'7 Eylül 2016 günü yürürlüğe giren 6745 sayılı torba yasayla özendiriciler çeşitlendirilmiş, kamu kaynaklarının sermaye sınıfına boca edilmesine çok daha elverişli ortam hazırlanmıştır'.

Yatırım teşvikleri ne işe yarar?

Diyelim ki bir şirketin genel müdürüsünüz; biri gelir de uğraşı alanınızda 1 milyar lira yatırım yapacağını, bu sayede kârınızın artacağını söyleyip karşılığında 100 milyon lira isterse ne yanıt verirsiniz? Doğru olanı; “projeni getir uzmanlarım eşliğinde değerlendirelim” değil midir?

Devlette, sermayenin desteklenmesi ve teşvik işleri böyle yürümüyor: Haramiler karışıyor. Olayı örnekler üzerinden değerlendirelim.

Bir tekstil firmasının 972 milyon lira tutarındaki; elyaf hazırlanması, iplik haline getirilip dokunması projesi için 21 Ocak 2022 günü düzenlenen ve yatırımcısına Gümrük Vergisi ile KDV bağışıklığı tanınan teşvik belgesi, 25 Ocak 2022 günü iptal edilmiş. Nedeni belirsiz; resmi gazetede yayımlanan listelerde “iptal gerekçesi” başlıklı bir sütun var ama doldurmuyorlar. Belge, 4 gün sonra iptal edildiğine göre belli ki incelenmeden teşvik verilmiş. Savrukluk burada bitmiyor. Aynı ay içinde iptal edildiği için olsa gerek, Ocak/2022 ayında düzenlenen teşvik listesinde bu projeye yer vermemişler. İptal edilen belgenin sıra numarası 532951. Yatırım teşvik belgesi listesindeki sıralama 532950’den 532952’ye atlıyor.

Aralık 2021 ile Mayıs 2022 arasındaki iptal edilen belgeleri karşılaştırırsanız, ilk 15 günde toplamı 1 milyar 175 milyon lira olan 20 projenin iptal edildiğini görürsünüz. Verilmesiyle iptal edilmesi arasında 16-30 gün olan 15 projenin toplamı 166 milyon lira; 31-60 gün olan 17 proje tutarı ise 194 milyon lira.

Yatırım teşvik listelerinde yukarıdakine benzer çok sayıda örnek bulabiliyorsunuz. Eti Krom’un 195 milyon lira tutarındaki GES yatırımı için 6.12.2021 tarihinde düzenlenen belgesi, 91 gün sonra, 7.3.2022 günü iptal edilmiş.

Bu projeleri desteklemek adına devlet bütçesinden milyarlarca lira para çıkıyor. Makine teçhizatlarını gümrük vergisi ödemeksizin ithal edebiliyorlar. Mayıs/2022 ayı yatırım projeleri listesinde, 29,6 milyar tutarında yatırımları için 603 milyon ABD Doları tutarında gümrüksüz ithal edebilmeleri öngörülüyor. Bugünkü döviz kuru üzerinden 10,2 milyar lira tutuyor. Yatırım yapacağız diyorlar ama 1/3’ünü makine teçhizat ithal etmek için kullanacaklar.

Ocak/Mayıs arasında düzenlenmesiyle iptal edilmesi arasında 1-170 gün olan 78 proje var. 2 milyar 240 milyon lira yatırım öngörülüyor. Neden verilmişti? Neden iptal edildi? Bunları hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Dahası, belki de iptal edilmeden önce milyonlarca dolar tutarında makine teçhizat ithal ettiler.

Çok vahim örnekler var: Mayıs/2022 teşvik listesinde Yıldız Bakır Madencilik Sanayi Anonim Şirketi'nin Gümüşhane’deki 1,5 milyar liralık yatırımı yer alıyor. Projeye göre Şirket, yılda 2.366 kg karbona yüklü altın ve 112 ton Çinko konsantresi üretim üretecek. Karşılığında, aldığı krediye faiz desteği verilecek, vergilerden bağışık tutulacak; 7 yıl boyunca sigorta Primi İşveren Hissesi devletçe karşılanacak.

Şirkete bir başka sürpriz daha hazırlamışlar: 1,5 milyar lira yatırım yapılacak projenin gerçekleştirilmesi için 90 milyon dolar tutarında makine teçhizatı gümrük vergisi ödemeksizin ithal etme izni veriliyor. Dolar kuru 17 liradan hesaplarsak 1 milyar 530 milyon lira tutarındaki ithalat için hiç gümrük vergisi ödemeyeceğini görürüz.

Devletin resmi belgelerine, yasa ve yönetmeliklerinde, yatırım teşviklerinin, ithalata bağlılığın azaltılması; teknolojik dönüşümün sağlanması; bölgesel gelişmişlik farklılıkların giderilmesi gibi bir dizi amaçla verildiği yazılıdır.

Oysa yukarıdaki örneklerden anlaşılacağı üzere gerçekler çok farklı.

Özel sektör yatırımları günümüzde 19.6.2012 günlü Resmi Gazetede yayımlanan “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar” ile düzenlenen kurallar uyarınca desteklenmektedir. Zaman içinde değişiklikler yapılmıştır. Teşvik sisteminin gelişip serpilmesinde 15 Temmuz ‘başarısız hain darbe girişiminin’ payını ihmal edemeyiz. 7 Eylül 2016 günü yürürlüğe giren 6745 sayılı torba yasayla özendiriciler çeşitlendirilmiş, kamu kaynaklarının sermaye sınıfına boca edilmesine çok daha elverişli ortam hazırlanmıştır. Dahası, 678 sayılı OHAL Kararnamesine konulan kurallarla, alım garantileri tanınmış, proje bazlı yatırım desteklerinden yararlandırılan şirketlerden, Devlet İhale Yasası ve Kamu Sözleşmeleri yasasına uymaksızın alım yapılabilmesi sağlanmıştır.

TÜSİAD bu aralar, hukukun ilkeleri; laiklik gibi kavramlara vurgu yapmaya başladı. AKP’ne gözdağı veriliyor. Belki de sonrasına hazırlanıyordur. Bilemeyiz ama AKP’nin hayrına olmayan gelişmeler dikkat çekiyor.

Biz ötesine de bakalım…