Hain sözcüğü halk arasında kötülük yapan ya da zarar veren kişiler için kullanılmaktadır. Kim vatansever, kim vatan haini? Karar sizin!

Vahdettin

Kimdir Vahdettin? Son Osmanlı padişahıdır. 4 Ocak 1861’de padişah Abdülmecit’in sekizinci oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Padişah oğlu olduğu için halkın gittiği okullarda değil sarayda yaşıtlarına göre daha iyi eğitim almıştır. Padişahlık yapan IV. Murat, II. Abdülhamit ve V. Mehmet’in kardeşidir. Veliaht olarak, yaveri Mustafa Kemal ile birlikte 1917’de Almanya seyahatini gerçekleştirmiştir. 

Bir halk çocuğu olarak askeri okullarda yetişmiş olan M. Kemal, Osmanlının I. Dünya Savaşı1’na katılmasına karşı çıkarken, Vahdettin’in padişah abisi, Osmanlıyı Almanya’nın yanında bu savaşa sokmuştur. Bu savaş sırasında, Osmanlıda adam yokmuşçasına ordunun yönetimi bir Alman generale bırakılmıştır. Bu savaşta, M. Kemal ve Mehmetçik sayesinde düşman donanmasının Çanakkale Boğazından geçmesi önlenmişse de, Osmanlı Ortadoğu’da Mekke’yi, Kudüs’ü, Bağdat’ı, Şam’ı, … bir bir itilaf devletlerine terk etmek zorunda kalmıştır.  

Vahdettin, abisi V. Mehmet’in 8 Temmuz 1918’de ölümü üzerine padişah olmuştur. Onu padişah yapan tek özelliği, babasının padişah olmasıdır. Vahdettin padişah olduktan sonra,

