Tersane patronu ise kazanmaya, hem de daha çok kazanmaya devam edecek. Sahibi AKP’nin meşhur beşli çetesinden KOLİN’in sahibi Koloğlu ailesi.

Yaşam halatı

Cinayet 16 Ağustos günü işlendi. Kamuoyu olayı bir hafta sonra, sendikanın paylaştığı bir video ile öğrendi. Görüntülerde geminin güvertesinden ambar boşluğuna düşen Yasin’in cansız bedenine kemer takmaya çalıştığı iddia edilen kişilerle işçiler arasındaki kavga var.

Daha sonra işçiler, aslında Yasin’in üstünde kemer olduğunu, kazanın sorumluluğunu ona yıkmak için üstündeki kemerin çıkarılmaya çalışıldığını söylediler. Ardından şirketten uzun bir açıklama geldi. Beklendiği gibi Yasin suçlandı. Önceden de kemer takmamış, bunun için tutanak tutulmuş, o sabah da uyarılmış falan.

Bu açıklamada, başka her türden ayrıntıyı önemsiz hale getiren bir cümle vardı ki, sizden ricam bu cümleyi yazının sonuna kadar her paragraf arasında dönüp dönüp tekrar okumanızdır. Şöyle diyor:

“Kişisel koruyucu donanımlarını teslim almış bir işçinin üzerinde emniyet kemeri olmasının ya da olmamasının işverene hiçbir faydası yoktur”

Yani bütün mesele, her ne oluyorsa patronun yararına olup olmaması ile ilgilidir ve Yasin’in, o patrona milyarlarca dolar kazandıracak geminin güverte dolgusunu yapmaya devam etmesi ile bunu yaparken 20 metre yükseklikten düşerek ölmesi arasındaki fark bundan ibarettir. Mensubu olduğu sınıfın alçaklığını daha net nasıl ifade edebilirdi Sefine Tersanesi adına bu açıklamayı kaleme alan yönetici.

Her iş cinayetinde olduğu gibi burada da kurallara ve yasalara uygun davranılıp davranılmadığı tartışıldı bir haftadır. Oysa hukukun da kuralların da kendisinin yararına olup olmadığı ile belirlendiğini hatırlattı tersane patronu bize.

19 yaşındaki Yasin’in yaşam hakkı bunun arkasından geliyor.

Yasin, memleketi Urfa’da toprağa verildi.

*

Tersane patronu ise kazanmaya, hem de daha çok kazanmaya devam edecek. Sahibi AKP’nin meşhur beşli çetesinden KOLİN’in sahibi Koloğlu ailesi. Şirketin başındaki isim Demir Koloğlu gazetecilere “bir de bu sektörü deneyelim” diye düşünüp 2008 yılında tersanenin yüzde otuzunu almaya karar verdiklerini, sonra kazancın büyüklüğünü görünce tümünü satın aldıklarını anlatıyor.

Pandemiden hemen önceki yıl 3 dev gemi teslimatı yaparak 160 milyon avro ciroya ulaşmış, pandemi yılının ilk dokuz ayında bu sayıyı 5 gemiye, ciroyu da 245 milyon avroya çıkarmış, sonraki yıl yüzde 50 daha büyümüş, yani deli gibi kazanmışlar.

İşyerinde meydana gelen ölümlü ya da değil, her türlü iş kazası da bu bilançonun parçası patron için. Örneğin Yasin ölümü şirket bütçesinde muhtemelen “ödenecek tazminat tutarı” olarak “risk maliyeti” başlığı altında muhasebeleştirilecek. Tıpkı bir reklam gideri, ya da şirketin üretimde o ay tutturamadığı sıfır hata nedeniyle ortaya çıkan maliyet, ya da Koloğlu’nun yurt dışına “önemli bir iş seyahati” için yapılan harcama gibi…

Ne demişti açıklamada?

“Emniyet kemeri olmasının ya da olmamasının işverene hiçbir faydası…”

*

Görüştüğümüz işçilerden biri Yalova tersanelerini cehennem olarak nitelendiriyor. O Diyarbakırlı. Daha önce kısa bir süre Sefine’de çalışmış. Sigortası maaşı üzerinden yatan neredeyse tek bir işçinin olmadığını, kurulan taşeron sistemi nedeniyle büyük bir baskı altında çalıştırıldıklarını söylüyor.

Rakamlar onu doğruluyor. Yasin’in yaşamını yitirdiği Safine tersanesi bölgenin en büyükleri arasında. Kendi kadrosunda 920 sigortalı işçi çalıştıran bu şirket, sıkı durun, tersane alanı içinde tam 98 ayrı taşeron firma barındırıyor. Tersane içinde bu taşeron firmalara bağlı 4500 taşeron işçisi çalışıyor. Yalova’daki tersanelerin tamamında ise çalışan 26900 işçinin sadece 5300’ü ana firmadan sigortalı. Bir başka ifadeyle bölgede çalışan işçilerin yüzde 73’ü taşeron işçisi.

“Taşeron şirketler aralarında ‘birlik’ kurdular” diye devam ediyor görüştüğümüz işçi. Bu birliğin esas işi işçileri takip etmek, yani fişlemek. Tazminat vermeden işten çıkarılan bir işçi, işyerine dava açtığında haber hemen buraya gidiyor ve iş için başka bir tersaneye başvurduğunda bu davayı geri çekmeden işe başlaması mümkün olmuyor.

Patronlar nasıl örgütlü davranıyorsa, biz de öyle yapmalıyız diye kararlaştırıyoruz. Yalova’da esas birlik tersane işçilerine lazım çünkü.

O gün güverte ile ambar boşluğu arasına “yaşam halatı” çekilmediğini söylemişti işçiler. Yasin’den sonra, işte o yaşam halatını çekmek için, arkadaşlarıyla birlikte dayanışma ağını kurmak için sözleşiyoruz.