuyor. Bu basın Musul’un Türklerin eline geçeceği naraları atıyor. Merkezi Irak yönetiminin tepkisi ise bu kez çok sert oldu, konuyu BM gündemine getirmek üzere harekete geçti, Türkiye’ye askerlerini çekmek için 48 saat süre tanıdı ve en nihayetinde Rusya’dan askeri yardım talebinde bulunacağını duyurdu. Davutoğlu gerilimi düşürmek için asker sevkiyatının karşılıklı uzlaşı sağlanana kadar durdurulduğunu açıklamak zorunda kaldı.

AKP sürgünde de iş çeviriyor ?

Yandaş medyanın dile getirdiği kadar mıdır bilinmez ancak AKP’nin Başika’daki askeri varlığını, Peşmerge’ye eğitim verme sınırının ötesine taşıracak boyutta artırmak için hamle yaptığı açık.

AKP’ye Peşmerge eğitim görevinin ABD’nin onayıyla verilmiş olduğu da ortada. Nitekim yaklaşık bir yıl önce Peşmerge’nin eğitimi konusunda Amerika’nın kendisi bir proje hayata geçirmiş ve bu plana YPG’yi de dahil etmişti. ABD bölgedeki bütün Kürt kuvvetlerini bir araya getirmeye çalışıyor. Bu niyet Kürdistan yaratılması planıyla tümüyle uyumlu. Muhtemelen AKP’nin şu anda yerine getirmekte olduğu eğitim görevi de o planın bir parçası-uzantısı. Eğer böyleyse bu eğitim faslında YPG kuvvetlerinin de, dolaylı biçimde de olsa, yer aldığı düşünülmeli.

Ancak Başika’daki askeri varlığı büyütme kararının ABD onayı olmadan alınmış olduğu pazartesi günü ABD’den gelen açıklamayla ortaya çıkmış oldu. Obama’nın özel temsilcisi McGurk “Merkezi hükümetin onayı olmadan Irak’a asker konuşlandırılmasını desteklemiyoruz”  diyerek, kestirip, attı. Eğitim, merkezi yönetimin onayı alınmak koşuluyla ve IŞİD’a odaklanmak üzere devam edebilir, ama bunun ötesinde herhangi bir hareket alanı AKP için yok. Varsa bile izne tabi ve belirlenmiş biçimde olur. Ayrıca ABD’nin, AKP’nin Musul hayalleriyle ilgili açıklaması, Rus uçağının düşürülmesinin ABD’nin onayıyla gerçekleşmiş bir plan olduğu varsayımını da yanlışlamış oluyor.

ABD bir bakıma şunu söylüyor: “Suriye’de IŞİD’e karşı görevini yerine getirmedin, 98 km’lik Cerablus hattında güvenliği sağlamadın, üstelik bir uçak düşürerek işleri içinden çıkılmaz hale getirdin, şimdi eğitim görevindesin, sonrasına bakarız.” Bunun yanı sıra AKP’yi Irak’ta mevcut riskleri algılamak bakımından mayın eşeği olarak da kullanacağı kesin.

Başika eğitim görevinin bir başka anlamı ise, ABD’nin, AKP’yi Kürt kuvvetleriyle birlikte çalışmaya alıştırma planıdır. Bu gerçekleşirse AKP’nin Cerablus’ta somutlanmış PYD alerjisi pratik içinde desensitize edilmiş olacaktır.