Denetim, ne meclis bütçe hakkını kullansın diye ne kamu fonlarının nasıl kullanıldığı sorgulansın diye yapılıyor. Tek amaç, projelere özellikle yabancı yatırımcı çekmek.

Varlık fonunda doğru bilinen yanlışlar ve hiç bilinmeyenler

TVF 2019 yılı denetim raporları Plan Bütçe Komisyonunda 27 Ocak günü görüşüldü, aynı gün bitti. Fon ve Şirketleri yönetenlerin aklanması ya da sorumlu tutulmaları gibi bir uygulama olmadığı için oylama yapılmadı.

Komisyon başkanı, bir rapor hazırlanıp Meclis Başkanlığına sunulacağını belirti ve muhalefet şerhi vermek isteyenlere 2 Şubat Salı gününe değin süre verdi.

2018 yılı Denetim raporunun görüşüldüğü 9 Haziran 2020 günlü toplantı da benzeri sözlerle kapatılmıştı. Ancak TBMM sitesine böyle bir rapor asılmamış. Belki de yazılmamıştır. Zaten Yasada rapor yazılır diye bir kural yer almıyor. Meclis Genel Kurulunda görüşülmesi de öngörülmüyor. Yasanın 6’ncı maddesinde şunlar yazılı; “Her yıl ekim ayında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından…görüşülerek denetlenir.

Rapor 4 ay gecikmeli gönderildi

Yasanın 6’ncı Maddesinde raporların her yıl Ekim ayında görüşülmesi öngörülüyor. Bu tarih Meclisin bütçe hakkını kullanabilmesi için özellikle seçilmiş: bütçe görüşülürken Varlık Fonu denetim raporlarının da dikkate alınması isteniyor.

Bu kurala hiç uyulmadı. Rapor Komisyona yaklaşık 4 ay gecikmeli gönderildi. Nedeni tartışılırken; bağımsız denetçi sıfatıyla görevlendirilen 3 DDK üyesinden birinin yakınının korona nedeniyle öldüğü ve insani bir takım sorunlar yaşamış olması gerekçe gösterildi. Üzücü bir durum elbette ancak Meclis denetiminin 4 ay böyle bir nedenle gecikmesini sorgulamak en doğal hakkımız.

Rapor Komisyonda görüşülürken 2021 yılı bütçesi neredeyse bir aydır uygulanıyordu. Bu yıl biraz daha özen göstermişler. Geçtiğimiz yıl raporlar Haziran ayında görüşülebilmişti.

Komisyona gönderilen raporları Devlet Denetleme Kurulu mu yazıyor?

Yasaya göre önce uluslararası standartlarda denetim yetkisi olan bağımsız denetim şirketlerinden birine inceletiliyor. Hazırlanan raporları, Cumhurbaşkanının belirlediği en az üç merkezi denetim elemanı, “bağımsız denetim standartları çerçevesinde” denetliyor. Ve Meclise gönderiliyor.

Tayyip Erdoğan, bugüne değin merkezi denetim elemanlarını DDK üyeleri arasından seçti. Belki de bu yüzden herkes, raporların Devlet Denetleme Kurulunca yazıldığını sanıyor. Oysa Yasada DDK denetler diye bir kural öngörülmüyor.

Böyle bir algının oluşmasında Genel Müdürün payı da yok değil. Komisyonun 27 Ocak günlü bileşiminde; “…üçlü bir denetim yapısı var; bağımsız denetim, DDK denetimi ve Millet Meclisimizin altındaki şu anki Plan ve Bütçe Komisyonu denetimi.” diye bir cümle kurdu.

Raporlar gizli mi?

Merkezi denetim elemanı sıfatıyla görevlendirilen DDK üyeleri raporlarını DDK antetli kağıtlara yazıp, üzerine de “gizli” damgası basmışlar. Böylesine basit bir nedenle Komisyonda saatlerce tartışıldı.

Komisyonun “İktidar kanadını oluşturan” üyelerinden biri, madem gizli yazıyor uymak zorundayız dedi. Komisyon üyeleri haklı olarak şu soruyu sordular; “rapor gizliyse, basının önünde tartışıyoruz, rapordan bir pasaj okursak tutanaklara yazılacağı için herkes öğrenir, suç işlemiş olmaz mıyız?” 

