Lincoln’den Trump’a 'başkanlık'

Galina Serebryakova’nın “Ateşi Çalmak” adlı beş ciltlik romanı sadece Marx’ın yaşamını ve mücadelesini anlatmaz, aynı zamanda 19. yüzyılın müthiş bir siyasi ansiklopedisini sunar.

Kitapta Lincoln’un uğradığı suikastı başarılı bir şekilde romanlaştıran bir bölüm var. Amerikan iç savaşına katılan Avrupalı bir devrimcinin tanıklığına dayanarak anlatılan suikastın hikayesi şaşırtıcı. Ben de bir çoğunuz gibi, iç savaşın bitiminde cinayetin kin güden bir Güneyli tarafından işlediğini düşünüyordum. Oysa Lincoln yüz yıl kadar sonra tıpkı Kennedy suikastında olduğu gibi ABD burjuvazisinin çıkarlarını bir noktada zedelemeye başladığı için öldürülmüş.

ABD’de başkanlık seçimleri denilen çadır tiyatrosu bir asırdır burjuva diktatörlüğünün sadece ABD halkına değil, bütün dünyaya bir aldatmaca olarak sunulmasıyla gidiyor. Seçimlere katılımın %50’lere kadar düşmesi bir ölçüde bu sahtekarlığın bir sonucu.

Tekellerin çıkarları doğrultusunda derin devlet bir stratejiyi belirliyor ve buna uygun bir “başkan” ayarlıyor. Esas çatışma kapalı kapıların arkasında strateji belirlenirken çıkar grupları arasında yaşanıyor.

ABD’nin yerlerde süren prestijini toparlamak, başta Afrika olmak üzere bütün dünyada Çin’in rekabetine karşı kötüye giden ticaret hacmini düzeltmek için bir “şirinlik” dönemi tarif edildiğini ve 2008’ten itibaren buna en uygun kişi olarak Obama’yı “görevlendirdiklerini” tahmin ediyoruz.

Bu ayın sonunda Obama son şirinlik dansını yapmak üzere Hiroşima’ya gidecek, ABD’nin bir kent halkını tek bombayla katlettiği yere. Ama “özür dileme” demişler, çünkü nükleer tehdidi sürdürmeye ve hatta pratikte kullanma olanağını aramaya ABD kararlı gözüküyor.

Bu arada ABD yeni başkana, yeni dönemi açmak için hazırlık yapıyor. Pasifik’teki büyük askeri yığınağın yanı sıra Karadeniz hızla ısınıyor.

ABD Romanya’daki füze kalkanını geçen hafta Rusya’nın bütün protestolarına rağmen aktif hale getirdi. Gürcistan’da ise ABD, İngiltere ve Gürcistan ordusunun katılımı ile askeri bir tatbikat düzenleniyor. Temmuz başında Varşova’da yapılacak NATO zirvesi yaklaşırken, Erdoğan bu kirli ve çok tehlikeli oyuna atladı, “Karadeniz bir Rus gölü haline geldi” deyiverdi ve NATO’yu göreve çağırdı.

Bu yılın Kasım’ında yapılacak seçimlerin en güçlü adayı, mizacı Türkiye’deki Ali Ağaoğlu’nu andıran Donald Trump. Daha doğrusu ABD derin devleti tarafından yeni dönemin özelliklerine göre görevlendirilmesi beklenen kişi.

Trump, CİA tarafından yetiştirilip yakalanan bir tetikçinin hedef şaşırtmak için söylediği yüzlerce birbirini tutmayan ifadelere benzer şekilde konuşup durduktan sonra ağzındaki baklayı geçenlerde çıkardı:

“Çin’in ülkemizin ırzına geçmesine izin vermeyeceğiz.”

Bunu Çin karşısında sürekli olarak verdikleri ticari açığa işaret ederek söylüyordu.

Hep söylediğimiz gibi bu yüzyıldaki toplumsal olayların çalkantısı ve değişimin hızı bütün geçmiş yüzyılları aşacak.

Yeter ki bu çalkantıyı örgütlü olarak karşılayalım.