Afrin falan yalnızca ön belirtiler, örgütlenelim

Bu düzen, kapitalizm hiçbir sorunu çözemez. Kapitalizm yalnızca sorun üretir, insanlık sorunları.

Bunun nedeni toplumsallığının iki sınıf arasındaki ilişkilere dayanması. O ise sömürü ilişkisi. Patron işçiyi sömürür. Hükümetler de bu düzeni yönetir.

Sömürü varsa eşitsizlik, yoksulluk var demektir. Sömürü varsa sömürülenlerin sömürünün nedenini görmelerini ve sömürüye itiraz etmelerini engellemek için din ve milliyetçilikler devreye sokulacak demektir.

Bugün tam böyle bir çağın içindeyiz. Sosyalist sistemin yıkılmış olması sömürgenler sürüsünün başı boş dolaşmasına fırsat veriyor. Onurlu Küba ise küçük nüfusu ve coğrafyasıyla insanlığın büyük anlatıları, hedefleri için bir kutup yıldızı işlevi görebiliyor yalnızca.

Kapitalizm krizde. Kâr oranları azalıyor. Eski düzeyine getirmek için bile büyük teknolojik atılımlar ya da sömürü derecesinin yükseltilmesi gerekiyor.

Teknolojik atılımlar dedik ama, öyle de değil. Çünkü kapitalist sistem ne türden olursa olsun teknolojinin yaygın (insanlık için demiyorum) kullanılmasını bile sınıfsal karakteri nedeniyle sınırlıyor. Zira daha gelişkin teknoloji işsizliğin artmasına yol açıyor. İşsizlik ise talebi azaltıp krizi süreklileştiriyor. Krizi çözmek için geliştirilen teknolojinin kendisi kriz üretiyor. Yani patron için teknolojiye yatırım yapmak anlamsızlaşıyor.

Böyle olduğundan, kârlarını artırmak için sömürüyü derinleştirmeye, savaşlara mecburlar. Kalıcı kriz bir taraftan da emperyalizmin hegemonya krizini tetikliyor. Hegemonya krizinin somut karşılığı savaştır.

Dünyanın belli bölgeleri, iki büyük emperyalist gücün temas halinde olduğu hatlar, savaş enerjisiyle yükleniyor. Ne zaman birbirleri hakkında konuşsalar ağza alınmayacak laflar etmeye mecbur kalıyorlar: Son birkaç yıldır aralarındaki husumet iyice belirginleşen Rusya ve ABD şimdiye kadar durumu vekilleriyle idare ettiler. Ancak çifte kriz (ekonomik ve hegemonya) artık bununla idare etmelerinin olanaksız olduğu bir aşamaya doğru sürüklüyor kendilerini.

En azından vekilleri arasındaki çatışmalar şiddetlenecek ve daha büyük vekillerini sahaya sürmek zorunda kalacaklar.

Ülkemiz bu bakımdan öne çıkan coğrafya oluyor. AKP konjonktüre göre ayarlayarak hem Rusya hem de ABD’ye oynamaya çalışıyor. İçinde bulunduğumuz bölgenin siyasi ve doğal kaynaklar bakımından önemi nedeniyle ne Rusya ne de ABD Türkiye’den vazgeçebiliyor. AKP’nin altemperyalist hırsları ise kendisini büyükler açısından gayet kullanışlı kılıyor. Kullanacaklar, iktidarları buna göre şekillendirecekler, gerekli görüyorlarsa getirdikleri gibi götürmeye çalışacaklar. AKP sistemin içinde ve sistem böyle işliyor.

Rusya Suriye’de işleri tam yoluna koymuş gibiyken, ABD yeni bir hamle yaptı. Rusya’nın Astana-Soçi süreçlerinde inşa etmeye çalıştığı tek Suriye projesine karşı Suriye’yi parçalama planına gaz verdi.

AKP’nin Afrin için kışkırtılmasının anlamı budur. İzleyebiliyor musunuz; savaş Rusya’nın kontrolünde görünen yerde alevlendi. Putin ve Esad açısından en istikrarlı bölge olan Afrin şimdi savaşın yeni merkezi halinde. Fırsattan istifade ABD cihatçılarını Lazkiye’ye doğru sürüyor yeniden.

Bu karışıklıklar böyle bitmeyecek. ABD IŞİD’den hiç vazgeçmeyecek. Kürtleri inisiyatifi elde tutmak için hep kullanacak. Rusya benzer hesaplar yapacak. AKP bu karmaşadan fırsat üretmeye çalışacak, ama yaptıkları, büyük güçlere mecburiyetini artırmaktan başka işe yaramayacak.

Neden böyle: Çünkü emperyalist planların acısını çekenler emperyalizmin planları dahilinde hareket ediyorlar. Emperyalizm kimlikleri savaştırmaya yönelik bir stratejiyi sahaya sürerken, onlar kimlik siyaseti inşa ediyorlar.

Başka bir mücadele hattı örülemezse bu hengameden kurtuluş yok. İşler daha da kötüleşecek. Nereye gideceğiz ve ne zamana kadar saklanacağız, bize bulaşmasınlar diye?

Kimlikleri geriye iterek, sınıf ekseninde örgütlenmek gerekiyor: Eşitlik, özgürlük için. Bunları garantiye almak bakımından antikapitalist ve antiemperyalist bir çizgide.

Antiemperyalist mücadele ülkemizi koruyabilmenin tek yolu olarak beliriyor ve yalnızca emekçi sınıflara dayanan bağımsız bir siyaseti zorunlu kılıyor. Kürtlerin Barzanistan’da ve şimdi Suriye’de içine düştükleri durum bunu kanıtlıyor.

Antiemperyalizmin koşulu olarak antikapitalist, sosyalist olmak gerekiyor.

Sosyalizm bölgemizdeki ve ülkemizdeki emekçilerin kardeşçe bir arada yaşaması için tek seçenektir.