  • Başkomutanlığı üstlenmiş, İttihat ve Terakki’ye karşıtlığıyla bilinen M. Kemal’i Suriye Cephesi Komutanlığı’na atamıştır. 
  • Kaybedilen I. Dünya Savaşı’nı sona erdiren Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918’de imzalanmıştır. Bu savaşı kaybeden diğer ittifak devletleri, galipler arasında paylaşılıp işgal edilmemiştir. Oysa Anadolu’nun paylaşılıp işgal edilmesine Vahdettin ses çıkarmamıştır: İngilizler 13 Kasım 1918 ve 16 Mart 1920’de iki kez İstanbul’u, Fransızlar 4 Kasım 1918’de İskenderun’u, Yunanlılar 15 Mayıs 1919’da İzmir’i ve İtalyanlar 30 Ağustos 1919’da Antalya’yı işgal etmişlerdir. Ancak bu işgallere yöre halkları karşı çıkmıştır.
  • İngilizlerin şikayet ettiği asayişi sağlamak üzere M. Kemal Dokuzuncu Ordu müfettişliğine tayin edilmiştir. 
  • M. Kemal, bu resmi görevle 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktıktan sonra, bir avuç Osmanlı subayı ve aydını ile Anadolu’nun düşmandan temizlenmesine yönelik Kuvayı Milliye hareketini başlatmıştır. Bağımsızlık yönünde 28 Mayıs’ta Havza ve 12 Haziran’da da Amasya genelgeleri yayımlanmıştır.
  • M. Kemal’e, 8 Haziran 1919’da gönderilen telgrafla, “Emrinizde bulunan istimbotlardan biriyle hemen İstanbul’a teşrif etmeniz gerekmektedir” emri verilmiştir.
  • İstanbul’a dönmeyen M. Kemal, 23 Haziran 1919’da görevinden azledilmiştir. M. Kemal ise askerlikten istifa edip sivil olarak kurtuluş mücadelesine devam etmiştir. 23 Temmuz-7 Ağustos tarihlerinde Erzurum ve 4-11 Eylül 1919 tarihlerinde de Sivas kongreleri gerçekleştirilmiştir. 
  • Sivas Kongresi adına Vahdettin’e gönderilen 14 Eylül 1919 tarihli bir yazıyla, sadrazam Damat Ferit’in icraatları ve Kuvayı Milliye’ye karşı tutumu eleştirilmiştir. Ancak Vahdettin, Damat Ferit’in Anzavur komutasında bir ordu kurup Kuvayı Milliye’yi yok etmek üzere harekete geçmesine izin vermiştir. 
  • M. Kemal’e verilen bütün nişanlar geri alınmıştır (9 Ağustos 1920).
  • İstanbul’u işgal eden İngiliz kuvvetleri, Misak-ı Milli’yi kabul eden son Osmanlı Meclisini basmış bazı mebusları sürgüne göndermiştir (16 Mart 1920). 
  • Vahdettin, 30 Mart 1920’de İngiliz hükümetine, Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurulmasını ve İngilizlerin Osmanlı yönetimine karışmasını kabul ettiğini bildiren bir yazı göndermiştir. 
  • Osmanlı Meclisi, padişah iradesiyle kapatılmıştır (11 Nisan 1920). 
  • M. Kemal ve Kuvayı Milliye’cilerin çabalarıyla, çeşitli yöreleri temsilen seçilen kişilerle ve Osmanlı Meclisi’nden de gelen katılımcılarla 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) açılmıştır. Halk egemenliğini ve emperyalizm karşıtlığını benimseyen ülkeyi işgalden kurtarmayı amaçlayan TBMM hükümeti kurulmuştur. 
  • Vahdettin, M. Kemal ve beş arkadaşının idama mahkum edilmesini onaylamıştır (24 Mayıs 1920).
  • 10 Ağustos 1920’de, Osmanlı ile galip gelen itilaf devletleri arasında Sevr Anlaşması imzalanmıştır. TBMM’nin şiddetle reddettiği bu anlaşmayla Vahdettin, kapitülasyonun devamını, Anadolu’nun işgalini, Ege adalarının tümüyle Batı ve Doğu Trakya’nın Yunanlılara, … bırakılmasına karşı çıkmamıştır.  
  • TBMM, 1921’de ulusal egemenlik ilkesini benimseyen Anayasa’yı kabul etmiştir. Padişahçı isyancılarla ve işgalcilerle yapılan Sakarya savaşıyla Yunanlıların ilerlemesi durdurulmuştur. 
  • Vahdettin, Kuvayı Milliye Sakarya’da savaşırken (22 Ağustos-13 Eylül 1921), büyük bir tantana içinde on dokuz yaşındaki cariyesiyle evlenmiştir. 
  • 26-30 Ağustos 1922 günlerinde yapılan Dumlupınar Meydan Muharebesi sonrasında 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Mütarekesi’yle Kurtuluş Savaşı son bulmuştur. Kasımda başlayacak olan Lozan barış konferansına Vahdettin hükümeti de davet edilince TBMM, 1 Kasım 1922’de, padişah ve hilafet adına Kurtuluş Savaşına katılmış Rauf Orbay gibi subayların da desteği ile Osmanlı hanedanına/saltanata son vermiştir. 
  • Vahdettin, sığınma isteğinin yazılı olmasını isteyen  İstanbul işgal orduları kumandanı General Harrington’a, 16 Kasım 1922’de güvenli bir yere gönderilmesi için mektup göndermiştir. 
  • Vahdettin eşleri ve çocuklarıyla, 17 Kasım 1922’de,bir İngiliz gemisiyle Malta’ya götürülmüştür.
  • TBMM hükümeti ile itilaf devletleri arasında 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Anlaşması ile ülkenin bağımsızlığı güvence altına alınmıştır. 29 Ekim 1923’te de halk egemenliğine dayalı Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
  • Vahdettin, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk icraatlarından biri olarak TBMM’nin 3 Mart’ta hilafeti kaldırması üzerine 13 Mart 1924'te sığındığı ülkeden ABD başkanına yazdığı mektupta, TBMM “gibi bir isyancı fitnenin bu konuda alacağı tüm kararların geçersiz olacağını bildiririm” demiştir. 

Türk Dil Kurumu’na göre hain, ‘kutsal sayılan şeylere, kavramlara kötülük eden’ kimsedir. Hain sözcüğü halk arasında kötülük yapan ya da zarar veren kişiler için kullanılmaktadır.  

Kim vatansever, kim vatan haini? Karar sizin!

[email protected]

  • 1. Bu savaş, Almanya, Avusturya ve Macaristan’ın başını çektiği İttifak devletleri ile İngiltere, Fransa ve Rusya’nın başını çektiği itilaf devletleri arasında olmuştur.