Başkan önce “ona mahkemeler karar verir.” Diye bir yanıt verdi. Ardından ekledi: “Biz çekiniyoruz, mahkemelerde sıkıntı yaşarız diyorsanız basını dışarı alalım; kapalı yapalım çalışmayı.” 

Öneriden geçilmedi: oylama yapıp gizliliği kaldıralım diyenler oldu; raporu gönderelim gizli olmayan bir nüshasını göndersinler diyenler oldu.

Raporlarda yazılanlar ne kadar güvenilir?

Üç merkezi denetim elemanınca hazırlanıp Komisyona sunulan raporların çok da güvenilir olmadığı anlaşılıyor.

DDK’dan gelen üyelere Bülent Kuşoğlu şu soruyu yöneltti: “Bağımsız şirketin raporunda BOTAŞ, Halkbankası, Ziraat Bankası gibi kuruluşlarla ilgili şartlı görüş verilmiş, PTT’yle ilgili görüş vermekten kaçınılmış. Bunlarla ilgili hiç açıklama yapmamışsınız…sorun olduğu görülüyor, o raporlar sizin raporunuzun eki de değil….hiçbir sorun yoktur diye bağlamışsınız. Bununla ilgili bir şey söylemeyecek misiniz?

Şöyle bir yanıt verdiler; “bizim yaptığımız, bağımsız denetimin, bağımsız denetim standartları çerçevesinde denetiminden ibaret…kanunun amir hükmünü yerine getirmeye çalışıyoruz” diye yanıtladı. Yasaya uyuyorsa biz ne diyelim!

Zaten yabancı şirket denetliyordu

Fon Genel Müdürü Komisyonda, 2020 yılı için PwC (Pricewaterhouse Coopers) adlı bir şirketle anlaşma yapıldığını söyledi. Yer yerinden oynadı; devletin bilgilerini yabancı bir şirkete nasıl verirsin? Diye kıyametler koparıldı.

Oysa 2018 ve 2019 yıllarını denetleyen KPMG de yabancıydı. Türkiye’deki uzantısı denetlemişti. Üstelik genel müdürün söylediğine göre Türkiye’deki ortak, bu büyüklükteki mali tabloları onaylama yetkisi olmadığı için “finansallar şirketin yurt dışı merkezine” gönderiliyordu.

Yerli sandığımız Şirket, 1917 yılında kurulmuş. Web sitelerinde, üye şirket ağının 154 ülkeden ve 197 bin çalışandan oluştuğu belirtiliyor. KPMG adını da önemli atılımlarda payı olan yöneticilerinin baş harflerinden almış. [ Klynveld – Peat - Marwick - Goerdeler ]

Denetim kimin için?

Denetim, ne meclis bütçe hakkını kullansın diye ne kamu fonlarının nasıl kullanıldığı sorgulansın diye yapılıyor. Tek amaç, projelere özellikle yabancı yatırımcı çekmek. Varlık Fonu adı altında topladıkları 1,5 trilyon lira değerinde olduğunu söyledikleri zenginliğin çekiciliğinden yararlanmaya çalışıyorlar. Bunu açıkça söylemekten de hiç çekinmiyorlar. Genel Müdür, komisyonda şöyle cümleler kurdu: “…(raporlar…) esasında sadece Türkiye’nin gözünden geçmiyor. Varlık Fonu denetimi diye başladığınız yerde yurt dışındaki bütün ekipler de dahil oluyor…bu raporları uluslararası kuruluşlara veriyoruz.

…bir maden projesi, sadece bir maden projesi değil; aynı zamanda bir finansman projesi, aynı zamanda potansiyel bir halka açılan ve değer yaratan yatırımcıları çektiğiniz bir platform. New York’ta halka açık olan tek şirketin şu an sahibi Türkiye Varlık Fonu. Yani bu anlamda kaslarımız gelişmek üzere…

Yabancılara verdikleri raporları halktan ve meclisten gizliyorlar ama…

Kasları nereye kadar gelişecek bakalım…