Yoani’de vücut bulan liberalizm

Emrah Kartal'ın “Yoani'de vücut bulan liberalizm” başlıklı yazısı 27 Şubat 2013 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Yoani Sánchez’in Brezilya ziyareti devam ediyor. Geçen hafta da burada belirtmiştim, karşıdevrimci Kübalı blog yazarı Yoani Sánchez, Brezilya’ya hoş gelmedi. Brezilyalı devrimciler de Sánchez’in Brezilya’daki ilk durağı olan Bahia’a ve Pernambuco’dan başlayarak São Paulo’ya kadar kendisine rahat yüzü göstermediler, tüm açık toplantıları sabote ettiler.

Brezilya Komünist Partisi’nin (PCdoB) gençlik örgütü olan Sosyalist Gençlik Birliği (UJS) üyeleri, en son São Paulo’da Sánchez’in “başının belası” oldular. Sánchez yine havaalanında “karşılandı”. Kentin önemli merkezlerinden biri olan Paulista Bulvarı’ndaki bir kitaplıkta gerçekleştirilmek istene söyleşi, protesto nedeniyle iptal edilmek zorunda kaldı.

Sánchez, hiç olmadık şekilde Brezilya’da el üstünde tutuldu. Medya tekeli Globo’nun gözdesiydi. Olmadık programlarda, Brezilya’da hakkında çıkan hemen her karikatürde suratına konan o rahatsız edici gülümsemesiyle ekranlarada boy gösterdi. Sosyal medyada sıkça yer buldu. Küba’nın fakir bir ülke olduğundan ve rejime karşı ses çıkaran herkese karşı şiddet uygulandığından bahsetti. Kendisini protesto edenlere öfkeliydi ama “Yarabbi şükür” dercesine “yaşasın demokrasi” sloganı atmayı da ihmal etmedi. Yoani ve “Küba’ya demokrasi” propagandasının yanında, güçlü bir şekilde Yoani karşıtı propaganda da sosyal ağda ve sosyalist medyada yer buldu kendine.

Yoani Sánchez’in ziyareti sürecinde Brezilya’da öne çıkan birçok gelişme de oldu. Rio de Janeiro’da devam eden, Dünya Kupası ve Olimpiyatlar için kentin yeniden düzenlenmesi adına kentin en eski bölgelerinden Rio Limanı bölgesinin kentsel dönüşüme kurban edilmesi, Liman işçilerinin grevi ve İsrail’den alınan İnsansız Hava Araçları gibi önemli gelişmelerin yanında Sánchez başlığı, liberalizmin derin çukurunu gözler önüne serdi. Antikomünist ve sosyalizm karşıtı tüm sesler Yoani Sánchez kimliği altında birleşti, onu popüler hale getirmek için elinden geleni yaptı.

Brezilya’nın 60’lardan 80’lerin son çeyreğine kadar süren dikta rejimine karşı verilen ve birçok devrimcinin, öğrencinin yaşamını yitirdiği mücadeleyi, bu süreçte sanatçılara ve medyaya karşı uygulanan sansürü içeren tarih, artık Brezilya solu için bir bataklık konumunda. Solun ülkedeki uluslararası ve yerel her bir başlıkta verdiği mücadelede karşılarına çıkarılan olgu, yine solun dişiyle tırnağıyla verdiği mücadele oluyor. İşçilerin hak arayışı demode, solun kapitalizme karşı verdiği mücadele antikalık hatta cahillik olarak nitelendiriliyor. Nedeni, solun değerlerinin yücelttiği ve antikapitalist ve antiemperyalist mücadele sürecinde özgürlük kavramı altında yarattığı her alana sinen liberalizm… Örneğin, Globo gazetesinde herhangi bir yazar solu kendi değerleriyle eleştiriyor ve kendi değerlerine ihanet ettiğini varsayıp onu mahkum ederek Yoani Sánchez’in özgürce propaganda yapması gerektiğinden dem vurabiliyor. Diğer yazar, Yoani Sánchez’in Küba’daki rejimin değişmesi için birçok sermaye ve sağcı çevreden destek aldığı ortaya konmuş çabasını dünyanın ezilen tüm kadınlarının mücadelesinin bir parçası olarak görüyor. Ekliyor “Brezilya’da diktatörlük zamanında bizim basınımızda engellenmişti. Bu yüzden, biz diktaya verilen mücadeleyi iyi biliriz.”

Ana akım medya, Yoani Sánchez’i birinci gündem maddesi yaptı. Solcuları ise, onun Brezilya ziyaretine ve onun Küba karşıtı propagandasına karşı çıktığı için mahkum etti. Liberal sol da aynı yerden vurdu protestoculara. Yoani, Kastrist (Castro tarafından şekillendirilen) bürokrasiye karşı mücadele veriyordu (!). Stalinistler ülkedeki sorunları bıraktılar, Castro kardeşlerin diktatörlüğünü sahipleniyorlardı… Protestocular “soldan” da nasibini aldı anlayacağınız.

Can Yücel, Fidel’in Türkiye ziyareti için yazmıştı, şiir şöyle sona eriyordu: “Hoşgeldin Fidel/ Gidişinle de bizi/ Yine nahoş çakallarla bıraktın” Fidel’in ve bizim etrafımızdaki çakallar hiç bitmedi. Onlarla başa baş mücadeleye devam ediyoruz.