AKP ile emperyalistler arasındaki ilişkide ne değişti ?

Erdoğan’ın Putin’den özür dilemesi milat olarak alınmalı. Rusya’nın ekonomik ambargosu, siyasi yaptırımları, AKP’nin savaş suçlarını BM’e taşıması, TSK uçaklarını Suriye sınırında engellemesi etkili oldu.

Öte yandan çok uzun süredir ABD de AKP’nin Cerablus sınır güvenliğini sağlamasını istiyordu.

Rusya ile ABD’nin Suriye’de birbirlerinin ayaklarına basmamaya özen göstererek yürüttükleri operasyonlar neticesinde özür geldi.

Şimdi daha net anlaşılıyor: Sonrasında AKP’nin Cerablus’a girmesine ABD ile Rusya birlikte karar verdiler. ABD’nin sağladığı hava desteği ve Rusya’nın “bilgimiz dahilinde gerçekleşti” mealindeki açıklaması bunu teyit ediyor.

AKP’ye, yaklaşık 90 km uzunluğundaki ve 40 km derinliğindeki Cerablus sahasını IŞİD’den temizleme ve ÖSO ile birlikte kontrol görevini verdiler. YPG’nin Rojava ile Afrin bölgelerini güneyden birleştirmek üzere Menbiç’ten koridor oluşturma gayreti AKP’nin büyük bir hevesle bu görevi üstlenmesini sağladı.

Ancak en önemlisi şudur: AKP Rusya’nın restinden sonra, emperyalistlerin emirlerine riayet etmediği taktirde herhangi bir bölgesel misyonunun olamayacağını kesin olarak anladı.

IŞİD’in hemen hiçbir çatışmaya girmeden Cerablus’tan çekilmesi, aralarında bir mutabakatın söz konusu olabileceğini de düşündürüyor. IŞİD şimdiye kadar AKP’yi doğrudan karşısına almamaya büyük özen gösterdi. AKP Suriye’ye girmiş olsa bile, bu tutumunu sürdürmekte taktiksel çıkar görüyor olabilir. Öte yandan Cerablus’u boşaltan IŞİD teröristlerinin ÖSO saflarına geçmiş olma ihtimalleri de yok değil.

Şunu da akılda tutmak gerekir. IŞİD eğer söylendiği gibi daha güneydeki önemli merkezi olan El-Bab’a çekildi ise TSK’nın yaklaşması durumunda karşılaşmanın sahicisi orada gerçekleşecektir.

AKP’nin Cerablus’a girmesine karşılık, Halep’in kuzeyinde Esad kuvvetlerine karşı ÖSO’ya verdiği desteği kesmesi istendi. Esad’ın son hafta içinde Halep çevresinde gösterdiği askeri başarı bununla da ilişkili.

Sonuç olarak Suriye haritasında uzun süredir beklenen netlik ortaya çıkıyor. Şam ve Halep Rusya-Esad’a, kuzey Suriye ABD-YPG’ye, Cerablus bölgesi ÖSO-AKP-ABD’ye. Böylece Suriye etnik ve dini temelde üç parçalı bir federatif (en azından) yapıya doğru iteleniyor. IŞİD riskini tamamen AKP üstlenmiş oluyor.

Kritik soru şu: AKP ile YPG’nin karşılaşmasına izin verilecek mi ? Kürtler Menbiç’ten çıkmayı reddeden tutumlarıyla ABD’nin kendilerine gösterdiği toleransı ihlal eden bir tutum geliştirmeye çalışıyorlardı. Olacak ve kabul edilecek iş değildi. ABD bu nedenle, ne demek istediğini pratik olarak ifade etmek açısından AKP’nin Menbiç’e girmesine bile izin verebilir. Nitekim bölgenin nüfusu esas olarak Araplardan oluşuyor ve oraya ÖSO’nun daha fazla yakışma ihtimali de bulunuyor.

ABD ve Rusya açısından Suriye sahasındaki en kullanışlı müttefik şimdiye kadar YPG idi. Özür olayından sonra AKP Kürtler karşısında kendisini kanıtlamaya çalışıyor. Emperyalistlerin her söylediğini yapmaya hazır olduğunu gösteriyor.

Bu noktada ABD artık, Kürtler, Rusya ve Esad ie birlikte yürütmeyi planladığı Rakka operasyonuna AKP’yi de belli ölçülerde dahil edebilir.

Hem bu şekilde bir şeyi de test etmiş olur: IŞİD’e karşı Kürtlerle AKP’yi sahada bir araya getirmenin ortaya çıkaracağı sonuçlar. ABD IŞİD vesilesiyle bu iki aktörü ilişkilenmeye zorlayacak gibi görünüyor. AKP Suriye’de rol istiyorsa bu birlikteliği reddetme ihtimali var mı ?

AKP kısa vadede YPG ile işbirliği yapsa da savaşsa da ABD açısından pek önemli olmayacaktır. Zira her iki olasılıkta da ABD kazanıyor. AKP YPG ile IŞİD’e karşı savaş üzerinden başlayan ilişkiyi geliştirirse içeride masa kurulur. YPG’yi kabullenmeyip üzerine gitmeye kalkarsa bu ikinci bir Rus uçağı vakası etkisi yaratır. Suriye’ye taşan Kürt savaşı üzerinden Türkiye dağıtılır.

AKP’nin kendi kafasına göre davranmasına izin vermezler ve hareket alanını genişletmek bakımından kendisini görevlendiren büyüklerinin önüne koyabileceği herhangi bir koz da bulunmuyor. AKP Suriye’de kendisine verilen görevi yerine getiriyor.