20 dakikalıksınız

Biz, her türlü kötülüğü gözünü kırpmadan yapan ABD ile bir saniye bile aynı ortamda bulunmayı zül sayar, yalnızca emperyalizmle savaş için kullanılıyorsa zamanı kriter olarak alırız.

Durum böyleyken 20 dakikanızı gündem yapıyoruz, zira randevunun zamanlamasından, Amerikan başkanlarının mimik ve jestlerinden, kullandıkları iki kelimeden, görüşmenin süresinden olmadık anlamlar çıkarmak en önemli meşgalenizdir.

20 dakikada ne konuşulabilir ? Koridorlar geçilecek, salona girilecek, masanın çevresine oturulacak, çevirmenler başkanların kulak hizasına konuşlanacak, çeviri zaman alacak, sonra veda faslına geçilecek…

Siz hala ısınmak için bile yeterli olmayan bu süreye sıkıştırılmış görüşmeden zafer çıkarmaya çalışıyor ve Amerika ile ilişkilerde bir dönüm noktası oluşturduğunu iddia ediyorsunuz.

Oysa anlamsızlığı daha baştan belliydi.

Trump diyeceğini en müstesna şahsiyetlerinizin suratına karşı bir hafta önce söylemiş, YPG’ye ağır silahlar vereceğini açıklamıştı.

Elinizdeki YPG dosyasının hiçbir kıymeti olmadığı gibi Fethullah’la ilgili diyeceklerinize de kulak asmayacakları uzun zamandır sergiledikleri hallerle ortadaydı.

Üstelik görüşme gününün sabahı Gülen’in Washington Post’ta yazısı yayımlanıyor ve terör örgütünün şefi Türkiye’nin tarafınızdan tanınmaz hale getirildiğini haykırarak, bir devlet başkanı hakkında ağza alınmayacak laflar ediyordu.

Anlaşılan Trump FETÖ konusundaki tutumunu daha toplantıya girmeden darbecisinin ağzından duyurmayı münasip görmüştü.

ABD’nin kararı çok uzun süredir net. Kürt devletleşmesine dair süreç işletilecek, Gülen kullanılmaya devam edilecek. Emperyalizm için İslam en muteber araçlardan birisidir.

15 Temmuz tam sizin dediğiniz gibi Amerikancı bir darbe girişimiydi. Cemaat çok beceriksiz çıktı ve olay girişim seviyesinde kaldı. Bu arada Putin’in desteğini de unutmamak gerekir.

Peki, daha düne kadar darbenin arkasındaki güç olarak değerlendirdiğiniz Amerika’da şimdi ne işiniz var ? Emperyalizmin, devlet yapısı dağıtılmış bir çevre ülke istedi diye verdiği kararlardan cayacağını, Obama’dan Trump’a Amerikan dış politikasında keskin bir dönüş olacağını mı bekliyordunuz ?

Görüşme sonrasında yapılan ortak basın toplantısında Trump’ın kullandığı iki dakika içinde ettiği laflar ise ABD’nin Türkiye’ye hala hangi referans noktasından bakmakta olduğunun anlaşılması bakımından öğretici.

Bu cahil patronun Türkiye’de gördüğü Kore’de Amerikan askerlerinin yerine ölen Mehmetçikler ve komünizm, yani eşitlik düşmanlığıdır. Türkiye gericiliğine biçtikleri rol budur.

Ama yine de durumlar biraz değişti.

Truman Menderes’in Kore ricasını kabul etme “nezaketi” göstermişti. Siz şimdi “Rakka’da bizi kullanın, yeter ki YPG’den vazgeçin” derken artık oralı bile olmuyorlar.